Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
AB hijyen kriterlerini sağlama yolunda önemli adımlar atıldı

Gıda işletmelerinin AB hijyen kriterlerini yakalaması yönündeki modernizasyonuna ve sürecin takibine ilişkin Ulusal Eylem Planı’nın Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından henüz hazırlanmadığını anımsatan AB Bakanlığı, Tarım ve Balıkçılık Başkanı Gökhan Aralan, yine de Türkiye’nin bu alanda önemli sayılabilecek adımlar attığını, mevzuat uyumunun sağlanmış olmasının bu adımların en önde geleni olduğunu söyledi.




gokhan_aralanTürkiye’deki küçük ölçekli gıda ve tarım işletmelerinin önemli bölümü, AB müktesebatında yer alan gıda ve yem hijyenine ilişkin gereklilikleri yerine getirme konusunda sıkıntılar yaşıyor. Bu işletmelerin iyileştirilmesi konusuna 12. Fasıl öncesindeki  “tarama” süreci bitiminde hazırlanan raporda da yer verilmişti. 30 Haziran 2010 tarihinde müzakereye açılan 12. Faslın kapanış kriterleri arasında bu konudan yine söz edilerek, müzakere sürecinde çözüme kavuşturulacak sorunlar arasında bulunduğu vurgulanmıştı. Türkiye şartlarını bilen ve sektörel gelişmeleri takip eden çevreler, Türkiye’de AB kriterlerine uygun hayvansal ürün işleyen işletme sayısının halihazırda 5 bin dolayında olduğunu, geri kalan 35 bin işletmenin gıda güvenilirliği ve hijyen bakımından “iyi” durumda olduğunun söylenemeyeceğini dile getiriyorlar.
30 Haziran 2010 tarihinde İspanya’nın Dönem Başkanlığı’nda müzakereye açılan 12 No’lu “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Faslı”nın kapanabilmesi için Türkiye’nin sağlaması gereken teknik kriterlerden biri de, bilindiği gibi, “hayvansal yan ürün dahil hayvansal ürün işletmelerinin AB Hijyen Kriterleri’ni yakalaması için bir Ulusal Eylem Planı oluşturulması ve bunun takip edilip uygulanması” şeklinde ifade edilmişti. Gıda zincirinin tüm aşamalarında AB ölçütlerine uygun gıda güvenilirliği şartları oluşturmayı hedefleyen bu sürecin kısa özetini almak ve geleceğe yönelik olasılıklar üzerine düşüncelerini öğrenmek amacıyla Avrupa Birliği Bakanlığı, Tarım ve Balıkçılık Başkanı Gökhan Aralan’a danıştık. İşletmelerin modernizasyonu ve sürecin takibine ilişkin Ulusal Eylem Planı’nın Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından henüz hazırlanmadığını anımsatan Aralan, yine de Türkiye’nin bu alanda önemli sayılabilecek adımlar attığını, mevzuat uyumunun sağlanmış olmasının bu adımların en önde geleni olduğunu söylüyor. AB Bakanlığı, Tarım ve Balıkçılık Başkanı Gökhan Aralan sorularımızı şöyle yanıtladı:

