Gıda Teknolojisi

Hammaddelerin fabrikalarınıza girişinden üretim tamamlanıncaya kadar devam eden süreçte uyguladığınız gıda güvenliği standartlarınızdan bahseder misiniz?
Keskinoğlu olarak soğuk zincir şartlarında ve yüksek kalite standartlarında günlük 350 bin adet piliç işleme kapasitesine sahibiz. Piliçlerimizin kesimhanelerimizde İslami şartlara uygun olarak kesimleri yapıldıktan sonra, 6 km uzunluğunda bulunan hava soğutma tünelinde sıfır derecede soğutularak, bünyelerinde hiçbir şekilde su kalmaması sağlanmaktadır. Parçalama işlemi yapılmadan önce tüm piliçler, son teknolojiye sahip kamera sisteminden geçiriliyor ve bu sayede B kalite ürünler ayrılıyor. Bilgisayar programları sayesinde parçalama işlemi yapılırken, elde edilmek istenen but, göğüs, kanat gibi ürünler hat üzerinde otomatik olarak tartılıp, istenilen gramajlarda standart olarak hazırlanarak paketlemesi yapılıyor.
Yumurtalarımızı ise, iyi tarım uygulamaları yönetmeliğine göre üretilen doğal yemlerle beslenen tavuklardan elde ediyoruz. Üretim sürecinde, tüm yumurtalar otomatik toplama sistemi ile yumurta işleme ünitesine taşınarak, kirli ve zar çatlakları bulunanlar, otomatik makineler ile tespit edilerek diğerlerinden ayrılıyor. Türk Gıda Kodeksi Yumurta ve Yumurta Ürünleri Tebliği’nde belirtilen gramaj aralıkları doğrultusunda tam otomatik makinelerle el değmeden boyut ve gramajlarına göre ayrılan yumurtalarımız, ambalajlandıktan sonra iç pazar ve ihracat için lojistik depolarında sevkiyat için hazırlanıyor. Tüm kümeslerden ayrı ayrı ve sırasıyla alınan her yumurtaya bir kimlik numarası vererek, yumurtaların izlenebilirliğini sağlıyoruz. İzlenebilirlik sistemini sağlamak amacıyla oluşturduğumuz ekip, tüm verileri güncel olarak toplayıp sisteme aktarıyor. Sisteme aktarılan bilgiler sayesinde tüketicilerimiz, yumurtaların üzerinde bulunan kimlik numarasını  www.keskinoglu.com.tr adresine girerek, yumurtlayan tavuğun hangi ırktan olduğuna, hangi kümeste yumurtladığına, yediği yemlere, hangi veteriner hekim tarafından kontrol edildiğine ve yumurtaların kim tarafından paketlendiğine kadar olan tüm bilgilere ulaşabiliyor.
Ayrıca tüm üretim tesislerimiz, dünyaca ünlü kalite belgeleme ve denetleme kuruluşları tarafından denetleniyor. ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi’yle üretim yapan tesislerimizde, dünyada sayılı markalara verilen British Retail Consortium (BRC)’un uluslararası gıda güvenliği yönetim sistemi ve Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Denetleme Belgeleri de bulunuyor.
Keskinoğlu olarak sektöründe Türkiye’deki ilk ve tek tam entegre üretim tesise sahibiz. Yem üretiminden civciv ırkına kadar üretim sürecindeki tüm aşamaları her saniye gözetim altında tutuyoruz. Tavukların beslenmesinden lojistik süreçlerine kadar ürünün sofraya ulaşmasında gıda güvenliği zincirini 0 olarak koruyoruz. Tüm yatırımlarımızı bu zinciri korumak için hayata geçiriyoruz. Ayrıca, ürünlerimize verdiğimiz kimlik numaraları ile tüketicilerimize de sofralarına koydukları ürünlerimizi web sitemiz üzerinden denetleme imkanı sağlıyoruz.

Üretim aşamalarında gıda güvenliği standartlarının sağlıklı uygulanması adına çalışanlarınıza yönelik ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Keskinoğlu olarak tesislerimizde hijyene büyük önem veriyoruz. Öncelikle tesislerimize girerken tüm araçlar sterilize edilerek içeri alınıyor. Üretim tesislerimizde en alt kademeden en üst kademeye kadar bir kıyafet prosedürü uyguluyoruz. Tesislerimize girerken çizmeden, bone ve maskeye kadar tamamen steril giysiler giyilerek, her kapı geçişinde ellerin ve çizmelerin steril ilaçlarla dezenfekte edilmesini sağlıyoruz. Ayrıca tüm çalışma arkadaşlarımıza 6 ayda bir kan tahlili, burun- boğaz kültürü, gaita kültürü, akciğer grafisi ve işitme testi gibi kontroller uygulanıyor. Ayrıca şirket çalışanlarımıza verdiğimiz periyodik eğitimler ile bilgilendirme yapıyoruz.

