Agrovita gıda işlemede çıtayı yükseltiyor
23/02/2013 - 10:31:00
Balıkesir – Ovaköy’de 2011 yılında kurulan Agrovita, çeşitli meyve ve sebze püre ve konsantreleri üretiyor. İlk üretim sezonu olan 2012’de 50 bin tona yakın hammadde işleyen firma, üretiminin %60’ını ihraç ediyor.
Üretim sürecinde günlük 1200 ton domates veya 360 ton meyve işleme kapasitesine sahip Apollo MixFlow sistemini kullandıklarını belirten Agrovita Yöneticisi Kerim Aydemir, böylelikle farklı çeşitlerde meyve ve sebzeyi işleme esnekliğine sahip olduklarını belirti.
Gıda sektörüne doğal püre ve konsantreler üreten bir tarım şirketi olan Agrovita’nın kısaca kuruluş öyküsünü ve gelişimini sizden dinleyebilir miyiz?
Agrovita oldukça genç bir şirket, 2011 yılında kuruldu. Fabrika lokasyonu için araştırmalarımız Balıkesir’in hammadde bakımından en ideal yerlerden biri olduğunu ortaya koyarken, Tat Konserve’ye ait 2008’den beri çalışmayan bir tesis olduğunu öğrendik. Fabrikadaki tüm makine ve ekipmanlar sökülüp taşınmıştı, ama 120 dönüm arazi üzerinde mükemmel bir altyapıya sahipti. Tat’tan burayı satın aldıktan sonra dünyanın sektörümüzdeki bir numaralı makine üreticisi İtalyan Catelli Food Technologies’den (CFT) son teknolojileri Apollo MixFlow sistemine yatırım yaptık. Türkiye’de zaten tek olan bu teknolojiye, günlük 1200 ton işleme kapasitesinde sahip olan dünyadaki ilk firma olduk.
DOMATES LOKOMATİF ÜRÜNÜMÜZ
Ürün portföyünüz, üretim tesisiniz ve üretim hacminizden bahseder misiniz?
Agrovita’nın ürün gamı çeşitli meyve ve sebze püre ve püre konsantrelerinden oluşmakta. Lokomotif ürünümüz ise domates. Domates suyu ve rendelenmiş domatesten püre ve salçaya kadar geniş bir türev ürün yelpazemiz mevcut.
Üretim tesisimiz Ovaköy – Balıkesir’de bulunuyor. Fabrika bol su kaynakları, biyolojik arıtması, geniş beton sahası ile komple bir altyapıya sahip. Ama en önemlisi, geri dönüşüm ve enerji verimliliği sayesinde sektördeki en düşük su tüketen ve en düşük elektrik harcayan tesis olarak en yeşil, en çevre dostu fabrika olduğumuzu söyleyebiliriz. Fabrikamızdaki son teknoloji MixFlow evaporatör günlük 1200 ton domates veya 360 ton meyve işleme kapasitesine sahip. Sistemin en önemli farkı pek çok farklı meyve ve sebzeyi işleme esnekliğine sahip olması.
Yılda ne kadarlık sebze ve meyve işliyorsunuz? Tarımsal hammadde tadarik süreciniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Fabrikanın ilk sezonu olan 2012’de yaklaşık 50 bin ton hammadde işledik. Bunun büyük kısmını domates oluşturuyor. Bu üründe müstahsillerle sözleşmeli tarım uygulamasında bulunuyoruz. Fide, gübre, ilaç ve damlama sulama sistemleri sağlayıp, yetiştiricilerden sezonda hammadde sağlıyoruz. Bu süreçte tohum seçiminden hasada kadar teknik destek sağlıyoruz.
Ürettiğiniz meyve ve sebze püre ve püre konsantreleri gıda endüstrilerinde hangi alt sektörlerde kullanılıyor?
İşlediğimiz başlıca çeşitler şeftali, kayısı, kırmızı biber, ayva, elma ve turuncu havuç olarak sıralanabilir. Bu meyve ve sebze girdileri içecek, süt ve yoğurt, enerji barları ve diğer gıda uygulamalarında kullanılıyor. Elbette ağırlık içecekte.
Balıkesir Fabrikası’nda yer alan üretim teknolojisinin özelliklerini anlatır mısınız? Bu teknoloji için ne kadarlık yatırım gerçekleştirdiniz?