Müzakere sürecinde gıda işletmelerdeki hijyen gerekleriyle ilgili gündeme gelen konular hakkında bilgi verir misiniz?
Bildiğiniz gibi, 12 No’lu “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikaları” Faslı’nın tanıtıcı tarama toplantısı 9-10 ve 13-15 Mart 2006 tarihlerinde, ayrıntılı tarama toplantısı ise 24-28 Nisan 2006 tarihlerinde gerçekleştirmişti. Tarama Sonu Raporu Konsey’de onaylanmış, 6 adet açılış kriteri 13 Temmuz 2007 tarihli Dönem Başkanlığı mektubu ile tarafımıza iletilmiştir. Tarama Sonu Raporu’nda “Türkiye’nin özellikle küçük ölçekli gıda-tarım işletmelerinin önemli bir kısmının, şu anda Avrupa Birliği (AB) Müktesebatı’nda yer alan gıda ve yem hijyenine ilişkin gereklilikleri karşılamadığı, gıda- tarım işletmelerinin AB standartlarına uyum derecesine göre sınıflandırması gerektiği, Türkiye’nin müzakereler sırasında, tarım-gıda işletmelerinin modernizasyonuna yönelik bir plan hazırlamak zorunda kalacağı, ancak planın kapsamı, öncelikleri ve boyutunun belirlenmesi gerektiği, Katılım Öncesi Yardım Aracı Kırsal Kalkınma bileşeninin (IPARD) bu işletmelerin modernizasyonunda kullanılabileceği ifade edilmişti. Tarama Sonu Raporu’nda yer alan bu husus aynı şekilde faslın açılış kriterine yansımıştır.
Bilindiği gibi açılış kriteri, “Türkiye’nin gıda işletmelerinin iyileştirilmesi konusunda geleceğe yönelik Ulusal Program açısından, bütün gıda işletmelerinin AB müktesebatındaki kategorileri esas alan bir sınıflandırmayı komisyona sunması” şeklindeydi. Bu açılış kriterini yerine getirmek için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız (GTHB), sınıflandırmada dikkat edilecek kriterler açısından çerçevesi AB Komisyonu tarafından çizilen, AB müktesebatındaki onaya tabi tüm kategorileri kapsayacak şekilde; et ve et ürünleri üreten işletmeleri, süt ve süt ürünleri üreten işletmeleri, balıkçılık ürünleri üreten işletmeleri ve hayvansal yan ürün üreten işletmeleri AB hijyen ve yapısal gereksinimlerine uyumu açısından bir sınıflandırmaya tabi tutmuştur. O tarihte faaliyet gösteren yukarıda bahsettiğim 4 kategoride yer alan işletmelerin her biri AB standartlarına uyumu açısından değerlendirilmiş ve işletmelerin çok az bir yüzdesinin AB gerekliliklerini karşılayabildiği tespit edilmiştir. Açılış kriterlerinin karşılanması için gerekli çalışmaların tamamlanmasıyla fasıl, bildiğiniz gibi, 30 Haziran 2010 tarihinde İspanya’nın Dönem Başkanlığı’nda Türkiye-AB Katılım Konferansı’nda müzakereye açıldı. Bu fasıl için müzakerelerin geçici olarak kapatılabilmesi için biri ek protokolün uygulanmasına ilişkin olmak kaydıyla yedi adet kapanış kriteri getirilmiştir. Bu kapanış kriterlerinden biri, Tarama Sonu Raporu’na da paralel olarak yine tarımsal gıda işletmeleriyle ilgilidir. Kapanış kriterinde; Türkiye’nin hayvansal yan ürün işletmeleri de dahil, hayvansal ürün işletmelerinin iyileştirilmesi için onaylanmış bir ulusal programı komisyona sunması beklenmektedir. Bu program, işletmelerin iyileştirilmesi sürecinin Türk makamları tarafından izlenmesi için somut bir planı ve süt sektörü ile ilgili olarak AB kriterlerine uygun olmayan çiğ sütün kullanımına ilişkin bir strateji de içermelidir. Ayrıca Türkiye’den bu ulusal programın uygulanmasında yeterli ilerlemeyi ve ulusal program kapsamında yer alan işletmelerin iyileştirilme sürecinin izlenmesi için yeterli beşeri ve mali kaynakları tahsis ettiğini de göstermesi beklenmektedir.

Sürecin gereklerini yerine getirme konusunda işletmeler tarafından yapılan ve bundan sonra yapılması gereken çalışmalar nelerdir? Kısacası bu süreçte gıda işletmelerini neler bekliyor?

