Tarım sektörü kesintisiz 14 çeyrektir büyüyor
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'de tarım sektörünün, son 14 çeyrekte kesintisiz büyüdüğünü, 2003'ten bu yana, şiddetli kuraklık yaşanan 2007 yılı hariç pozitif büyüme yaşandığını belirterek, Türkiye'nin tarım ürünleri dış ticaret fazlasının net 3,5 milyar dolar olduğunu bildirdi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Bakanlığının 2012 yılı faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Eker, dünya ve Türkiye'de sektöre yönelik öngörüleri aktardı. BM Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) verilerine göre, bir önceki yılın Kasım ayına göre et ve süt fiyatlarında 6 puanlık azalma, tahıl fiyatlarında 27 puanlık bir artış görüldüğünü bildiren Bakan Eker, pirinç, buğday gibi ürünlerin fiyatlarındaki artışların biyoyakıt kullanımından kaynaklandığını vurguladı. Gelişmekte olan ekonomilerde pirinç yerine buğday tüketme eğiliminin arttığını ifade eden Bakan Eker, bunun gıda politikalarının belirlenmesinde önemli rol oynadığını söyledi.
Dünya et üretiminin tüketimi karşılama oranının 3, süt tüketiminin 0, hububat üretiminin %98 olduğunu belirten Bakan Eker, “Aslında bunlar varken neden dünyada 1 milyar aç insan var. Sorun burada ticaret politikaları, adalet, merhamet ve sevgi noksanlığı. Benim gözümde birinci sırada merhamet ve sevgi noksanlığı var. Bunlara çare bulunması lazım. Aslında sadece öyle olması gerektiğinden dolayı değil, güvenlik nedeniyle de olması lazım. Eğer 7 milyar insanın 1 milyarı açsa o dünya 6 milyar insan için güvenilir bir yer olmaz. Ülkeler bazen yüksek teşvik veya vergilerle pozisyonlarını kendi çıkarları doğrultusunda şekillendiriyorlar. Herkes kendi pozisyonunu müdafaa etmeye çalışıyor. Ülkeler stok yapıyor, satması gereken yere satmıyor” dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker’in gerek basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile gerçekleştirdiği görüşmede gerekse de TBMM’de yapılan Bakanlığın 2013 yılı bütçe görüşmelerinde yaptığı açıklamalarından öne çıkanları sizler için derledik:
Tarımda verimlilik arttı
2012 Aralık itibariyle sebze fiyatlarında %40, limon hariç meyve fiyatlarında ortalama %35 düşüş yaşandı. Sütte ,5, hububatta %7,9 artış, toptan dana etinde ise %5,4 düşüş yaşandı. Türkiye'de tarım 2012’nin ilk 9 ayında %3.3 büyüyerek, genel ekonomik büyümenin önüne geçti. Türkiye'de tarım sektörü, son 14 çeyrekte kesintisiz büyüdü. 2003'ten bu yana, 2007 yılı hariç, şiddetli kuraklık olmuştu, pozitif büyüme var. Türkiye, şu anda 24 milyon hektar tarım arazisine sahip, 6 milyon 200 bin kişi sektörde çalışıyor. 4 kişiden biri tarımda çalışıyor. 2011’de 62 milyar dolar hasıla elde etti. Türkiye'nin milli geliri 774 milyar dolar, tarımsal hasıla 62 milyar dolar. Artış verimlilikten kaynaklandı, çalışan sayısı da azaldı.
Türkiye'de nüfusun %25'i tarım sektöründe çalışırken, Avrupa'da bu oranın %4. Tarımsal istihdamın giderek azalması gayet doğal. Bazı hammaddeler tarım sektörü içinde görülüyor, ancak sanayi hammaddesi olarak kullanılıyor. Bu durum sektörün ithalat kalemlerinde artışa neden oluyor. Bu şekilde yaklaşık 6-7 milyar dolarlık bir meblağ var. Kauçuk, dokuma elyafı, selüloz gibi ürünler. Türkiye'nin tarım ürünleri dış ticaret fazlası net 3,5 milyar dolar. Tarım sektöründe yatırım artıyor. Gerek yerli, gerek yabancı yatırımlar artıyor Tarım ve gıda sektörüne 2002'de yabancı sermaye girişi 14 milyon dolarken, 2012'nin 10 ayında 2,1 milyar dolar.
