Gıda sektöründe teknoloji kullanımı ve otomasyon
Oldukça geniş bir yelpazeye yayılan gıda ürünleri ile ilgili üretim süreçlerinin geçmişi, insanoğlunun ilk kentleşmeye başladığı dönemlere kadar gitmektedir. Tahılın işlenmesi, tohumlu bitkilerden yağ elde edilmesi gibi süreçlerden tutun da, et ürünlerinin tüketiciye ulaşmasına kadar olan, yığınla birbirine benzemeyen süreçten söz ediyoruz. Geride bıraktığımız yüzyıllar boyunca bu süreçlerde inanılmaz gelişmeler yaşanmış, makine ve kimya teknolojilerinde yaşanan gelişmelere paralel olarak bu alanlara özgü ileri teknolojiler ortaya çıkmıştır.
Teknoloji kullanımına iki farklı açıdan bakmak istiyorum. İşletmelerin büyüklükleri bakımından incelediğimizde teknoloji kullanımının genellikle, işletme ölçeği ile birlikte artmakta olduğunu görürüz. Bunun başlıca nedenlerinden biri, yüksek teknoloji kullanımı maliyetlerinin ancak belli bir üretim ölçeğinde kendisini karşılayabileceği algısıdır. Bu algının bütünüyle yanlış olduğunu iddia etmek mümkün değil. Ancak, doğru yatırım politikaları ve doğru maliyet-fayda analizleri yapıldığında bu konudaki önyargının önemli ölçüde değişebileceğini düşünüyorum. Bu analizin başlı başına bir inceleme konusu olduğunu hatırlayarak ikinci bakış açısına geçelim, teknoloji-süreç ilişkisine.
Bu aşamada süreç deyince yalnızca üretim değil, değer zincirinin her aşamasında yer alan süreç parçalarını ifade ettiğimizi belirtmeliyim. Yani ham maddenin teslim alımı, depolanması, ana sürece aktarımı, ön üretim (hamur hazırlama, yıkama-ayıklama, vb), üretim, paketleme, dağıtım, tüketiciye sunum süreçlerinin tamamı, bizim için aynı değeri ifade eden süreç aşamaları olmalıdır. Teknoloji kullanımına işte bu kırılım açısından baktığımızda, süreçlerin üretim kısmında oldukça yüksek iken, diğer aşamalarda göreceli olarak düşük olduğunu görmekteyiz. Bir örnek vermek gerekir ise, Dünya ortalaması olarak gıda sektöründeki otomasyon seviyesi üretim hatlarında: %54 iken paketleme bölgelerinde: %37 olarak bilinmektedir. Elbette bu değerler Dünya geneli ve gıda ile ilgili tüm sektörlerin ortalaması olduğu için mutlak değer olarak çok anlamlı değildir. Aradaki farkı göstermek açısından önemlidir. Burada otomasyon düzeyinin, teknoloji kullanımında belirleyici olduğunu düşünüyorum.
Oysa gıda sektöründe otomasyon düzeyinin, maliyet indirimi dışında getirdiği çok önemli bir avantaj var. Bu da sağlık ya da sektörel deyişle ‘’hijyen ve kalite’’. Hangi gıda ürünü olursa olsun, insan müdahalesi ne denli az olursa, mikrobiyolojik açıdan sonuçlar o denli iyi olacaktır. Biliyoruz ki insan temasının olduğu her nokta, mikrobiyolojik açıdan bir risk noktasıdır. Bu riski azaltmak için bir yığın yüksek maliyetli önlem alırız. Öte yandan biliriz ki geliştirdiğimiz her önlem, bir süre sonra kendisi bir risk unsuru oluşturabilir. Hijyen eldivenleri ile çalışma sırasında olduğu gibi. Riski tamamen ortadan kaldırmak ancak, ürün ile insan temasının önüne geçmekle mümkündür. Bunun yolu da otomasyon, yani teknoloji kullanımından geçmektedir. Teknoloji kullanımı yönünde atacağımız sistematik adımlar, ürünün raf ömrünün uzamasına da katkıda bulunacaktır. Bu katkıları hesaba katabilir isek, otomasyon yatırımlarının fizibilite analizleri olumlu yönde değişecektir.
