Gıda mühendisleri sektörün neresinde?
Gıda mühendislerinin istihdamına ilişkin ellerinde sağlıklı bilgilerin bulunmadığını söyleyen Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Petek Ataman, gıda güvenliğine önem veren işletmelerde daha fazla gıda mühendisi çalıştırdığına dikkat çekerken, Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Buzbaş ise, doktora seviyesinde uzmanlaşan gıda mühendislerinin katma değer artışı yaratarak sektörde tercih edilebilir noktaya geleceklerini ifade etti.
Gıda mühendislerinin sektörün en önemli bileşenlerinden biri olduğu herkes tarafından biliniyor. Özellikle beslenme ve toplum sağlığı ile yarattığı katma değer açısından gıda üretiminin ve bunun paralelinde gıda mühendisliğinin değeri gün geçtikçe artıyor. Gıda Teknolojisi Dergisi olarak, bu mesleği icra edenlerin istihdamındaki son durumu, yaşadıkları sorunları, atılması gereken adımları ve sektörün gıda mühendislerinden beklentilerini uzmanlara sorduk. Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Petek Ataman ile Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Buzbaş konunun önemine ilişkin önemli değerlendirmeler yaptılar.
Gıda güvenliğine hassas firmalar gıda mühendislerine daha fazla yer veriyor
Türkiye’de üniversitelerden yılda 3 bin – 3 bin 500 gıda mühendisinin mezun olduğunu belirten Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Petek Ataman, istihdama ilişkin ellerinde çok sağlıklı bir verinin olmadığını ancak büyük ve farkındalık düzeyi yüksek işletmelerde çok sayıda gıda mühendisinin çalıştığını söyledi. Küçük firmalarda yasal zorunluluk olanlarda bir kişinin istihdam edildiğini dile getiren Ataman, onun da her zaman gıda mühendisi olmadığı bilgisini paylaştı. Bakanlık bünyesinde görev yapan 4 bin 635 gıda kontrolörünün sadece 852’sinin gıda mühendisi olduğunun altını çizen Petek Ataman, bu rakamların gıda kontrolörü unvanlı kişiler üzerinden ifade edildiğini, eğer birincil üretimden son üretime kadarki zincirde görev alanlar düşünüldüğünde o zaman sayının oransızlığının çok daha net görüleceğini kaydetti. Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Ataman şöyle konuştu:
Ataman, “O zaman sayılar diğer mesleklerde 10 binlerle ifade ediliyor. Bu çok dengesiz bir durum. Birincil üretimde yerinde danışmanlık-kontrol için bir proje geliştiriyorsunuz (TAR-GEL); burada amaç köydeki tarla ve çiftliklere hizmet götürmek. Bu kişiler kamudan maaş veriyor, peşinden kadroya alıyorsunuz. Sonra o ürünlerin işlendiği yerlerde aynı hassasiyeti göstermeyerek kendi başlarına bırakıyorsunuz. Bununla kalmıyor, tarlada, ahırda çalışacak meslek grubu değil diye bu kadrolara gıda mühendisi almıyorsunuz (ki kesinlikle doğru bir karardır), ama peşinden ‘benim gıda kontrolörü sayım yeterli değil, bu proje kapsamındaki kişileri hem de gıda kontrolünde kullanayım’ diyorsunuz. İşte bu noktada niyet ne olursa olsun; görüntü ne yazık ki mesleki taassup ve ayrımcılık… Bir kadro açılıyor; 1996 yılından beri var olmayan bir unvanla. Bu yanlışı düzeltmek dahi basitçe olmuyor, büyük bir mücadele gerekiyor. Bu konuda son bir konu daha vurgulayayım; Bakanlık taşra teşkilatından hangi mesleklere ihtiyaç duyduklarını soruyor, sonra verilen cevaplara uygun kadrolar da oluşturulmuyor. Taşranın birçok noktası bu ihtiyacı yakıcı biçimde hissediyor.”