PİLİÇLERDE SU ORANINI SIFIRA İNDİREN SİSTEMLER
Keskinoğlu olarak üretim tesislerinizde uyguladığınız otomasyon sisteminin özelliklerinden ve avantajlarından söz eder misiniz?
Kullandığımız üretim teknolojileriyle sektörde farklılık yaratıyoruz. Avrupa’da son derece yaygın olan hava soğutma teknolojisini kullanarak piliçlerimizde su oranını sıfıra indirerek tüketicimize sunuyoruz. Türkiye’de ilk kez kullanılan ve 2007 yılında 13 milyon TL yatırımla hayata geçirilen teknoloji sayesinde ise, tüm kesim süreci tamamen el değmeden gerçekleşmektedir. Kesimi yapılan tüm piliçler X- Ray cihazından geçiriliyor ve kırığı, eziği olanlar bu teknolojiyle ayrılıyor. Bilgisayar programları sayesinde parçalama işlemi yapılırken, elde edilmek istenen but, göğüs, kanat gibi ürünler hat üzerinde otomatik olarak tartılıp, istenilen gramajlarda ayarlanarak standart hale getiriliyor.
Yumurta işleme tesislerimizde de yine dünyadaki son teknolojiyi kullanıyoruz. Yemlemesi, havalandırması, ışıklandırması ve yumurta çekimi tamamen otomatik sistemlerden oluşan kümeslerde üretilen yumurtalar, otomatik bantlar sayesinde kümeslerden günlük olarak yumurtaların tasnif edildiği yumurta işleme ünitesine taşınıyor. Üretilen yumurtalar bir dizi kalite kontrol sisteminden ve düzenli olarak gerçekleştirilen mikrobiyolojik testlerden geçiriliyor ve bu sayede gözle görülmeyen zar çatlaklıklarının ve kirli yumurtaların tüketiciye ulaşma riski minimuma indiriliyor. Bu aşamadan sonra yumurtaların tamamen bilgisayar kontrollü yumurta tasnif makinelerinde tartımları yapılarak gramajına göre sınıflandırılması ve kodlaması yapılıyor. Yumurta üzerine bulunan kodlama sistemi sayesinde ise tüketicinin ürünle ilgili tüm detaylara ulaşma imkanı sağlanıyor.

5 SAATTE ŞOKLAMA YAPARAK BESİN DEĞERLERİNİ DAHA FAZLA KORUYORUZ
Keskinoğlu, geçtiğimiz ekim ayında pastörize yumurta üretim tesisi ve soğuk hava deposundan oluşan iki tesiste işleyen gıda güvenliği ve otomasyon sistemlerinden bahseder misiniz?
Tamamen otomatik otomasyon sistemlerinden oluşan pastörize yumurta tesisimizi 10 milyon TL yatırımla hayata geçirdik. Son teknolojiye sahip bu sistemlerde, kendi ürettiğimiz yumurtalar, el değmeden kırılarak sarısı ve beyazı birbirinden ayrılıyor. Hava ile dahi temas etmeden gıda güvenlik zincirini tamamen koruduğumuz, ürünlerimizi 2, 5, 10 ve 20 litrelik aseptik dolum bag in poşetlerde 1 aylık raf ömrü ile tüketicilerimize sunuyoruz.
Bu yatırımımızla birlikte son teknoloji kullanarak kurduğumuz soğuk hava depomuz ile sektörde yine bir ilki gerçekleştirdik. Soğuk hava depomuzda tercih ettiğimiz kontinü tünel sistemi sayesinde şoklama işlemini diğer sistemlere oranla %60 daha kısa sürede yaparak, ürünlerin besin değerlerini daha fazla korunmasını sağlıyoruz. Türkiye’de ilk olan bu teknoloji sayesinde şoklama işlemini ürünün öz kütlesine bağlı olarak 5 saatte yapabiliyoruz.

Beyaz et sektöründe uygulanan gıda güvenliği kriterleri nelerdir?
Türkiye’deki beyaz et sektörü dünyaya bakıldığında özellikle tesisleri açısından çok daha yeni bir sektör. Bu sebeple Türkiye’de beyaz et sektöründe faaliyet gösteren büyük firmaların hemen hemen hepsinde, üretim tesislerinden kullanılan teknolojiye kadar pek çok sistemin dünyadaki beyaz et sektörüne göre oldukça yeni olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca Avrupa Birliği uyum süreci ve AB ülkelerine ihracatın başlaması ile birlikte sektördeki denetlemelerin artması ve Bakanlığımız’ın bu konuda yürüttüğü çalışmalar sayesinde tesislerdeki teknoloji sürekli olarak yenileniyor. Bununla birlikte AB uyum yasaları çerçevesinde Bakanlığımız’ın yumurta muhafazası için yaptığı düzenlemeyle, canlı bir organizma olan yumurtaların bakkal ve marketlerde ideal saklama ısısı olan 5 -12 derecede muhafaza edilmesi sağlanacak. Böylelikle üretimde başlayan gıda güvenlik zinciri tüketiciye ulaşana kadar devam edecek. Ayrıca Bakanlığımız’ın yoğun çalışmalarla et ve et ürünlerindeki taklit ve tağşiş olaylarını önlemek amacıyla hazırladığı ve 1 Mart 2013’te yürürlüğe girecek olan “Türk Gıda Kodeksi Et ve Et Ürünleri Tebliği” ile tüm şarküteri ürünlerinin yüzde yüz katkısız olarak üretilmesi zorunlu bir hal alacak. Yürütülen bu çalışmalar ve yönetmelikler sayesinde sektörümüzde gıda güvenliğinin en üst seviye tutulduğunu söyleyebilirim.

Tavuk restoranlarımızın sayısını 5’e çıkardık
Keskin Keskinoğlu şirket olarak yürüttükleri diğer faaliyetlerle ilgili olarak şunları söylüyor: Şirketimiz bünyesindeki üniteler, yıllık 50 bin ton organik gübre ve 15 bin ton zeytinyağı üretme kapasitesine sahip. 2008 yılında kurulan Fem Lojistik araç filomuzda ise bugün 450 adet araç bulunmakta. 2010 yılında 2,5 milyon TL yatırımla Manisa Akhisar’da açtığımız tavuk restoran ile farklı bir sektöre giren şirketimiz, 2012 yılında İstanbul’da Teşvikiye, Acıbadem Ortaköy, Profilo AVM ve Nişantaşı’nda açtığı 4 restoran ile toplam 5 noktada hizmet sunmaya devam ediyor.”