Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Türkiye’de balık tüketimini en az iki katına çıkarmalı!

Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Başkanı Faruk Coşkun, Türkiye'de balık tüketimin en az iki katına çıkarılması gerektiğini söyledi. Su ürünleri üretiminin 160 bin tona ulaştığını, üretimi  ise250 bin tona çıkarma hedefinde olduklarını belirten Coşkun, “Su ürünleri ihracatının yanı sıra iç tüketimin de artırılması gerekiyor. Türkiye'de kişi başı yıllık balık tüketimi 8 kilogram. Bu rakam çok düşük, en az iki katına çıkarılması gerekiyor" dedi.





balik_saticisi.jpg

Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği (SUYMERBİR)’i tanıyabilir miyiz?

Merkez Birliğimiz 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu çerçevesinde kurulan 7 adet birliğin bir araya gelmesi ile kuruldu. Şu an 14 üyeye ulaşmış bulunuyoruz. Kuruluşunu tamamlamış olan 4 birliğimiz en kısa sürede merkez birliğimize katılacak. Ayrıca 5 birlik ise kuruluş aşamasında. Anlayacağınız sürekli büyüyoruz. Gönlümüzden geçen, tüm yetiştiricilerin birlik çatısı altında yer alması ve tüm birliklerin de Merkez Birlik bünyesinde yer alarak daha güçlü, daha sağlam ve daha organize bir yapıya kavuşması. İçinde bulunduğumuz çağda bireysel diyaloglar kurarak sektör adına hak aramak, istenilen sonuçları vermiyor. Ayrıca, gerek kamu, gerekse kamu dışı kurumlar; karşılarında tüm sektörü temsil eden muhataplar görmek istiyor. İşte Merkez Birliğimiz bu düşüncelerle kuruldu. Türkiye genelinde balık yetiştiriciliği yapılan ve birlik kurulmaya uygun her ilimizde üretici birliklerinin kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sayede faaliyetlerimizi tabana indirebilir ve sektörümüzün tüm sorunlarını kolay bir şekilde görebiliriz. Bu sadece şahısların meselesi değil ülke meselesi.

 

Son yıllarda tüm dünyada su ürünlerine olan yoğun talebi neye bağlıyorsunuz?

Dünya nüfusu giderek artıyor. 2000 yılında 6,1 milyar olan insan nüfusunun 2015 yılında 7,2 milyara, 2030 yılında ise 8,2 milyara ulaşması bekleniyor. Oysa gıda kaynakları giderek azalıyor. Bu nedenle, ülkeler ve ilgili uluslararası örgütler, gıda kaynaklarını yeterli hale getirmek, gıdaya erişimi kolaylaştırmak ve yeni kaynaklar oluşturmak doğrultusunda yoğun çaba gösteriyor. Yaşanan iklim değişiklikleri, nüfus artışı ve tarımsal ürünlerin bir bölümünün enerji amaçlı kullanımını sebepleri ile oluşan gıda kaynaklarının yetersizliği, dikkatleri su ürünlerine yönlendirdi. Değerli bir besin kaynağı olan balık ve diğer su canlıları öne çıktı.

 

Su ürünleri yetiştiriciliğinde hangi noktadayız?

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de iç su ve denizlerde su ürünleri yetiştiriciliği hızla büyüyen bir sektör. 1986 yılında toplam su ürünleri üretimimiz 582.920 ton idi. Bunun yalnızca 3.075 tonu yetiştiricilik yolu ile elde edildi. Yetiştiricilik toplam üretimde % 0,05 paya sahip. Bu gün ise toplam su ürünleri üretimimiz 653.080 ton olup yetiştiricilikten elde edilen miktar 167.141 ton. Yetiştiriciliğin payı % 25,6’a yükseldi.  Aradan geçen 25 yıl içinde toplam su ürünleri üretimi % 12 artarken, yetiştiricilikten elde edilen üretim % 5000’den fazla arttı.

 

Su ürünleri sektörünün 2012 yılı içindeki durumunu değerlendirmenizi istesek. Neler söyleyeceksiniz?

Maalesef bu sene sektörün durumu iyi değil. Alabalık fiyatları çok düştü. Hatta yerlerde sürünüyor, diyebilirim.  Çipura geriliyor. Üstelik üreticiye destek sağlayan T.C Ziraat Bankası kredi temininde yzorluk çıkarır oldu. Üretici sıkıntıda. 2012’de destek bedellerinin düşürülmesi de üreticiyi çok daha fazla sıkıntıya soktu. Karşı çıktığımız desteklerin düşürülmesi değil ancak, habersiz ve programsız bir şekilde düşürüldüğü için üretici zor durumda kaldı. T.C Ziraat Bankası yüzde 50 devlet destekli kredi veriyordu. Şimdi onu yüzde 25’e indirdiler. Yeterli finans bulamadığı için üreticinin balığı elinde kaldı, satamadı. Sıkıntılar devam ediyor.

 

Peki sektörün geçtiğimiz yıl durumu nasıldı?

Sektörün geçen yıl ki büyüme hızı 15.6 idi. Sektör hızlı gelişti. Aslında 2012 yılında da büyüme durmadı. Ancak yıl sonuna doğru yavaşlamaya  başladı. 2012’de gelişme niye sekteye uğradı derseniz; kriz etkiledi, ihracat rakamları ekledi. İklim şartları da etkiledi.