Buğdayda kendi ihtiyacımızı karşılıyoruz
Türkiye’nin buğday ihtiyacı 18 milyon ton civarındadır. Bunun içerisinde Türkiye’nin ekmeklik buğdayı, makarnalık buğdayı, tohumluk buğdayı ve yemlik buğdayı da var. Türkiye 18 milyon kaliteli buğday ürettiği zaman, Türkiye’nin başka bir ülkenin buğdayına ihtiyacı yok. Ama bunun yanı sıra Türkiye ticaret yapıyor. Ticaret yapan vatandaşlarımız bu buğdayı alıyor, işliyor ve ihraç ediyor. Bunun adı Türkiye’nin mecburiyetten dolayı ithalat yapması değildir. Bu bir hammaddedir. Türkiye’nin sanayicisi bunu hammadde olarak uluslararası piyasalardan alır, işler ve bunu ihraç eder. Türkiye 2003-2012 arasında 22 milyon 800 bin ton ithalat yapmış. Aynı dönemde 28 milyon 600 bin ton ihraç etmiş. Biz göreve geldiğimiz zaman Türkiye un ihracatında dünya ülkeleri arasında sıralamada değildi. Yani ilk 10 ülkenin arasında değil, 14. sıradaydı. 2005’ten bu yana Türkiye un ihracatında ya 1. ya da 2. sırada. Nitekim geçen yıl birinci olduk. Makarnada şu anda dünya ikincisiyiz. 2011 yılında da Türkiye 1 milyon 985 bin ton buğday unu ihracatı ile dünyada birinci sırada yer aldı.
Taklit ve tağşiş yapan firmaları teşhir ediyoruz
Gıda mevzuatımız Avrupa Birliği ile uyumlaştırılmıştır. Bu şu anlama geliyor: Amsterdam’da, Brüksel’de hangi standartlarda gıda mevzuatı uygulanıyorsa, Türkiye’de de aynısı uygulanmaktadır. Bu kapsamda 103 yeni yönetmelik çıkarıldı ve uygulamaya girdi. Halk sağlığı ve tüketici haklarını korumaya yönelik birçok yeni düzenleme yapılarak, uygulamaya geçti. Sağlıksız gıda üreten, taklit veya tağşiş yapan firmalar ilk defa olarak kamuoyuyla paylaşılmaya başlandı. Türkiye'nin tarihinde daha önce de böyle bir uygulama yoktu, ilk defa bu dönemde 2012 yılında başlatıldı. Bugüne kadar ürünlerinde yazılı standartlara aykırı olarak taklit veya tağşiş yapan 50 firmayı, ceza mekanizmalarını hayata geçirmek dışında kamuoyuna duyurduk. Et ürünlerinde kırmızı ve beyaz et karışımlarına yasak getirdik. Mekanik olarak ayrılmış eti yasakladık, ayrıca ekmekte kepek oranını artırıp, tuz oranını azalttık. 81 bin fırında denetim yaptık. 7 bin civarındakine ceza uyguladık. Niye yapıyoruz bunu! Obezite ile mücadele ve halk sağlığı için. Ekmek satış noktalarında tam buğday ekmeğinin de satışını zorunlu hale getirdik. Ürünlerin etiket puntolarını da düzenledik. Gıda maddeleri üzerindeki etiketler okunmuyordu, denetime giden elemanlar bile büyüteçle bakıyordu. Yeni izin alan bütün ürünlerde uygulanıyor, diğerleri de geçiş süreci sonrasında yeni etiket uygulamasına geçecek.
Gıda denetçisi sayısı 1.500’den 4 bin 635’e çıkarıldı. Bu, toplum sağlığı, gıda hijyeni ve gıda güvenilirliği açısından çok önemli bir konudur. Aynı şekilde gıda denetimi sayısı 2002 yılında 39 bin iken, 2011 yılı sonunda 400 bine ulaştı. 2009 yılında 24 saat hizmet veren 174 ALO GIDA hattı gıda hattı kuruldu.
Küçük ve orta ölçekli çiftçiler desteklenmeli
2012-2021 yılları arasında uluslararası kuruluşlar gıda fiyatlarında bir enflasyon öngörüyor. Türkiye'nin bu durumun önlenmesine yönelik uluslararası platformlarda önerdiği modeller bulunuyor. Küçük ve orta ölçekli çiftçilerin desteklenmesine yönelik mekanizmaların kurulmasını tavsiye ediyoruz. Biz bunu gerçekleştirdik. Başarı sağladığımız ve kanıtlanmış modeller bunlar. FAO, Türkiye'nin bu alandaki başarısını 2009 raporunda 'Başarıya Giden Yollar' adı altında yayımladı. Biz de bunları öneriyoruz. Bu dönemde enerji fiyatlarının ve et tüketiminin artması bekleniyor, balık yetiştiriciliğinin de balık avcılığının yerini alması öngörülüyor.
