Türk gıda ihracatçılarının gözü Endonezya’da
240 milyonluk nüfusuyla dünyanın en kalabalık 4. ülkesi olan Endonezya, dinamik ve büyüyen ekonomisiyle önemli bir pazar konumunda bulunuyor. Ülkede Batılı tarzda tüketimin yaygınlaşması ve Türkiye’nin olumlu imajının, orta ve uzun vadede Türk gıda ihracatçılarına önemli fırsatlar sunabileceği belirtiliyor.
Resmi Adı: Endonezya Cumhuriyeti
Nüfusu: 240,2 milyon
Başkenti: Cakarta
Resmi Dil: Bahasa Endonezya dili
Yüzölçümü: 1 milyon 904 bin 443 km2
Para Birimi: Rupiah, 9.140 Rp = 1$ (2012 Nisan)
Güneydoğu Asya ile Avustralya anakaraları arasında uzanan bir adalar grubu devleti olan Endonezya’nın karasuları toplam yüzölçümünün yaklaşık olarak 4 katı kadardır. 240,2 milyon nüfusuyla Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından dünyanın en kalabalık 4. ülkesi olan Endonezya, 1960’ların sonlarından itibaren uygulamaya konulan aile planlaması programı sonucunda nüfus artış oranında azalma oldu. Ülke dil, din, kültürel ve sosyal açıdan çok çeşitlilik arz ediyor. Nüfusun %95’i Malay kökenli olmasına rağmen, aralarında Melanezyalı, Polinezyalı ve Mikronezyalılar’ın da olduğu 300’ün üzerinde farklı etnik grup vardır. Endonezya’da yaklaşık 4 milyonluk Çin etnik kökenli Endonezyalı bulunuyor. Ülkede devlet ve hükümet başkanlığı, cumhurbaşkanlığı makamında toplanıyor. Bunun dışında ülkede iç siyasi yapının önemli unsurları, en yüksek yasama organı olan Halk Danışma Meclisi (MPR), Temsilciler Meclisi (DPR) ve Bölgesel Temsilciler Konseyi olarak göze çarpıyor.
Özel tüketim harcamaları ekonominin lokomotofi
Maden kaynakları bakımından zengin bir ülke olan Endonezya; kömür, kalay, bakır, nikel, boksit, altın, gümüş, demir cevheri, kaolin, mermer, granit kaynaklarına sahiptir. Ayrıca orman ve su ürünleri bakımından da zengin. Bugün Endonezya ekonomisinin dengeleri oldukça iyi olarak kabul görüyor ve bu durumun ana sektörlerin önemli rol oynaması sayesinde ortaya çıktığı belirtiliyor. Tarım (mezbahacılık, balıkçılık ve ormancılık dahil) geleneksel olarak istihdam ve üretim açısından baskın aktivite konumunu sürdürüyor. 1980’lerin ortalarında hızlı genişlemeye başlayan imalat sanayi 1991 yılında ilk kez tarım sektörünü geride bırakırken, 2011 yılı içinde GSYİH’de %47,2 oranında paya sahip oldu. Endonezya ekonomisi son 4 yıl içerisinde en yüksek büyümeye %6,5 ile 2011 yılında ulaştı. 1990’ların başından itibaren özel tüketim ve ihracattaki artış ekonomik büyümede önemli bir unsur olarak gösteriliyor. EIU (The Economist Intelligence Unit) verilerine göre, ekonominin 2014 – 2017 döneminde yıllık ortalama %6,5 oranında büyüyeceği öngörülüyor. Özel tüketim harcamalarının ekonominin lokomotifi olacağı ve 2013 – 2017 döneminde ortalama %5,3 oranında artacağı ifade ediliyor.