İşsiz gıda mühendislerinin sayısı hakkında da ellerinde net veriye sahip olmadıklarını, çok sayıda oda üyesinin çeşitli yollarla (telefon, e posta, bizzat gelerek) sürekli olarak iş aradığını belirten Ataman, işsizliğin diğer birçok meslekte olduğu gibi, kendi alanlarında da önemli bir sorun olduğuna dikkat çekti. Gıda mühendislerinin işsizlik kadar, kurumsallaşmamış işletmelerde görev almanın zorluğunu da yaşadığını aktaran Petek Ataman, “Tüm çabalarımıza rağmen iş tanımları doğru dürüst yapılmadan; gerek ücret gerekse sosyal güvenceleri açısından birçok sıkıntı yaşayarak görev yapıyorlar. Halk sağlığını ilgilendiren bir konuda çalışıyor olmanın verdiği sorumlulukla bu koşullar daha da ağır gelmeye başlıyor bazen. Bu nedenle de başka sektörde çalışmaya başlayan arkadaşlarımız var” diye konuştu.
Küçük ve orta ölçekli firmalar istihdama ket vuruyor
Gıda mühendislerinin özel sektördeki istihdamına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Petek Ataman, “Farkındalığı olan işyerleri ki bunlar her zaman sanıldığı gibi büyükler de olmayabiliyor, zaten gereği kadar ihtiyacı olan mesleklerden istihdamda bulunuyor. Bunlar; konunun ve riskin boyutlarının farkında olan, uzman personele yapacakları ödemenin, üretimden kaynaklı yaşayacakları bir gıda güvenliği sorununun yaratacağı çok daha büyük maddi ve manevi zararı önleyebileceğinin bilincindeki az sayıda işletme. Ancak “istihdam” maddesi dışında kalan (yani uzman personel istihdam etmek zorunda olmayan 30 BG ve 10 personelin altındaki) çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletme uzman mesleklerden hiçbirini istihdam etmiyor. Üstelik bir de kapasite raporlarını gerçek dışı biçimde küçülterek kendini küçük işletme sınıfına sokuyor. Denetlemelerde bu konuya hiç bakılmadığı için de her şey çok kolay oluyor. Dolayısıyla; beklentilerimizden biri bu kapasite raporlarının doğru olup olmadığının takibi ve denetlenmesidir. Bakanlık bu boyut üzerinden kanunda hüküm geliştirdi ise, bunu denetlemesi gerekiyor. Yoksa kandırılmaya göz yummuş oluyor” dedi. Küçük tanımı içine giren firmaların esasında toplamda çok miktarda gıda üreticileri olduğuna dikkat çeken Ataman, bunların gıda işletmelerinin yaklaşık %80’ini oluşturduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.
Gıda mühendislerinden temel beklenti sektöre katma değer artışı sağlamaları
1977 yılında İzmir Gıda Teknolojisi Yüksek Okulu’nun, gıda fakültesine dönüştürülmesiyle Türkiye’de gıda mühendisliği eğitiminin başladığını, bu bilim dalının geçmişinin eski olmadığını anlatan Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Buzbaş, “Günümüzde ve yakın gelecekte kolay istihdam edilebilir gıda mühendisleri nasıl olmalıdır?” sorunun iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Gıda mühendisinin; gıda maddelerinin üretiminden tüketimine kadarki tüm süreçlerde sağlığa uygun, güvenilir ve kaliteli gıda üretilmesi, gıda üretim teknolojilerinin geliştirilmesi, gıda maddelerinin ambalajlanması ve depolanması, üretilen gıdaların kalite kontrollerinin yapılması, gıda alanında araştırma geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesi görev ve sorumluluklarını alan kişi olarak tanımlandığını ifade eden Buzbaş, “Gıda sanayi 498 bin 361 mavi yakalı çalışanı istihdam ediyor. İç piyasaya yönelik üretim yapması krizlerden daima en son etkilenir olmasına neden olmaktadır. Buna karşın gıda sektörünün rekabet gücünün artırılması en başta gelen hedeflerden biridir. Bunu sağlayacak politikalar olarak yenilikçilik kapasitesinin artırılması, gıda güvenliğinin sağlanması, işletmelerin modernizasyonu ve hijyen koşullarının iyileştirilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi sayılabilir. Günümüzde sanayinin gıda mühendislerinden temel beklentisi sektöre katma değer sağlamalarıdır. Bunu yapabilecek gıda mühendislerinin artık doktora yapmış olmaları kaçınılmaz olacaktır. Doktoranın tez konusundan çok buradaki beklenti araştırma yetkinliğinin kazanılmış olması” diye konuştu.
