Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Pazarlama eksikliği meyve sektörünün belini büküyor

Türkiye sahip olduğu iklim ve toprak özellikleri nedeniyle oldukça yüksek düzeyde meyve üretim potansiyeline sahip bir ülke. Buna rağmen ülkemizin meyve ihracat verileri ve yaş meyvenin üreticiye getirisi incelendiğinde beklenilen rakamlara ulaşmak mümkün olmuyor.

 




portakal_agaci.jpg

Türkiye sahip olduğu gerek toprak ve su kaynakları potansiyeli, gerekse farklı mikro klimalar yönünden pek çok meyve türünü yetiştirme olanağına sahip şanslı bir ülke. Son 10 yıllık ortalama itibariyle tarımsal üretim değerinde yaş meyve üretim değeri payının %22 bitkisel üretim değerinin ise %33 olması, meyvecilik sektörünün ülkeye sağladığı ekonomik katkının en belirgin göstergesi. Üretim açısından potansiyeli yüksek olarak değerlendirilen ülkemizin meyve ihracat verileri ve yaş meyve satışlarının üreticiye getirisi incelendiğinde istenilen düzeyde olmadığı anlaşılıyor.

Türkiye'de resmi istatistiklerde yer alan 35 meyve türünden yılda ortalama 13 milyon ton üretim gerçekleştiriliyor. Üretimin amaca ulaşmasını sağlayan en büyük etken ise ‘Pazarlama’. Günümüz Türkiye'sinde, serbest pazar ekonomisi gün geçtikçe daha fazla yaygınlaşıp, önemini hissettiriyor. Üreticinin arazi, emek, sermaye ve girişimcilik gibi üretim faktörlerini kullanarak ürettiği ürün ancak iyi bir pazarlama sistemi ile tüketiciye ulaştığında gerçek ekonomik değerini bulabiliyor.

 

“Ürünler maliyetinin altında satılıyor”

Son yıllarda meyvecilik konusunda önemli yatırımların gerçekleşmesine rağmen üreticinin yeterli girdiyi sağlayamamasının en büyük nedenini pazarlama sorunu olarak gören TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Dr. Turhan Tuncer, “Tarım sektörümüz içinde çok önemli bir yere sahip olan meyve üretiminde son yıllardaki üretim artışları son derece sevindirici. Ancak üretilen ürünler maliyetinin altında satılıyor. Bu nedenle birçok üretici ürünlerini toplayıp, zarar etmektense, dalında çürümeye bırakmayı tercih ediyor. Ya da alıcı bulamayan ürünler yollara dökülüyor. Üreticinin ancak 1 birime satabildiği meyveler, büyükşehir marketlerinde en az 2 katı bazen 10 -15 katı ile tüketiciye sunuluyor. Bu durum hem üreticinin, hem de tüketicinin zarar görmesine neden olurken, aynı zamanda toplumsal refahı da bozuyor. Ayrıca, girdi maliyetlerinin yüksekliği, hastalıklarla mücadelede teknik talimatların yetersizliği, ihracat düşüklüğü gibi sorunlar nedeniyle üretici ciddi sıkıntılar yaşıyor. Bu durum devam ederse üreticilerin, bahçelerini kaderlerine terk etmekten başka bir seçenekleri kalmayacak” sözleriyle meyve üreticisinin başlıca sıkıntılarını dile getiriyor.

 

Üretici, aracı istemiyor

Hızla artan nüfusun beslenmesinde ve meyve suyu sektöründe önemli bir yer tutan yaş meyvelerin üreticiden tüketiciye ulaştırılmasında önemli sorunlarla karşılaşılıyor. Yapıları gereği çabuk bozulabilir olduklarından, pazarlama aşamasında diğer tarım ürünlerine oranla daha fazla dikkat ve teknik gerektiriyor. Yaş meyveler, türü, çabuk bozulabilirlik derecesi, işlenebilme özelliği ve üreticinin pazarlama sistemi alışkanlığı gibi bir dizi nedene bağlı olarak değişik kanallardan pazarlanıyor. Türlere göre değişmekle birlikte meyve pazarlamasında toptancı hallerinin önemli bir yeri var. Bu alanda hizmet verenler, büyük çoğunlukla komisyoncular, nadiren de üretici birlikleri ya da kooperatifler oluyor. Alıcılar ise, genellikle perakendeciler ve toplu tüketime yönelik hizmet veren kişi ya da kuruluşlar. Oysa üretici düzeyinde yapılan araştırmalar, yaş meyvelerin, türlere göre, % 13 ile % 42'sinin toptancı halleri aracılığı ile pazarlandığını ortaya koyuyor. Aslında, üretici herhangi bir düzeyde alıcıya direkt satışı yeğlemekte, fakat bu durum çoğunlukla gerçekleşemiyor. Üreticiler genellikle işgüçlerini üretime yönlendirdikleri için, pazarlama fonksiyonuna yeterli zamanı ayıramıyorlar. 