Tarım, balıkçılık ve ormancılık sektörleri de dahil edildiğinde, ülkenin en önemli istihdam kaynağı. Nüfusun %53’üne iş olanağı ve önemli ihracat geliri sağlayan tarım sektörü, Endonezya’nın ulusal ekonomik büyümesinde de önemli bir rol oynuyor. Ülkede yetiştirilen belli başlı tarım ürünleri arasında; pirinç, mısır, tatlı patates, soya fasulyesi, yer fıstığı, doğal kauçuk, kahve, kakao, çay, şeker, tütün, biber ve baharatlar bulunuyor. Endonezya dünyanın ikinci en büyük palm yağı üreticisi, dördüncü en büyük kahve üreticisi, önde gelen kauçuk ve hint kamışı kaynağı, baharat ve belli başlı yağ üreticisi ve ihracatçısıdır. Ülkede kullanılan temel besin kaynağı pirinçtir. Endonezya dünyanın en büyük üçüncü pirinç üreticisi konumunda bulunuyor.
Türkiye ile ilişkiler
Türkiye ile Endonezya arasındaki dış ticaret hacmi özellikle son yıllarda önemli oranda artış gösterdi. Türkiye’nin diğer çoğu Uzakdoğu ülkesiyle olduğu gibi Endonezya ile olan ticaretinde de ticaret dengesi aleyhine seyrediyor. 2008 yılında ihracatımızdaki yüksek orandaki artış nedeniyle dış ticaret açığımız 2007 yılına göre bir miktar azalarak 1,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 2009’da ise küresel kriz nedeniyle hem ihracatımızda hem de ithalatımızda azalma meydana geldi. İthalatımızda daha büyük oranda bir gerileme meydana geldiği için Endonezya ile olan ticaret açığımız 766 milyon dolar seviyesine gerilerken toplam ticaret hacmimiz yaklaşık 1,3 milyar dolara düştü. 2011 yılında ihracatımız %22,9 oranında artarak 308 milyon dolar seviyesine yükselirken, ithalatımız ise %30,8 oranında artarak 1,9 milyar doları geçmeyi başardı. Endonezya’ya ihracatımızda buğday unu ve tütün gibi tarım ve gıda ürünlerinin yanı sıra, boratlar, demir çelik ürünleri ve tekstil hammaddeleri olan suni ve sentetik lifler ile kimyasallar ön plana çıkıyor. Endonezya’ya ihracatımızda ilk sırada olan buğday unu/mahlut unu son 5 yılda hızla ihracat artışı göstererek 2011 yılında 137,6 milyon dolara kadar yükseldi. Buğday unu, zeytinyağı, zeytin, domates salçası, kuru ve sert kabuklu meyveler, tütün, yaş meyve ve sebze gibi tarım ürünlerinin yanında, sanayi ürünleri olarak demir çelik ürünleri, değirmen makineleri, gıda işleme, paketleme makine ve ekipmanları, tekstil makineleri, ağaç işleme makineleri, inşaat malzemeleri, mermer, halı, seccade ve savunma sanayi ürünleri gibi ürünler için Endonezya potansiyel bir pazar konumunda bulunuyor.
Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusunu barındıran ülkelerinden biri olan Endonezya’da yaşanan iç karışıklıklara rağmen, kaynak zenginliği nedeniyle ekonomi ayakta kalabiliyor. Türkiye ekonomisinin sektörel yapısıyla oldukça büyük bir benzerlik gösteren Endonezya ile işbirliği yapılabilecek pek çok alanın bulunduğu belirtiliyor. Türkiye için enerji ekipmanı, inşaat malzemeleri, gıda gibi sektörlerde önemli potansiyel bulunduğu düşünülüyor. Ayrıca Endonezya'da Türkiye'ye yönelik olumlu bir yaklaşım bulunduğu dile getiriliyor. Bu nedenle iki ülke arasında başta bankacılık sektörü olmak üzere ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmesinde yarar bulunuyor.
Endonezya'ya ihracat gerçekleştirmek isteyen Türk firmalarının karşılaştıkları en önemli sorun ise, Singapur ve Hong Kong dışında diğer bölge ülkelerinde olduğu gibi ödeme problemi. İki ülke bankacılık sektörleri arasındaki ilişkilerin gelişmemiş olması, Endonezya'nın ülke kredibilitesinin özellikle son yıllarda giderek azalması nedeni ile hemen hemen hiçbir Türk bankası buradan gelen akreditifleri kabul etmiyor, Endonezya tarafı da akreditiflere teyit eklemeyerek hatta akreditif açmakta bile zorlanıyor. Bu durumda Türk firmaları ya üçüncü ülkeler vasıtası ile bu ülkeye mal satmaya çalışıyor (Singapur, Hong Kong ve Avrupa ülkeleri) veya teyitsiz akreditif ile çalışıyor.