12 No’lu “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası” faslı altında yürütülen mevzuat uyum çalışmalarıyla AB Hijyen Paketi olarak anılan gıda hijyeni alanında temel düzenlemeler ulusal mevzuatımıza aktarılmıştır. Bunlardan özellikle 852/2004/EC sayılı Konsey Tüzüğüne paralel olarak düzenlenen “Gıda Hijyeni Yönetmeliği” ile 853/2004/EC sayılı Konsey Tüzüğüne paralel olarak düzenlenen“Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği” ve “Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik” hükümleri doğrudan gıda işletmelerinin hijyen açısından uyması gereken kuralları belirlemektedir. Bu yönetmeliklerin uygulamaya girmesiyle “tarladan sofraya/çiftlikten çatala” diye adlandırılan bütüncül gıda güvenliği yaklaşımının uygulanması açısından önemli bir adım atılmıştır. “Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik” hükümleri gereğince gıda işletmeleri tıpkı AB de olduğu gibi onay ve kayıt prosedürüne tabi tutulmaktadır. Onay prosedürüne tabi işletmeleri; hayvansal gıda üreten işletmeler, bitkisel ve işlenmemiş hayvansal ürünlerin her ikisini de içeren gıdaların üretildiği işletmeler, hayvansal gıdaları depolayan tesisler, hayvansal gıdanın yeniden ambalajlandığı işletmeler ve hayvansal gıdanın, gıda işletmecisine toptan satışının yapıldığı yerler olarak özetleyebiliriz. Bu işletmelerin “Gıda Hijyeni Yönetmeliği”nde yer alan genel hijyen kurallarının yanı sıra “Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği”ndeki gerekliliklere de uyum sağlaması zorunludur. Kayıt prosedürüne tabi olan işletmeleri ise; bitkisel gıda üreten işletmeler, lokanta, restoran gibi toplu tüketim yerleri, satış yerleri, bitkisel üretimde kullanılan soğuk hava ve depolama yerleri gibi, neredeyse onay prosedürü dışında kalan gıda ile ilgili faaliyet gösteren tüm işletmeler olarak özetleyebiliriz. Bu işletmeler AB kurallarına göre daha az risk taşıyan işletmeler olarak nitelendirildiği için genel hijyen kurallarına tabi tutulmaktadır. Ancak bu işletmeler faaliyetin gerektirdiği durumlarda, sıcaklık, soğuk zinciri koruma, mikrobiyolojik kriterler gibi bazı hususlarda özel hijyen kurallarındaki kriterlere uymak zorundadır.
Bu bağlamda, hâlihazırda faaliyet gösteren gıda işletmelerinin, faaliyet alanlarına göre bahsettiğim yönetmeliklerin hükümlerine uyum sağlaması beklenmektedir. Onay prosedürüne tabi gıda işletmeleri, 31/12/2012 tarihine kadar yönetmeliklerde yer alan hükümleri karşılayarak onay belgesi almalıdır. Bu tarihe kadar onay belgesi alamayacak gıda işletmecisi, işletmesinin yönetmelik hükümlerindeki şartları hangi tarihte ve hangi aşamalardan sonra tamamlanacağına dair bilgileri kapsayan modernizasyon planlarını yine 31/12/2012 tarihine kadar sunmaları durumunda, uyumun beklendiği tarih 31/12/2013’e kadar uzatılacaktır. Kayıt prosedürüne tabi gıda işletmelerinde ise, halihazırda faaliyet gösteren gıda işletmecisi, işletmesini en geç 31/12/2013 tarihine kadar söz konusu yönetmeliğin gerekliliklerine uygun hale getirmek zorundadır. Bu koşulları yerine getirmeyen gıda işletmelerinin mevcut mevzuat gereği faaliyetlerinin durdurulacağı gerçeği de gözden kaçırılmamalıdır.

UYUM ZORUNLULUĞU VE İSTİSNALAR
Hali hazırda faaliyet gösteren veya yeni açılacak gıda işletmelerinin tamamı bahsettiğiniz mevzuat hükümlerine uyum sağlamak zorunda mıdır? İstisnai durumlar söz konusu mudur?
Sektörde faaliyet göstermekte olan veya yeni açılacak gıda işletmelerinin tamamı Gıda Hijyeni Yönetmeliği’nde belirtilen koşullara uyum sağlamak zorundadır. Sadece, jelatin ve kolajen üretimi için hammadde sağlayan ve tanım gereği gıda işletmesi kapsamında olan toplama merkezleri genel hijyen kurallarına uymak zorunda değildir. Onay prosedürüne tabi işletmelerin ilaveten uyması gereken özel hijyen kuralları ise perakendeciye uygulanmaz. Başka bir işletmeye hayvansal gıdaları tedarik eden perakendeci durumunda ise; perakendeci şayet “yerel, marjinal ve sınırlı faaliyet”te bulunuyorsa veya sadece depolama ve nakliye faaliyeti gösteriyorsa “Hayvansal Gıdalar için Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği”nde belirtilen kurallara uyum sağlamak zorunda değildir. Sözü geçen “yerel, marjinal ve sınırlı faaliyeti”, perakendecinin başka bir işletmeye sadece belirlenen sınırlar içerisinde sattığı, toplam hayvansal gıda miktarı belirlenen rakamı aşmayan veya toplam hayvansal gıda satış faaliyetinin belirlenen yüzdesini geçmeyen faaliyet şeklinde tanımlayabiliriz. Bu muafiyetin uygulanabilmesi için GTHB tarafından yerel, marjinal ve sınırlı faaliyete konu olabilecek işletmeleri belirleyecek teknik detayların, yasal bir düzenlemeyle belirlenmesi gerekmektedir. Bu detaylar ortaya konduğunda halihazırda faaliyet gösteren işletmelerden, faaliyeti bu kapsama girecek olanlar onay prosedüründen muaf tutularak sadece genel hijyen hükümlerini uygulayan kayıtlı işletme sınıfında değerlendirilecekler. Böylece son tüketiciye ürün satmanın haricinde, diğer gıda işletmelerine- perakendecilere az miktarda hayvansal ürün satan ya da yerelde faaliyet gösteren market ve kasap gibi küçük gıda işletmeleri özel hijyen gerekliliklerinin getireceği daha ağır koşullardan kurtulmuş olacaklar.

