Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Bakan Eker’den genç işadamlarına yatırım tüyoları

Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) tarafından düzenlenen Gündem 06 toplantısında genç girişimcilere tarım ve gıda sektöründe yapabilecekleri yatırımlarla ilgili önerilerde bulunan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, gelir düzeyi yüksek tüketici kitlesinin ağırlıkta olduğu bölgelerde yapılacak “organik” ve “iyi tarım” uygulamaları ile kent insanının pastoral hayat özlemini giderecek çiftlik ve kırsal turizm etkinliklerini cazip yatırım alanları olarak hedef gösterdi.





mehti_eker.jpg

Aydın Arıcıoğlu - Ankara

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) tarafından düzenlenen “Gündem 06” toplantısında genç girişimcilere tarım ve gıda sektöründe yapabilecekleri yatırımlar konusunda öneriler aktardı. Genç müteşebbislere yatırım sürecinde yararlanabilecekleri destek mekanizmaları konusunda bilgi de veren Bakan Eker, gelir düzeyi yüksek tüketici kitlesinin ağırlıkta olduğu bölgelerde yapılacak “organik” ve “iyi tarım” uygulamaları ile kent insanının pastoral hayat özlemini giderecek çiftlik ve kırsal turizm etkinliklerini cazip yatırım alanları olarak hedef gösterdi.

Bakanlık olarak üzerinde çalıştıkları ‘Organize Sera Bölgeleri’nin de ayrı ve kârlı bir yatırım alanı olarak düşünülebileceğini söyleyen Eker, Avrupa Birliği’nin hibe fonlarını kullandırmak üzere ilk etapta 20 ilde oluşumu tamamlanan, 22 ilde de şu sıralar faaliyete geçmesi beklenen Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun genç müteşebbisleri yatırımlarında ciddi anlamda destekleyeceğini söyledi. Bakan Eker şöyle sürdürdü:

“Genç işadamlarımızın bu kurumu yakından takip etmesini öneririm. Avrupa Birliği’nden ‘Katılım Öncesi Mali Yardım Programının Kırsal Kalkınma Bileşeni’ adı altında alacağımız destekleri bu yapı altında %50 hibe destek olarak vereceğiz. Bazılarında %50’yi de aşıyor. Bu kapsamda desteklenecek yatırım alanları hayli geniş: Süt üreten tarımsal işletmeler, et üreten işletmeler, süt ve et ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması, meyve-sebzelerin işlenmesi ve pazarlanması, su ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması, çiftlik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi… Çiftlik faaliyetlerine özellikle dikkat çekmek isterim. Bu son zamanlarda öne çıkan yeni ve ilginç bir yatırım alanı… Şehirde yaşayan insanların pastoral hayata, kendi köklerine büyüyen bir özlemi söz konusu... İnsanlar şehrin gürültüsünden çıkıp, kırsal hayata kendilerini atmak istiyorlar hafta sonları. Ve bu talep giderek artacak. Onun için çiftlik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi, kırsal turizm gibi faaliyetler giderek daha çok talep edilen bir konu haline gelecek. Bu faaliyetler o nedenle destek kapsamına alındı. Genç müteşebbislerimiz bu alanlarla ilgili proje yaptığında - konusuna göre değişmekle birlikte - hayli yüksek miktarda, hatta birkaç milyon TL’ye varabilen desteklerden yararlanabilecekler.”