 

Avrupa ile üretimimizi kıyaslayacak olursak…

Avrupa yetiştiricilik üretimi 2,3 milyon ton. En fazla üretimi, 830 bin tonluk miktar ile Norveç sağlıyor. İspanya 281 bin ton, Fransa 237 bin ton, İtalya 178 bin ton, İngiltere 174 bin ton, Yunanistan, 113 bin ton olan üretim miktarları ile sektörde öne çıkıyor. Türkiye ise, toplam 623.191 tona ulaşan su ürünleri üretimi ile dünya ülkeleri arasında büyük rol oynamayı sürdürüyor. Bu üretimin 158.729 tonu yetiştiricilik yolu ile elde ediliyor. Türkiye bu üretim rakamı ile dünya ülkeleri arasında yetiştiricilik açısından 26’ncı sırada.

 

Su ürünleri tüketimi açısından ne konumdayız?

Kişi başına yıllık su ürünleri tüketimi dünyada ortalama 16 kilogram. Asya ülkelerinde bu miktar 26, AB (27)’de 23, Orta Amerika’da 18.9, ABD ve Kanada’da 24 Afrika’da 8,3. Ülkemizde de kişi başına yıllık balık tüketimi oldukça düşük olup, dünya ortalamasının da çok altında 8 kilogram. Hedef bu rakamın 20 kilograma çıkarılması.

 

Sektörün başlıca sorunları neler?

Ülkemizin kalkınması için tüm sektörlerin gelişmesi gerekiyor. Sektörlerin gelişmesi için ise sektörde bulunanların birlikte hareket etmesi gerekiyor. Sürekli gelişen sektörün doğal olarak problemleri de oluyor.  Örgütlenme sorununu hepimiz elimizden geldiğince çözmek için çaba sarf ediyoruz. Ancak, yürürlükte bulunan 5200 sayılı Üretici Birlikleri Kanunu’nun uygulamasında birçok aksaklık ortaya çıkıyor. Mesela, birliklerin kuruluş esasları alt sektörlere göre belirlenmemiş olup, bu durum örgütlenme önünde engel teşkil ediyor. Açmak gerekirse; örneğin hububat üreticisi ile su ürünleri yetiştiriciliği üreticileri arasında bir ayrım yapılmaksızın en az 16 üreticinin bir araya gelmesi şartı bulunuyor. Oysa, her yerde 16 hububat üreticisi bulmak çok kolay iken, üretim şartları, iller veya ilçelerdeki kaynaklar, önemli yatırımlar yapma gerekliliği göz önüne alındığında su ürünleri yetiştiriciliğinde 16 üreticinin bir araya gelebilmesi bir çok yerde mümkün olmuyor. Diğer yandan en önemli eksiklik olarak gördüğümüz Birliklerin yaptırım gücünün olmaması, organize olma kabiliyetini kısıtlıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızdan beklentimiz bu eksiklik ve aksaklıkları ortadan kaldıracak düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi.

 

Sektörün üzerine düşen görevler neler?

Sektörümüzün büyümesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından mevzuatlarla konulan kuralları uygulamak çok önemli. Geleceğimiz için bizi başkalarından önce biz kontrol etmeliyiz, yanlış yapanı, istismarcıları uyarmalı, tekrarına izin vermemeliyiz. Üretimimiz yaklaşık 160 bin tona ulaşmış, durumda. Hedefimiz 250 bin tondan fazlası. Ancak bu beraberinde ürünün uygun fiyattan pazarlanması sorununu da getiriyor. Çözüm; ihracatımızı geliştirirken diğer yandan da iç tüketimin artırılması. Yıllık 8 kg olan kişi başı tüketimi yıllar boyunca kademeli olarak artırılmalıyız. Bu sadece bizim pazar sorunumuzun çözümü için değil, halkımızın protein tüketimini artırmak açısından da çok önemli. Bunun için kapsamlı bir seri faaliyette bulunmak zorundayız. Bu faaliyetlerin başlıcası tanıtım kampanyası olup, büyük bütçeler gerektirmektedir. Ancak, ülkemizde 1800’ün üzerinde su ürünleri yetiştiricilik işletmesi olduğu göz önüne alınırsa, bunu başarmanın mümkün olacağı görülüyor. Yetiştiriciler olarak en başta kendimiz sektörümüze sahip çıkmamız ve geleceğimiz için şimdiden küçük özverilerde bulunmamız gerekmektedir.Şimdi geleceğine yatırım yapmayanların geleceği ipotek altındadır.

Sürekli beklenti içinde olmak yetmez, harekete geçmemiz gerekiyor diyen Faruk Coşkun,“ Diğer meslek grupları ile ilgili bir kanun görüşülse meslekten gelen milletvekilleri bulunduğu için müdahale şansı olmakta ve kanunlar ona göre şekillenmekte. Su ürünleri yetiştiriciliği sektörü içinden gelen milletvekilleri olmayışı bizi bu yönde eksik bırakıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde içimizden gelen kişilerin bulunması çok önemli” dedi.

 

Su ürünleri üretimi: 140 milyon ton

Bu gün dünya toplam su ürünleri üretimi 140 milyon tondur ve bunun 90 milyon tonu avcılık yolu ile 50 milyon tonu ise yetiştiricilik yolu ile elde edilmektedir. Oran olarak avcılığın payı % 64, yetiştiriciliğin payı % 36 civarındadır. Ancak su ürünleri yetiştiriciliği sektörünün payı giderek artmaktadır. 1990 lı yıllarda kültür balıkçılığından sağlanan üretim miktarı ancak 20 milyon ton iken, 2020 yılında yetiştiricilik üretimin 70 milyon tona, 2030 yılında 83 milyon tona çıkması, avcılığın ise bu yıllarda 80-90 milyon ton arasında gerçekleşeceği var sayılmaktadır. Üretim trendleri, 2030 yılında avcılık ve yetiştiricilik üretiminin eşit hale geleceğini öngörmektedir.