Agrovita olarak CFT firması tarafından geliştirilen Apollo MixFlow teknolojisini günlük 1.200 ton işleme kapasitesiyle kullanan dünyadaki ilk firmayız. Bu teknoloji, daha kısa işlem süreleri ve düşük çalışma ısılarıyla üstün kalitede ürünler sunmamızı sağlıyor. Domatesin yanı sıra pek çok farklı meyve ve sebze işleme esnekliği de fabrikanın faaliyet süresini oldukça geniş tutup mevsimsellik faktörünü azaltıyor. Boşaltma havuzları da üretim teknolojimizdeki farklılığın ayrılmaz bir parçası. Nitekim İtalyan Labs tarafından Türkiye’de ilk defa uygulanan 7/24 otomatik temizlemeli kontinü sistem sayesinde, üretimi durdurmadan kum ve taş gibi istenmeyen maddeler etkin biçimde tahliye edilebiliyor.
YÜKSEK TEKNOLOJİYİ ADAPTE EDİYORUZ
Üretimde uyguladığınız gıda güvenliği ve otomasyon sistemlerinizden bahseder misiniz?
Biz Agrovita’da güvenilir ve sorumlu bir iş ortağı olarak gıda şirketleri ve perakende zincirleri için en yüksek kalitede doğal girdiler ve ürünler sağlıyoruz. Uçtan uca yaklaşımla tüm üretim süreci üzerinde komple bir kontrol kurabiliyoruz. Bir Agrovita ürününün üzerinde yer alan ürün kodu tam izlenebilirliği sağlayacak detayda değerli bilgiler sunuyor. Yüksek teknolojiyi adapte etmemizin beraberinde getirdiği en önemli değerlerden biri de şüphesiz otomasyon. Üretim esnasında fabrika sahasında çok az sayıda insan görüyorsunuz. Fabrikamız ana kontrol noktasından tek bir operatörle kumanda ediliyor. Tüm parametreleri canlı izleyebildiğimiz gibi, sistemdeki yazılım bir yıl önceki verilerle kıyaslama yapmamızı sağlıyor.
Biraz da ihracata yönelik çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Bugün itibariyle üretimimizin %60’ını ihraç ediyoruz. İngiltere, Irak, Lübnan ve Avustralya ihracat yaptığımız pazarlarımız arasında bulunuyor. İhracata ilk olarak Ortadoğu pazarında başladık. İngiltere, Avustralya ve Kuzey Afrika’ya ise bu yıl itibariyle ihracat gerçekleştirmekteyiz.
2012 Agrovita açısından nasıl geçti? Yeni yıldan beklentilerinizi ve yapmayı planladığınız yeni yatırımları bizimle paylaşır mısınız?
2012 Agrovita’nın ilk üretim sezonu olmasına karşın oldukça pozitif sonuçlar elde ettik. 5 ay gibi kısa bir zamanda tüm fabrikanın kurulum ve montajını tamamlayıp 50 bin tona yakın bir hammadde işlemek kolay bir iş değil. Ama en önemlisi, teknolojinin nihai ürün için taahhüt ettiği sıra dışı değerlerin gerçekleşmesini görmek oldu. Meyvede sıfır askorbik asit kullanımına rağmen, fevkalade pozitif renk ve parlaklık değerleri elde ettik. Aynı sonuçlar viskozite için de geçerli.
Önümüzdeki sezonda işlediğimiz tüm hammadde çeşitlerinde tonaj artıracağız. Geçen yıl fabrikamızın faaliyete geçme zamanlaması itibariyle yeterince yer veremediğimiz şeftali ve kayısı üretimleri bu sezon üretimden daha fazla pay alacaklar. Ayrıca, bölgemizde bol olan ve ihracat talebi giderek artan kırmızı biber ile kış meyvelerini prosesimize alacağız. Domates türevlerinde ise, düşük briksli ve daha fazla artı değer sunan ürünlere odaklanacağız. Bu yıl yapacağımız cam ambalajlara yönelik yatırımlar bu amaca hizmet ederken, ihraç pazarlarımızda çeşitlilik de sağlayacak.
TARIM VE SANAYİ ENTEGRE OLMALI
Meyve ve sebze alanında ABD gibi gelişmiş üreticilerin sanayiyle tarımı entegre ettiklerini söyleyen Kerim Aydemir, ölçek ekonomileriyle beraber modern tarım uygulamalarının yüksek verim ve rekabet avantajı oluşturdğuna dikkat çekti. Türkiye’deki sektörün de iş tanımını genişleterek yetiştiricilik boyutunu mutlaka denklemin içine katması gerektiğini vurgulayan Aydemir, “Aksi taktirde global düzeyde rekabet şansımız azalacak. Öte yandan, AB’de ortak tarım politikası çerçevesindeki sübvansiyonların kaldırılması Türkiye’yi daha rekabetçi kılmakta. İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde tarımsal üretim azalırken, Türkiye AB’deki bu arz boşluğunu doldurmaya en kuvvetli aday” diye konuştu.