Türk işadamlarının endonezya pazarında dikkat etmeleri gereken önemli hususlar
Uzun vadeli kişisel ilişkilerin oluşturulması hayati önem taşıyor. Endonezya iş kültüründe ilişkiler saygı ve güven temeli üzerine oturtulur. Sunuş malzemenizin ve şirket tanıtım broşürünüzün Bahasa diline tercüme edilmesi gerekiyor. Ayrıca, resmi bütün temasların bu dilde yapılması gerekiyor. Bu dilin kullanımı reklamlarda ve yayınlarda zorunlu.
Endonezya iş ahlakında karar verme üst yönetimlerce alınıyor. Büyük şirketlerle randevularınızın en erken 1 hafta öncesinden alınması gerekiyor. Randevusuz görüşmelerden veya son anda alınan randevulardan iyi sonuçlar elde edilmesi mümkün görünmüyor. Endonezya'da iş yapan işadamlarının büyük bir çoğunluğu Çinli Endonezyalılar’dır.
Endonezya’da küçük bir okyanus filosuna sahiptir. Büyük gemileri çekebilecek limanları sınırlıdır. Yüklerin birçoğu Singapur’da boşaltılıp küçük gemilerle Endonezya’ya taşınıyor. En büyük genel kargo limanı Cakarta’da bulunan Tanjung Priok olup, diğer büyük yükleme limanları Belawan, Tanjung Perak ve Ujung Pagang’dır.
Endonezyalı tüketiciler, özellikle düşük ve orta gelir grubu, fiyata ve genel ekonomik eğilimlere çok duyarlı bir yapıya sahiptirler. Bu yüzden ithalatçı firmalar genellikle kaliteden ziyade fiyata dikkat ediyorlar. Endonezya’da başarılı olmanın diğer anahtar faktörleri sabırlı olmak ve pazarda fiili olarak bulunmaktır. Marka bağımlılığı önemlidir.
Endonezya’ya yönelik gıda ürünleri ihracatımızda, ithalatçılar tarafından malın İslami esaslara göre hazırlandığını ve işlendiğini gösterir Helal Sertifikası talep ediliyor. Helal Sertifikası ithalat sırasında aranan zorunlu bir belge olmamakla birlikte, ürünün ülke içi pazarlamasında çok önemli bir belge niteliğinde kabl ediliyor.
İhraç potansiyeli bulunan gıda ve tarım ürünleri
Un
Endonezya un ihtiyacını tamamen ithalatla karşılıyor. 2010 yılında Endonezya 261,2 milyon dolarlık un ithalatı gerçekleştirirken, Türkiye %49,6’lık oranla 1. tedarikçi ülke konumunda bulunuyor. Bunu sırasıyla, Sri Lanka(37,5), Ukrayna (4), Belçika (3,9), ve Avustralya (2,6) izliyor. Türkiye'nin Endonezya’ya 2011 yılında un ihracatı
bir önceki yıla göre %4,8 artarak 137,6 milyon dolara yükseldi. Yeme alışkanlığı olarak noddle ön plana çıkıyor. Kahvaltıda dahil olmak üzere 3 öğün şehriye tüketimi mevcuttur. Bu durum un tüketimini artırıyor. Sıcak su ilavesi ile hazırlanan noddle tipi en yaygın olarak tüketilen çeşittir. Satışların %70’i küçük bakkallar tarafından gerçekleştiriliyor.
Zeytinyağı
Türkiye, İspanya ve İtalya’nın ardından Endonezya zeytinyağı pazarında üçüncü önemli tedarikçi konumunda bulunuyor. Sağlıklı tüketim eğilimleri sonucu özellikle orta ve üst gelir grubunda zeytinyağı pazarının genişlediği görülüyor. Önümüzdeki dönemde de tüketimin 2015 yılına kadar hacim olarak yıllık ortalama %2, değer olarak %1,5 oranında artması bekleniyor. 2011 yılında Endonezya 4,2 milyon dolarlık zeytinyağı ithalatı gerçekleştirmiş olup, %54,9 oranla İtalya 1. tedarikçidir. Diğer tedarikçiler ise sırasıyla, İspanya (37,1), Türkiye (3,3), Avustralya (3) ve Güney Kore’dir (0,6).