Yaş meyve pazarlamasında bir diğer olumsuzluk, işlenmiş meyveye günümüzde duyulan talebin sınırlı oluşu nedeniyle  kurulu bulunan meyve işleme sanayinin düşük kapasite ile çalışma durumunda kalması, böylece yaş meyvelerin dalından koparıldığı gibi doğal hali ile pazarlanması zorunluluğu. Bu durum, binlerce üreticinin ürettiği aynı tür meyvenin bir anda pazara sunulması ve talebe göre arz fazlalığı nedeniyle fiyatın düşmesine neden oluyor.

 

Meyve tüketiminde kampanya çağrısı

Üretici fiyatlarının düşmesini engellemede dış satımın önemli role sahip olduğuna dikkat çeken Turhan Tuncer, “Ne yazık ki bu olanak ülkemizde yeterli ölçüde değerlendirilemiyor. İhracata konu olan ürünlerin uluslararası piyasalarda talep edilen çeşitlere uygun olmayışı ve üretimden tüketime miktar ve kalite kayıplarının yüksekliği nedeniyle, ihracatın üretime oranı kimi zaman çok düşük kalıyor. Kalıntı sorunları nedeniyle ürünlerimiz gümrük kapılarından dönmesi ise büyük maddi zararların yanı sıra prestij kaybına da neden oluyor. Üreticilerin bu alanda üretimlerini sürdürebilmeleri için yeterli ve istikrarlı bir gelire kavuşmaları gerekiyor. Bunun için temel girdiler desteklenmeli, üretici örgütlenmesi ile verimlilik ve kalite artırıcı araştırmalar teşvik edilmeli. Meyvelerin ülke içinde tüketiminin artırılması için kampanyalar açılmalı” diyor.

 

Avantajları lehimize çevirmeliyiz

Yeni meyve bahçelerinin kurulmasında iklim avantajını lehimize kullanmamız gerektiğini söyleyen TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Dr. Turhan Tuncer, “Hasadı geniş zamana yayacak üretim bölgeleri ve fidan seçiminde doğru hareket edilmeli, erkenci ve geççi özellikleri göz önüne alınmalı buna göre teşvik edilmeli. Aksi takdirde dikildikten 4-5 yıl sonra yaşanacak yanlışlık telafisi olmayan sonuçlar doğurur. Bu nedenle fidancılık sektöründe ziraat mühendislerin istihdamı zorunlu tutulmalı. Ayrıca ihracat teşvik primleri yükseltilmeli ve dağılım çeşit bazında genişletilmeli. Hastalık ve zararlılarla mücadelede ve kimyasal kullanımında çevreye ve insan sağlığına dost iyi tarım uygulamaları geliştirilmeli ve sonuç olarak dünyada kabul görmüş rekabet kriterleri doğrultusunda meyvecilik sektörü yapılandırılmalı” açıklamasında bulunuyor.

 

Bölünmüş araziler büyük sorun

Ondokuzmayıs Üniversitesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hüsnü Demirsoy, ise meyvecilik sektörünün en önemli problemini arazi bölünmesi olarak görüyor. Aynı zamanda meyveciliğin bu problemi kendi içinde çözdüğünü belirten Demirsoy, “Küçük aile işletmelerinin büyük profesyonel anlayışla yönetilen büyük işletmelere dönüşümü ile bu sorun aşılacak gibi. Küçük bir bahçenin hem geliri hem de gideri çok ticari olmadığı için dünyadaki gelişmeler bu bahçelerde kendini gösteremiyor. Ama ülkemizin değişik bölgelerinde yeni kurulan büyük meyvecilik işletmelerinde dünya ile yarışır meyve bahçeleri kurulmaktadır ki çözüm de burada yatıyor. Bu konuda devletimize de önemli görevler düşüyor. Dünyanın birçok yerinde meyvecilik devlet tarafından destekleniyor. Ülkemiz tarım politikalarının bu anlamda önemli destekleri var. Devlet büyük meyve bahçelerinin kurulmasını daha artırmalı. Artan büyük bahçeler yeni istihdam alanları oluşturacak” diyor.

İç spot: Meyve yetiştiriciliğinde erkenciliğin sağlanabilmesi, tarımsal işgücü ücretlerinin birçok  ülkeye göre düşük olması ve büyük pazar konumundaki ülkelere yakınlığımızla üretim ve ihracat açısından önemli bir noktadayız. İhracat yaptığımız ülkelerin kalite taleplerini karşılayamamak ve ürünlerimizde zirai ilaç kalıntılarının yüksek olması ise aşamadığımız sorunların başında geliyor.

 

“Tüm ilkelliğimize rağmen şampiyon biziz”

Meyveciliğin ülkemiz için dünya ile rekabet edebileceğimiz en iyi alanlardan biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hüsnü Demirsoy,”Belki yakın zamanda dünyanın en iyi otomotiv ülkesi olamayacağız. Muhtemelen uzayda da rekabet gücümüz çok olmayacak. Silah sanayinde de ABD ile rekabetimiz zor gözüküyor. Futbolda da Avrupa ya da dünya da şampiyonluk göremeyebiliriz. Fakat meyvecilikte tüm ilkelliğimize rağmen, büyük işletmelerde modern anlamda meyvecilik yapamamamıza rağmen modern dünyada şampiyonuz. Bunun kıymetini bilelim, bir an önce meyveciliğimiz en üst düzeye çıkaracak modern meyveciliğe geçmeliyiz” diyerek sözlerini noktalıyor.