Ege gıda mühendisliği nostaljisi
Geçen hafta Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından “Gıda Mühendisliği Öğreniminin 37. Yılı” kapsamında kutlamalar yapıldı. Bu sırada gıda mühendisliği öğretimine önemli katkıları olan Prof. Dr. Erdal Saygın ile Prof. Dr. Mahir Çolakoğlu’nun adları iki dershaneye verildi.
Prof. Dr. Erdal Saygın’ı birkaç yıl önce kaybetmiştik. Halen sağlıklı bir şekilde yaşayan değerli hocam Prof. Dr. Mahir Çolakoğlu dersliğin açılışında yaptığı konuşmayla herkesi duygulandırdı. Bu iki değerli insanı unutmayan ve bu şekilde takdir edilecek bir davranış gösteren Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şebnem Tavman’ı kutluyorum.
Ege Üniversitesi Rektörü’nün de yer aldığı, Prof. Dr. Erdal Saygın ile Prof. Dr. Mahir Çolakoğlu Dershaneleri’nin açılış dersini ben verdim. Tam 28 yıl sonra Bornova’da Gıda Mühendisliği Bölümü’nde tekrar ders vermem benim için önemliydi. Çünkü daha ilk derse girmiş gibi heyecan duydum. Heyecan duymamım asıl nedeni 25 yıl önce ders verdiğim öğrencilerimin de sınıfta çoğunlukla olmalarıydı. Birçok öğrencim bugün meslektaşlarım olarak çeşitli kurumlarda çalışmaktalar. Aralarında profesör olanlar da var. O zamanki öğrencilerim ve bugünkü meslektaşlarımla birçok anımızı paylaştık. Hemen herkesin yaşadığı anıları ayrı ayrı duymak insanı çok mutlu ediyor. Ayrıca uzun süre göremediğim öğretim üyesi arkadaşlarımla da hasret giderme şansım oldu.
Otuz yıllık üniversite yaşamımda en hoşuma giden ve onur duyduğum dönem Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nde yaptığım hocalık zamanıdır. Bugün o günlere döndüğümde yaptığım işe ne kadar önem verdiğimi anlıyorum. Derslerimi büyük bir heyecan ve istekle verdiğimi anımsıyorum. Öğretmek için caba verdiğimi ve öğrencilerimin başarılı bir mühendis olmaları için ne anlatmışsam hepsini sınavlarda sorduğumu hatırlıyorum. Üniversite hocalığının önemli bir işlevi olduğunu düşünüyorum. Burada öğrencileri önemsemek vardır. Onlara yeni bilgileri öğretirken yaşam felsefesi konularında da deneyimlerin aktarılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Öğrenciye haksızlık etmemeli ve hak etmediği not asla verilmemelidir. Sonuçta öğrenciyi, hoca haksız not vererek borçlandırmamalıdır. Dersimi zor ama hak ederek geçen öğrencilerimin sonradan hep saygı duyduklarını gördüm. Her zaman olduğu gibi iyi niyetli ve adaletli olmak çok önemli.
Dersliklerin açılış dersinin konusunu “Gıda Mühendisliğinin Felsefesi” olarak belirlemiştim. Dersin başında felsefenin benim alanım olmadığını söyledim. Ama felsefenin çok önemli olduğunu vurguladım. Çünkü felsefe insanın olaylara derinlemesine ve bütünsel olarak bakmasına olanak verir. Felsefe yapmak birçok kesimde boş konuşmak olarak da algılanmaktadır. Bu tamamen yanlış bir düşüncedir. Bugün yaşadığımız birçok olumsuz olayın altında felsefe bilmemek yatmaktadır. Her şeyde olduğu gibi gıda mühendisliğinin de felsefesi vardır. Önemli olan bu felsefe yaklaşımının nasıl olacağını bilmektir. Bu konuyu ilk fırsatta bu dergide işlemek istiyorum. Felsefesi iyi kurgulanmış olan bir politikanın, kurum veya insan yaşamına her zaman yarar ve başarı getireceğine inanıyorum.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Beslenme ve Gıda Teknoloji Bölümü Başkanlığı yaptığım 1985 – 1995 yılları arasında birlikte çalıştığım Prof. Dr. İhsan Alperder’in vefat ettiğini öğrendim. Sevgili İhsan Bey çalışkan ve işine heyecan katan bir insandı. Kendisiyle birlikte çalışmaktan her zaman mutluluk duydum. Bölümümüzün gelişmesinde ve araştırma etkinliğinin artırılmasında çok büyük katkıları olmuştur. Genç araştırmacıların yetişmesinde de önemli destek vermiştir. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Prof. Dr. Mehmet Pala
mpala@superonline.com