Organize sera bölgeleri

Lisanslı depoculuğu da bir diğer cazip çalışma alanı olarak genç yatırımcıların dikkatine sunan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Mehdi Eker, “Polatlı’da ilk örneğini başlattığımız lisanslı depoculuğun geliştirilmesi de hedeflerimiz arasında önemli yer tutuyor. Sadece buğday ile ilgili olarak değil, diğer ürünlerde de bu konuda ciddi bir potansiyel mevcut” diye konuştu. Termal suların bulunduğu bölgelerde organize sera bölgeleri oluşturarak, sıcak suyun sera ısıtmada kullanılması olanaklarının da araştırıldığını belirten Bakan Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları da özellikle gelir düzeyi yüksek bir tüketici kitlesine yönelik üzerinde durulması gereken yatırım alanları olarak kendini gösteriyor. Sadece Ankara merkezinde bu nitelikte 5 milyona yakın bir nüfus var. Benzer nitelikte yerleşim alanlarının hemen hepsinde de hem organik tarım talebi hem iyi tarım uygulamalarına yönelik ciddi bir talep söz konusu. Bilindiği gibi, organik tarımda kimyevi gübre hiçbir şekilde kullanılmaz. Ama bu durumda üretim de o nispette düşüyor. Dolayısıyla fiyat çok pahalı hale geliyor. Buna karşın ‘iyi tarım’ uygulamasında ise toprak hazırlama safhasından ürün aşamasına kadar uyguladığınız her şey kontrol altında tutuluyor ve denetleniyor. Yani “hangi gübreyi kullandın, niçin o gübreyi kullandın, ne kadar kullandın?”. Hepsi araştırılır. Ne kadar kullanmak gerektiğini tahlil sonucuna göre tayin ediyor, fazla hiçbir şey vermiyorsun. Dolayısıyla zarar verecek düzeyde hiçbir şey kullanılmamış oluyor. Öyle olunca da hem yüksek verimli, maliyeti daha düşük bir üretim hem de sağlıklı ve kaliteli ürün elde ediyorsun. Özellikle Ankara ve çevresinde iyi tarım ve organik tarım konusunda da ciddi potansiyel olduğunu düşünüyoruz.”
 

Hangi yatırıma ne kadar destek var?

Bakan Mehdi Eker’in verdiği bilgilere göre, asgari yatırım tutarı 1 milyon TL. olan entegre hayvancılık yatırımları - entegre damızlık hayvancılık yatırımları dahil olmak üzere – bölgesel teşvik sistemi kapsamında destekleniyor. Süt yönlü büyükbaş entegre yatırımlarında 500 büyükbaş, et yönlülerde 700 büyükbaş/dönem, damızlık büyükbaş entegre yatırımlarında 500 büyükbaş, damızlık küçükbaş entegre yatırımlarında 2 bin küçükbaş, süt ve et yönlü küçükbaş entegre yatırımlarında 2 bin küçükbaş/dönem ve kanatlı entegre yatırımlarında 200 bin adet/dönem asgari kapasite şartı aranıyor.

Gıda ürünleri ve içecek imalatında asgari yatırım tutarı 2 milyon TL olan işletmeler, su ürünleri yetiştiriciliğinde balık larvası ve yumurtası üretimi dahil 1 milyon TL asgari yatırım tutarına sahip işletmeler, soğuk hava deposu hizmetlerinin 1000 metrekaresi, asgari yatırım tutarı 2 milyon TL olan lisanslı depoculuk yatırımları ile asgari 40 dekar genişlikte seracılık faaliyetleri de bölgesel teşvik kapsamında destekleniyor.