Gıda sektörüne doğal püre ve konsantreler üreten bir tarım şirketi olan Agrovita’nın kısaca kuruluş öyküsünü ve gelişimini sizden dinleyebilir miyiz?
Agrovita oldukça genç bir şirket, 2011 yılında kuruldu. Fabrika lokasyonu için araştırmalarımız Balıkesir’in hammadde bakımından en ideal yerlerden biri olduğunu ortaya koyarken, Tat Konserve’ye ait 2008’den beri çalışmayan bir tesis olduğunu öğrendik. Fabrikadaki tüm makine ve ekipmanlar sökülüp taşınmıştı, ama 120 dönüm arazi üzerinde mükemmel bir altyapıya sahipti. Tat’tan burayı satın aldıktan sonra dünyanın sektörümüzdeki bir numaralı makine üreticisi İtalyan Catelli Food Technologies’den (CFT) son teknolojileri Apollo MixFlow sistemine yatırım yaptık. Türkiye’de zaten tek olan bu teknolojiye, günlük 1200 ton işleme kapasitesinde sahip olan dünyadaki ilk firma olduk.
DOMATES LOKOMATİF ÜRÜNÜMÜZ
Ürün portföyünüz, üretim tesisiniz ve üretim hacminizden bahseder misiniz?
Agrovita’nın ürün gamı çeşitli meyve ve sebze püre ve püre konsantrelerinden oluşmakta. Lokomotif ürünümüz ise domates. Domates suyu ve rendelenmiş domatesten püre ve salçaya kadar geniş bir türev ürün yelpazemiz mevcut.
Üretim tesisimiz Ovaköy – Balıkesir’de bulunuyor. Fabrika bol su kaynakları, biyolojik arıtması, geniş beton sahası ile komple bir altyapıya sahip. Ama en önemlisi, geri dönüşüm ve enerji verimliliği sayesinde sektördeki en düşük su tüketen ve en düşük elektrik harcayan tesis olarak en yeşil, en çevre dostu fabrika olduğumuzu söyleyebiliriz. Fabrikamızdaki son teknoloji MixFlow evaporatör günlük 1200 ton domates veya 360 ton meyve işleme kapasitesine sahip. Sistemin en önemli farkı pek çok farklı meyve ve sebzeyi işleme esnekliğine sahip olması.
Yılda ne kadarlık sebze ve meyve işliyorsunuz? Tarımsal hammadde tadarik süreciniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Fabrikanın ilk sezonu olan 2012’de yaklaşık 50 bin ton hammadde işledik. Bunun büyük kısmını domates oluşturuyor. Bu üründe müstahsillerle sözleşmeli tarım uygulamasında bulunuyoruz. Fide, gübre, ilaç ve damlama sulama sistemleri sağlayıp, yetiştiricilerden sezonda hammadde sağlıyoruz. Bu süreçte tohum seçiminden hasada kadar teknik destek sağlıyoruz.
Ürettiğiniz meyve ve sebze püre ve püre konsantreleri gıda endüstrilerinde hangi alt sektörlerde kullanılıyor?
İşlediğimiz başlıca çeşitler şeftali, kayısı, kırmızı biber, ayva, elma ve turuncu havuç olarak sıralanabilir. Bu meyve ve sebze girdileri içecek, süt ve yoğurt, enerji barları ve diğer gıda uygulamalarında kullanılıyor. Elbette ağırlık içecekte.
Balıkesir Fabrikası’nda yer alan üretim teknolojisinin özelliklerini anlatır mısınız? Bu teknoloji için ne kadarlık yatırım gerçekleştirdiniz?
Agrovita olarak CFT firması tarafından geliştirilen Apollo MixFlow teknolojisini günlük 1.200 ton işleme kapasitesiyle kullanan dünyadaki ilk firmayız. Bu teknoloji, daha kısa işlem süreleri ve düşük çalışma ısılarıyla üstün kalitede ürünler sunmamızı sağlıyor. Domatesin yanı sıra pek çok farklı meyve ve sebze işleme esnekliği de fabrikanın faaliyet süresini oldukça geniş tutup mevsimsellik faktörünü azaltıyor. Boşaltma havuzları da üretim teknolojimizdeki farklılığın ayrılmaz bir parçası. Nitekim İtalyan Labs tarafından Türkiye’de ilk defa uygulanan 7/24 otomatik temizlemeli kontinü sistem sayesinde, üretimi durdurmadan kum ve taş gibi istenmeyen maddeler etkin biçimde tahliye edilebiliyor.