Gıda sanayinde çalışabilecek eğitilmiş iş gücü arzı toplamının yıllık 8 bin kişiyi bulduğunu, bu arzı karşılayacak bir talep olanağının Türkiye’de henüz bulunmadığını aktaran Necdet Buzbaş, gıda mühendislerinin kesinlikle kariyerlerini farklılaştırmaları gerektiğini belirterek, “Araştırmacı kariyerleriyle ya gıda sanayine katma değer artışı sağlayarak istihdam oluşturacak veya birer girişimci olarak istihdam odağı olacaklardır” dedi. Son yıllarda tüm dünya ülkeleri için gıda güvenirliğinin, insan sağlığının yanında ekonomik ve siyasi açıdan da önem kazanan bir konu haline geldiğine dikkat çeken Buzbaş, gıda güvenirliğinin temel bir insan hakkı olup, ülkelerin gelişmişlik düzeyinin de önemli bir göstergesi olarak kabul edildiğini anımsattı.
Doktora tercihte belirleyici olacak
Türkiye’de önceleri 5 ayrı kanun ile yürütülen gıda ve yem güvenirliği, veteriner hizmetleri ve bitki sağlığı mevzuatının 13 Haziran 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” adı altında tekilleştirilerek AB müktesebatı ile uyumlu kılındığını hatırlatan TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Buzbaş sözlerine şöyle devam etti:
“Kanun, devlet ile bu alanda faaliyet gösterenlerin sorumluluk ve üzerine düşen görevleri yerine getirmesini, haksız rekabetin önlenmesini, üretici ve tüketici menfaatlerinin korunmasını amaçlamıştır. Kanunun Madde 22/7’si; ile ‘Gıda ve yem işletmelerinden üretimin nevine göre personel çalıştırmak zorunda olan işletmeler ve bu işletmelerde çalışabilecek Meslek Mensupları’ Ek-1 çizelgesi, Madde 31’i; ‘Kontroller, Bakanlıkça kontrol yetkisi verilen personel tarafından gerçekleştirilir…’ Ek-2 çizelgesi ile gıda mühendislerine ehliyet ve yetkilerine göre istihdam alanı sağlamıştır. Ek-1 çizelgesinde yer alan 25 kategori işletmenin 24’ünde yer bulan istihdam olanağı diğer beş mesleğin paylaşımı nedeniyle ancak %20’lerde şans bulabilecektir. Ek-2 çizelgesinde ise şansın daha az olduğunu yarı yarıya azaldığını belirtmekte yarar var. Sonuç olarak; gıda sanayinin ülkemiz için stratejik öneme sahip olması gıda mühendislerinin istihdamına artarak imkan sağlayacaktır. Kariyerini doktora düzeyine taşımış, günümüz çalışan yetkinliklerini karşılayan gıda mühendisleri kolay istihdam bulacak ve gıda sanayine sağlayacakları katma değer artışı ile tercih edileceklerdir.”
İş ilanlarını yayınlamamız kanunla yasaklandı
Odalarına ulaşan iş başvurularını ve özgeçmişleri alarak web sitelerinde tuttuklarını ve eleman arayanların da ilanlarını aynı şekilde yayınladıklarını ifade eden Petek Ataman konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Ancak odaların bu işi yapması Türkiye İş Kurumu’nun kanununa aykırı bulunduğu için bir mahkeme kararı ile engellendi. Yani kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının yaptığı bu iş, yine kamu otoritesi tarafından engellendi. ‘Şimdi ne oluyor?’ diye sorarsanız, bu duyuruları odalar yapamıyor ama İŞKUR da sitesinde öyle ilanlar veriyor ki gerçek olmadığını düşünüyorsunuz. Geçen ay bir ilan vardı kurum sayfasında, bir gıda firması (ismi, adresi, ili, her şey belli) iş ilanı vermiş, gıda mühendisi arıyor. Genel şartlar başlığı altında bir not var: ‘Fiili çalışma zorunlu değildir, diploma çalıştırılabilir’ yazıyor. Şimdi böylesi yasa ve iş ahlakı dışında bir ilan odalara gelse, kesinlikle duyurularda yer almaz. Ama devlet dairesi bunu yayınlıyor. İlanı veren firmanın tüm bilgilerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na, yapılan yanlışı da İŞKUR’a bildirdik. Bir ay geçti, henüz yanıt yok. İşleyiş böylesine etkin.”