50 yılın en istikrarlı dönemi

Bakan M. Mehdi Eker, Ankara Rixos Otel’de gerçekleştirilen toplantıda tarım sektöründe yaşanan gelişmeleri de aktardı. Türk tarımının küresel krizlere ve şiddetli kuraklıklara rağmen son 8 yılın yedisinde büyüdüğünü, bu alanda son 50 yılın en istikrarlı döneminin yaşandığını kaydeden Eker, “Ekonominin ve Türkiye’nin lokomotif sektörü haline geldik. Bugün tarım sektörümüz 75 milyonluk nüfusumuzu ve ayrıca her yıl ülkemizi ziyaret eden 30 milyon turisti besleyecek bir büyüklüğe ulaşmış durumdadır. Son dokuz yılda birçok bitkisel ve hayvansal ürünün üretiminde rekor artışlar yaşandı. 2002 yılında 30.8 milyon ton olan tahıl üretimimiz 2011 yılında 35.2 milyon tona ulaştı. 2002 yılında 13.3 milyon ton olan toplam meyve üretimimiz 2011’de 17.2 milyon tona, aynı zaman zarfında turunçgiller üretimi 2.5 milyon tondan 3.6 milyon tona, ayçiçeği üretimi 850 bin tondan 1 milyon 335 bin tona, kırmızı et üretimi  421 bin tondan 777 bin tona, beyaz et üretimi 726 bin tondan 1 milyon 614 bin tona, süt üretimi  8.4 milyon tondan 15 milyon tona, su ürünleri yetiştiriciliğindeki üretim 61 bin tondan 167 bin tona çıktı” diye konuştu.

Türk gıda ve tarım ürünlerinin bu süreçte dünya sofralarında kendine daha geniş yer bulduğunu da dile getiren M. Mehdi Eker, 2002 yılında 4 milyar dolar olan tarım ürünleri ihracatının 2011 yılında 15.3 milyar dolara ulaştığını, gıda maddeleri dış ticaretinin ise 2011 yılında 3.6 milyar dolar fazla verdiğini söyledi. Eker, “Türkiye dünya tarımsal üretiminde 30 ayrı üründe, tarım ürünleri ihracatında ise 26 üründe ilk beş ülke arasında yer almaktadır. 186 ülkeye 1536 çeşit tarımsal ürün ihraç eden bir ülke haline geldik” dedi.

 

Verim bazlı destekleme modeli

İki senelik bir çalışmayla, topoğrafya, iklim ve toprak özellikleriyle ilgili 528 milyon data kullanarak ülkenin 24 milyon hektarlık tarım arazisinin her 2500 metrekarelik bölümünde hangi ürünün, hangi verimlilik seviyesinde yetiştirilebileceğini gösteren bir harita hazırladıklarını belirten Bakan M. Mehdi Eker, “Sonuçta şu anda Türkiye’nin hangi havzasında, hangi ili, hangi ilçeyi isterseniz isteyin, tek bir bilgisayar tuşuna basarak, orada hangi ürünler tavsiye edilir, hangi ürünler belirli bir verimlilik düzeyinin üzerinde yetiştirilebilir, görebiliyoruz” diye konuştu. Eker, üniversitelerin ve uzman kişilerinden oluşan 200 kişilik bir ekibin çalışmasıyla ortaya konan bu haritanın destekleme modeliyle de ilişkilendirildiği belirterek şunları söyledi:

“Ülkede yetiştirilebilecek ürünlerle ilgili destekleri de bu model ile ilişkilendirdik. Yani şunu diyoruz: Eğer bir havzada bir ürün verimli ise, o havzada o ürüne prim desteği veriyoruz. Eğer verimli olmayan bir ürünü o bölgede ekmeye, dikmeye kalkarsan, biz diyoruz ki, ‘arkadaş sen yanlış bir iş yapıyorsun, bundan kâr edemezsin! Bu yanlışa bize ortak etme. Sen burada bunu dikmekte ısrar edersen, bunun için ben destek veremem! Bunu kendi imkânınla yap, riskini al, sürdür!’ Bu modeli bütün ürünleri kapsayacak hale getirmek istiyoruz.”
 

Bakan Eker:

“Bakanlık olarak üzerinde çalıştığımız ‘Organize Sera Bölgeleri de ayrı ve kârlı bir yatırım alanı olarak düşünülebilir. Avrupa Birliği’nin hibe fonlarını kullandırmak üzere ilk etapta 20 ilde oluşumu tamamlanan, 22 ilde de şu sıralar faaliyete geçmesi beklenen Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun genç müteşebbisleri yatırımlarında ciddi anlamda destekleyecek.”