Makarna
Batılı tüketim tarzının ülkede yaygın hale gelmeye başlamasıyla, makarna tüketimi artan bir gıda ürünü oldu.
Makarna piyasaya yeni giren ürün konumundadır. Piyasanın %50’si yerli üretici Indofood, Sukses Makmur Tbk tarafından kontrol ediliyor. İthal markalar San Remo Macaroni %5, Nestle Italiana %2,5, Barilla Holding %2 pazar payına sahiptir. 2015 yılında satışların 5 bin 800 tona ulaşması bekleniliyor. İthal ürünler yerli ürünlere göre daha pahalı olup ülkede kuru makarna tüketime konu olan tek ürün konumunda gösteriliyor. Türkiye’den Endonezya’ya 2010 yılında 172 bin dolar, 2011’de ise 264 bin doları tutarında makarna ihracatı gerçekleştirildi. Uzun vadede ülkemizin bu üründeki ihracatının artırılmasının mümkün olabileceği düşünülüyor. Endonezya’nın makarna ithalatında Türkiye 10. tedarikçidir.
Çikolatalı Mamuller
Tablet çikolatalar piyasanın % 45’ini oluşturuyor. Modern perakende satış dükkanlarının artışı neticesinde tüketimde de hızlı artış görülüyor. Tropikal iklim ürünlerinin serin ve kuru yerlerde muhafazasını gerektiriyor. Çikolatalı mamullerin şekerleme ürünlerine göre yüksek olan fiyatları bu ürünlerin orta ve üst gelir gruplarınca tüketimini sağlıyor. Ekonomik ürünler, dolgu malzemeli bisküviler ile rekabet ediyor. Çikolatalı ürünler özellikle bayan tüketiciler tarafından tercih ediliyor. Şeker Bayramı’nda tüketimde artış görülüyor. Sütlü çikolatalar, siyah ve düz beyaz çikolataya göre tüketici tarafından tercih edilen ürünler. 2011 yılında Endonezya 38,8 milyon dolarlık çikolatalı mamuller ithalatı gerçekleştirdi. Malezya % 49,2’lik payıyla ilk tedarikçi olup diğer tedarikçiler ise sırasıyla, Güney Afrika, Belçika, İsviçre ve Almanya’dır. 2011 yılında Türkiye’den Endonezya’ya 13 bin dolarlık çikolatalı mamul ihraç edildi.
Fındık
Endonezya’da kaju cevizi üretimi yıllık yaklaşık 140 bin ton civarındadır. Üretilen şekerli ve çikolatalı mamullerde genellikle kaju cevizi kullanılıyor. Ürün çeşitlendirmesi yapılması amacıyla kaju yerine fındık kullanılması konusunda tanıtım yapılabilmesi mümkündür. Fındık içeren çikolatalı ürünler marketlerde yer alıyor. Özellikle Avrupa menşeli çikolatalı ürünler ve Endonezya’da üretilen bir kısım çikolatalı mamuller fındık içeriyor. 2011 yılında Türkiye’den Endonezya’ya 197 bin dolar tutarında fındık ihracatı yapıldı. Uzun vadede ülkemizin bu üründeki ihracatının artırılmasının mümkün olabileceği yönünde değerlendirmeler yapılıyor.
T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Ülke Masaları - II Dairesi’nden İhracatı Geliştirme Uzmanı Dilek Koç Subaşı tarafından 2012 yılında hazırlanan Endonezya Ülke Profili Raporu’ndan derlenmiştir.
“Endonezya ile işbirliği yapılabilecek pek çok alan var. Türkiye için enerji ekipmanları, inşaat malzemeleri ve gıda gibi sektörlerde önemli potansiyellerin bulunduğu öngörülüyor.”