Şimdi biraz da gelişim potansiyelinin yüksek olduğunu değerlendirdiğimiz otomasyon alanlarına kısaca bir bakalım. Bunu yaparken de çok farklı alt sektörlerin spesifik konuları yerine, genel geçer bazı konular üzerinde durmaya çalışalım. Gıda sektörü, hızlı tüketim malları sektörünün diğer alanları gibi hiç kuşkusuz rekabetin en hızlı olduğu ve olmaya devam edeceği sektörlerden. Rekabet gücünü artırmak için konumuzla ilgili en yoğun uygulamalar:
• Ürün transferleri
1. Ürünleri sürecin bir sonraki aşamasına beslemek,
2. Ürünleri, süreç gereksinimlerine göre konumlandırmak, pozisyonunu değiştirmek,
3. Ürün akışını yönetmek, hız, debi ve yön değiştirmek
• Ambalajlama aşamaları, paketleme, kutulama ve palet operasyonları
• Muhtelif promosyon kampanyaları için çoklu ürün grupları hazırlamak (elleçleme)
• Hijyen nedeniyle insan temas olmaması gereken işlemler
• Aşırı soğuk/sıcak bölge işlemleri
1. Et, et ürünleri ve dondurma üretimi sırasında süreçlerin çoğu insanın çalışma koşullarının oldukça altında sürdürülmektedir. Her ne kadar özel giysilerle donatılsa da burada çalışanlar kısa sürelerde çalıştırılıp dinlendirilmektedir. Bu ise hem yüksek maliyete hem de mikrobiyolojik riske yol açmaktadır. Bu tür süreçler otomasyon ve robotik yatırımları için oldukça uygundur.
2. Fırın ve benzeri alanlardaki ürün besleme ve tahliye süreçleri de aynı şekilde otomasyon ve robotik uygulamaları için iyi bir potansiyel oluşturmaktadır.
• Endüstriyel görüntü işleme ile otomasyon sistemlerinin desteklenmesi
1. Genellikle üretim süreçlerinin en sonunda yakalanan hatalar yüksek maliyete neden olmaktadır. Bunun yerine kilit süreç aşamalarına konan kameralı görüntü işleme sistemleri ile hatayı daha erken belirlemek mümkün olabilir. Bu sistemlerden elde edilen uyarılar ile hatalı süreç parametreleri değiştirilebilir. Daha da iyisi otomatik kontrol sistemleri ile entegre kullanılarak otomatik olarak parametre değişikliği gerçekleştirilebilir.
2. Robot ve otomasyon sistemlerine veri sağlanarak bunların daha hızlı ve etkin çalışmaları sağlanabilmektedir.
Otomasyon sistemlerini geliştirirken bir temel soru daha karşımıza çıkıyor. Bu alanların hemen hepsinde de amaca özel geliştirilmiş spesifik makineler ve donanım kullanabiliriz. Bunlar, çoğu kez hızlı ve etkin çözümlerdir. Ancak ürün veya süreçte bir değişim olduğunda bu değişime cevap veremeyebilir. Kısacası esneklik açısından zayıf çözümlerdir. Farklı bir yaklaşım ise daha fakat genel amaçlı mekanizmalar olan robotları kullanmaktır. Genel amaçlı olması ve yeniden programlanması sayesinde en esnek çözümler, robotik sistemler ile olur. Bu noktada ürünümüze ve sürecimize uzun dönemli bakıp, alternatifleri ona göre değerlendirmek gerekecektir. Robotik sektöründe yapılan bir çok değerlendirmede gıda sektöründe robot kullanımının hızla yaygınlaşacağı yönündedir. Bunun arkasında endüstriyel robot kullanımını avantajlı kılan başlıca etkenler:
• Maliyet
• İşçilik
• Malzeme sarfiyatı/fire
• Hız
• Kapasite kullanımı
• Yer kullanımı
• Kalite
• Doğruluk
• Hijyen
• Esneklik:
• Üretim sırasında ürün değiştirme hızı (set-up)
• Yeni ürünü pazara sürme hızı
• İş Güvenliği/İşçi Sağlığı olmaktadır.
Fevzi Tuvay kimdir?
İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde 1982 yılında lisans, 1984 yılında yüksek lisansını tamamlayan Fevzi Tuvay, profesyonel iş hayatına Koç Grubu’nun Tofaş Otomobil Fabrikası’nda başladı. Beş yıl motor-şanzıman üretim ve montaj konularında çalıştı. 16 yıl boyunca da ‘zırhlı muharebe aracı’ bilinen adıyla tank üretimi yapan FNSS Savunma Sistemleri’nde iş hayatına devam eden Tuvay; bu firmada Üretim Mühendisliği Şefliği ve Teknik Müdürlük görevlerinde bulundu. Orta ve Uzak Doğu’ya teknoloji transferi ve fabrika kurulumu konularında liderlik yapan Fevzi Tuvay, ayrıca aynı şirketin Suudi Arabistan’daki işletmesinin Fabrika Müdürlüğü’nü görevini de yerine getirdi. 2006 Mayıs ayından bu yana Eti Şirketler Grubu’na dahil olan Eti Makine Sanayi A.Ş.’nin Genel Müdürü olarak profesyonel hayatına devam ediyor. Eti Makine, gıda makineleri, fabrika otomasyonu ve robotik konularında faaliyet gösteriyor. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından AR-GE Merkezi olarak onay aldı.