YÜKSEK TEKNOLOJİYİ ADAPTE EDİYORUZ
Üretimde uyguladığınız gıda güvenliği ve otomasyon sistemlerinizden bahseder misiniz?
Biz Agrovita’da güvenilir ve sorumlu bir iş ortağı olarak gıda şirketleri ve perakende zincirleri için en yüksek kalitede doğal girdiler ve ürünler sağlıyoruz. Uçtan uca yaklaşımla tüm üretim süreci üzerinde komple bir kontrol kurabiliyoruz. Bir Agrovita ürününün üzerinde yer alan ürün kodu tam izlenebilirliği sağlayacak detayda değerli bilgiler sunuyor. Yüksek teknolojiyi adapte etmemizin beraberinde getirdiği en önemli değerlerden biri de şüphesiz otomasyon. Üretim esnasında fabrika sahasında çok az sayıda insan görüyorsunuz. Fabrikamız ana kontrol noktasından tek bir operatörle kumanda ediliyor. Tüm parametreleri canlı izleyebildiğimiz gibi, sistemdeki yazılım bir yıl önceki verilerle kıyaslama yapmamızı sağlıyor.
Biraz da ihracata yönelik çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Bugün itibariyle üretimimizin %60’ını ihraç ediyoruz. İngiltere, Irak, Lübnan ve Avustralya ihracat yaptığımız pazarlarımız arasında bulunuyor. İhracata ilk olarak Ortadoğu pazarında başladık. İngiltere, Avustralya ve Kuzey Afrika’ya ise bu yıl itibariyle ihracat gerçekleştirmekteyiz.
2012 Agrovita açısından nasıl geçti? Yeni yıldan beklentilerinizi ve yapmayı planladığınız yeni yatırımları bizimle paylaşır mısınız?
2012 Agrovita’nın ilk üretim sezonu olmasına karşın oldukça pozitif sonuçlar elde ettik. 5 ay gibi kısa bir zamanda tüm fabrikanın kurulum ve montajını tamamlayıp 50 bin tona yakın bir hammadde işlemek kolay bir iş değil. Ama en önemlisi, teknolojinin nihai ürün için taahhüt ettiği sıra dışı değerlerin gerçekleşmesini görmek oldu. Meyvede sıfır askorbik asit kullanımına rağmen, fevkalade pozitif renk ve parlaklık değerleri elde ettik. Aynı sonuçlar viskozite için de geçerli.
Önümüzdeki sezonda işlediğimiz tüm hammadde çeşitlerinde tonaj artıracağız. Geçen yıl fabrikamızın faaliyete geçme zamanlaması itibariyle yeterince yer veremediğimiz şeftali ve kayısı üretimleri bu sezon üretimden daha fazla pay alacaklar. Ayrıca, bölgemizde bol olan ve ihracat talebi giderek artan kırmızı biber ile kış meyvelerini prosesimize alacağız. Domates türevlerinde ise, düşük briksli ve daha fazla artı değer sunan ürünlere odaklanacağız. Bu yıl yapacağımız cam ambalajlara yönelik yatırımlar bu amaca hizmet ederken, ihraç pazarlarımızda çeşitlilik de sağlayacak.
TARIM VE SANAYİ ENTEGRE OLMALI
Meyve ve sebze alanında ABD gibi gelişmiş üreticilerin sanayiyle tarımı entegre ettiklerini söyleyen Kerim Aydemir, ölçek ekonomileriyle beraber modern tarım uygulamalarının yüksek verim ve rekabet avantajı oluşturdğuna dikkat çekti. Türkiye’deki sektörün de iş tanımını genişleterek yetiştiricilik boyutunu mutlaka denklemin içine katması gerektiğini vurgulayan Aydemir, “Aksi taktirde global düzeyde rekabet şansımız azalacak. Öte yandan, AB’de ortak tarım politikası çerçevesindeki sübvansiyonların kaldırılması Türkiye’yi daha rekabetçi kılmakta. İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde tarımsal üretim azalırken, Türkiye AB’deki bu arz boşluğunu doldurmaya en kuvvetli aday” diye konuştu.