ULUSAL PROGRAM OLMAMASINA RAĞMEN
12. Faslın kapanış kriterlerinden biri de hayvansal yan ürün dahil hayvansal ürün işletmelerinin AB Hijyen Kriterlerini yakalaması için bir Ulusal Program oluşturulması idi. Bu konuda şu ana kadar kaydedilen ilerleme ne olmuştur?

Türkiye’nin bu kriter kapsamında, hayvansal yan ürün işletmelerini de içerecek biçimde, hayvansal ürün işletmelerinin modernizasyonuna (AB standartlarına yükseltilmesine) yönelik bir Ulusal Programı, Komisyon’a sunması gerekmektedir. Bu Ulusal Program Türk Hükümeti’nin resmi bir belgesi olmalıdır. Ayrıca Türkiye bu programın uygulanmasında yeterli bir ilerleme kaydettiğini gösterecektir. Henüz Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız tarafından işletmelerin modernizasyonuna ve sürecin takibine ilişkin hazırlanmış bir Ulusal Program olmamasına rağmen, bu kapanış kriteri dahilinde önemli sayılabilecek adımlar atılmıştır. Örneğin; işletmelerin modernizasyonu için yapılması gerekenler içerisinde mevzuat uyumu ilk sırada yer almaktadır. Yani bu alanda az önce değindiğim AB’nin gıda hijyenine ilişkin temel mevzuatı, onay ve kayıtlı işletmeler ile hayvansal yan ürün mevzuatının ulusal mevzuata aktarılması gerekmektedir. Böylece AB standartlarında üretim gerçekleştiremeyen tarımsal işletmelerin bu standartlara erişimi hususunda bireysel iyileştirme planı/modernizasyon planı sunmaları gerektiği yasal olarak da ortaya konacaktır. İşte bu noktada yapılması gerekenler tamamlanmıştır. Her bir işletme açılış kriteri için yapılan sınıflandırma çalışması sırasında kendisi için tespit edilen eksiklikleri esas alacak şekilde neyi, ne zaman, nasıl, hangi kaynaklarla yapacağına dair işletmesi için bir modernizasyon planı sunması gerektiğinin farkındadır. Yakın zamanda GTHB’nın kapanış kriterinde yer aldığı şekliyle bir Ulusal Program hazırlığı içerisine gireceğini düşünmekteyiz.

ONAY PROSEDÜRÜ
Onay prosedürüne tabi gıda işletmelerinin 31/12/2012 tarihine kadar yönetmeliklerde yer alan hükümleri karşılayarak onay belgesi almaları gerekiyordu. Bu tarihe kadar onay belgesi alamayan gıda işletmecisi, işletmesinin yönetmelik hükümlerindeki şartları hangi tarihte ve hangi aşamalardan sonra tamamlayacağına dair bilgileri kapsayan modernizasyon planlarını (31/12/2012 tarihine kadar) sunabilmişse, uyumunun beklendiği tarih 31/12/2013’e kadar uzatılacak… Kayıt prosedürüne tabi gıda işletmelerinin ise en geç 31/12/2013 tarihine kadar yönetmelikteki gerekliliklere uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bu koşulları yerine getirmeyen gıda işletmelerinin faaliyetleri mevcut mevzuat gereği durdurulacak.