Üreticilere 2013 yılında 9 milyar liralık destek ödemesi yapılacak
Bu yıl çiftçilere 7 milyar 431 milyon lira nakit karşılıksız destek yaptık. Destekler belirli kurallar ve prosedür çerçevesinde yapılıyor, bunların çok sıkı şekilde kontrol ediliyor. Herhangi bir sahtekarlık durumunda destekleri geri alıyoruz ve 5 yıl devlet desteği verilmiyor. Ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz. Bunlar çoğunluk değil. Tek tük içinde yolsuzluk yapan, çeteleşen var. Zaten tek kişinin tek başına yapacağı iş değil. Desteklemeler bu yıl 9 milyar liraya çıkarılacak. Öte yandan küçükbaş hayvan sayısı Cumhuriyet tarihinde ilk defa artışa geçti ve 32,3 milyona ulaştı. Bakanlığımız sadece 25 milyon anaç koyun kaydetti, bu da en az 35 milyon koyun anlamını taşıyor. Bu rakam 10 sene önce 29 milyondu. Büyükbaş hayvan varlığında da %25 artış var. Bu da 9,8 milyondan 12,4 milyona yükseldi
Türkiye'de ilk hayvan sayımı 1984'te yapıldı, ben de o tarihte Bakanlık’ta çalışıyordum. Ondan öncekiler tamamen tahmin. Böyle bir kayıt yok. Türkiye'nin sığır varlığı 12 milyon 400 bin 1984'te. Bugün Türkiye yine aynı sığır varlığına sahip. Ama 1984'te kültür ırkı oranı yüzde 1,5. Hepsi kara sığır Bugün bu rakamın yarısı saf kültür ırkı. Hayvanın ırkı geliştikçe süt ve et miktarı artıyor Türkiye'nin bütün sathında 50'den çok büyükbaş hayvan bulunan işletme sayısı 4 bin 300'den 27 bin 860'a yükseldi.
Proje üretiminde tübitak’ın en iyi müşterisi tarım sektörü
Bakanlık olarak AR-GE çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bu konuda bakanlık bütçesini 11 milyon 300 bin liradan 151 milyon liraya çıkardık. En çok üzerinde durduğumuz konulardan bir tanesi AR-GE desteği. Toplam AR-GE için 651 milyon lira kaynak aktardık. Bütün araştırma enstitülerini özel sektöre ve üniversitelere açtık. Türkiye’nin birçok üniversitesi ile işbirliği yapıyoruz. Özel sektör bizim araştırma enstitülerimizin altyapısından istifade ediyor. Tarım Bakanlığı TÜBİTAK’ın kamu kuruluşları içerisindeki en büyük müşterisi. Kendi araştırma bütçemizin dışında, TÜBİTAK’ın AR-GE bütçesinden de en çok istifade eden bakanlık konumundayız.
Ocak 2013’te 2 bin 500 tarım danışmanı alacağız
Bakanlık olarak çiftçilere danışmanlık yapması için 2013 Ocak'ta 2 bin 500 personel daha istihdam edeceğiz. Bu personel hizmet içi eğitimin ardından köylerde görev yapacak. Gıda mühendisi sayısı 2002 tarihinde Tarım Bakanlığı genelinde 180 civarında idi. Şu an bakanlığımızda bin 103 gıda mühendisi çalışıyor. 920 gıda mühendisi bizim bakanlığımız döneminde işe alındı. Hem gıda mühendisi, hem de toplamda veteriner hekim ve ziraat mühendisi sayımız 15 bine ulaştı. Alım sürecini başlattığımız 2 bin 500 TARGEL personeliyle birlikte bu sayı daha da artacak.
Mera Kanunu'nda yapılacak değişiklikle mera ıslahı şartıyla atıl meraların yem bitkisi üretiminde kullanılacak. Jeotermal enerji kaynaklarının yüksek olduğu 11 ilde de örtü altı üretimde termal suyu kullanılacak, bu sayede 2013-2015 arasında 50 bin dekarlık sera alanda jeotermal su kullanımı hedefliyoruz. Ayrıca yeni AR-GE merkezleri kurduk. Bu kapsamda Tohum Gen Bankası, Kuraklık Test Merkezi, Tıbbi Aromatik Bitkiler Laboratuvarı kuruldu.
2013 bütçemiz 13 milyar 116 milyon tl
Son olarak Bakanlığımızın 2013 yılı bütçesi ile ilgili bilgiler vermek istiyorum. Bakanlığımızın 2013 yılı bütçesi toplam 13 milyar 116 milyon TL’dir. Bunun; 2 milyar 833 milyon TL cari giderler, 9 milyar 256 milyon TL cari transferler ki bunun içinde 8 ilyar 975 milyon TL’si tarımsal desteklemelerdir, 1 milyar 28 milyonu TL ise sermaye giderleri, sermaye transferleri ve borç vermeden oluşuyor. Şu anda dünyanın 7’nci büyük tarım ekonomisiyiz. 2002 yılında bunu 11’inci sıradan devraldık ve 7’nci sıraya getirdik. Önümüzdeki ülkeler; Çin, ABD, Hindistan, Brezilya, Japonya ve Endonezya’dır. Bu ülkelerden Japonya hariç hepsi kıta ülkelerdir. 2023’e doğru giderken hedefimiz tarımsal ekonomik büyüklük itibariyle dünyanın en büyük ilk 5 ülkesi arasında olmaktadır.
Bakanliğın 2013 gündeminde neler var?
Bakanlığımız tarafından 2013 yılı içerisinde uygulamaya konulacak bazı yeni projeler ise şunlar olacak:
· Et ve et ürünleri tebliğinde değişiklik çalışmaları tamamlandı. Yeni düzenlemeye göre artık; kanatlı eti ve kırmızı et karıştırılarak et ürünleri üretilemeyecek. Bu şekilde et ürünlerinde tağşişin de önüne geçilmiş olacak.
· Okul kantinlerinde satılan gıdaların güvenilirliği ve kontrolüne ilişkin ülkemizde ilk kez hazırlanan mevzuat kapsamında etkin denetimler yapılacak.
· Ülkemizdeki tüm kesimhanelerin yeni hijyen mevzuatı kapsamında gerekli modernizasyonu tamamlamaları ve eksikliklerini gidermeleri sağlanacak.
· 2 bin 500 yeni tarım danışmanı alımına yönelik süreç başlatıldı. Daha önce istihdam ettiğimiz 7.500 tarım danışmanı sayısını 2 bin 500 yeni istihdamla birlikte 10 bin çıkaracağız. Bu arkadaşlarımız köylerde çiftçinin yanında, ahırında, merasında, bahçesinde, tarlasında onun yanı başında yaşayıp ona hizmet sunacak. Bu kapsamda alım süreci başladı, ÖSYM’de bu ilan çok yakın bir tarihte çıkacak ve prosedür tamamlanıp en geç Ocak 2013’e kadar 2 bin 500 yeni tarım danışmanı daha almış olacağız. Ayrıca 2013 yılında; teknik, sağlık ve diğer sınıflardan 1.000 personel alımı yapılacak.
· Fındıkta alan bazlı destek, her yıl birim destek miktarı artırılarak 3 yıl daha devam edecek, fındıktan vazgeçen üreticilere alternatif ürün ve telafi edici ödeme desteği verilecek.
· 2012-13 eğitim-öğretim döneminde uygulanacak Okul Sütü Programı için ihale süreci tamamlandı. İkinci dönemde özel okullar dahil, haftada 3 gün anasınıfı ve ilkokul öğrencilerine 200 ml. UHT süt dağıtımı yapılacak.
· Bölgesel hayvancılık projeleri, kapsamı artırılarak devam edecek.
· Kurulan Tarım Parsel Bilgi Sistemi ile ülkemizde, parsel bazında verim tahmini yapılacak ve tarımsal girdiler izlenecek.
· Her yıl 1 milyon hektar alanda arazi toplulaştırma çalışmaları başlatılacak.
· Temel tarım ürünlerine sağlanan ihracat destekleri Bakanlığımız kanalıyla verilecek.
· EBK, et ve süt piyasalarını düzenleyen bir kuruma dönüştürülecek.
· 106 Milyon TL tutarındaki 300 bin tonluk modern hububat silolarının temelleri atıldı, 2013 yılı sonunda tamamlanacak.
· Ekmek israfının önlenmesi konusunda önümüzdeki günlerde geniş boyutlu bir kampanya başlatılacak.
· TİGEM’e ait 6 işletmenin, bu yıl sonuna kadar özel sektör yatırımlarına dayalı kiralama süreci tamamlanacak.