Ambalajlı gıdaya talep artacak
16/02/2016 - 14:41:00
Sadettin Korkut
Yönetim Kurulu Başkanı
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD)
Dünya Ambalaj Örgütü'nün (WPO) verilerine göre; 2016 yılında ambalaj sektörü üretiminin 820 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşması bekleniyor. Ambalajlı gıda ürünlerinin payı ise hızla artıyor. Bugün, dünya ambalaj sektörü üretiminin yaklaşık %50’sini gıda ve içecek ürünlerinden oluşan günlük ihtiyaç maddeleri, %20-30’unu diğer gıda dışı tüketim malları ve kalan %20-30’unu ise endüstriyel ambalajlar oluşturuyor. Türkiye’de de benzer bir oran karşımıza çıkıyor. 2014’te 17 milyar dolar büyüklüğe ulaşan Türkiye ambalaj sanayi, toplam üretiminin yarısını gıda ve içecek sektörleri için üretiyor. Benzer bir dağılımı kişi başı tüketimde de görmek mümkün. Ülkemizde 2000’li yılların başından bu yana 3 kattan fazla artan kişi başı ambalaj tüketimi bugün 220 dolar seviyesine ulaşmış durumda. Orta sınıfın gelişmesi, organize perakendenin yaygınlaşması, refah düzeyinin, rekabetin ve tüketici beklentilerinin artmasıyla ambalajlı gıda ürünlerine olan talebin önümüzdeki yıllarda artarak devam etmesini öngörüyoruz. Bu büyümede ambalajlı gıda pazarı önemli bir rol oynayacak. Avrupa’daki toparlanma ve Türkiye ekonomisindeki iyileşmeyle birlikte 2015 yılında 18-19 milyar dolar olan pazar büyüklüğü ve 4,3 milyar dolar olan ihracat geliri hedeflerimizi yakalayacağımızı öngörüyoruz.
Ambalajla İsrafın Önüne Geçiliyor
Katkısız gıda ürünleri sunabilmek için ambalaj malzemesinin kalitesi ve ambalaj tasarımı çok önemli. Ürünlerini ambalajlı bir şekilde piyasaya süren firmaların, maliyetlerinin ortalama %2 - 5’ini oluşturan ürün ambalajlarının seçiminde hassas olmaları gerekiyor. Çünkü doğru ambalaj uygulamaları sayesinde çok daha maliyetli olan gıda katkı maddelerini kullanmak zorunda kalmazlar ve tüketicilere ürünlerini daha doğal ve daha sağlıklı bir şekilde ulaştırabilirler. Bu noktada yoğun olarak tüketilen temel gıda maddelerinden birkaç örnek vermek istiyorum. Örneğin süt... Temel gıda maddelerinden olan sütün beslenmemizdeki önemi yadsınamaz. Fakat ülkemizde ne yazık ki kişi başı süt tüketimi gelişmiş ülkelere kıyasla çok düşük. ABD’de kişi başı tüketilen süt miktarı yıllık 93, AB’de 67 litre iken, Türkiye’de sadece 24 litre. Türkiye'de tüketilen sütlerin %40’ını ise hangi sağlık ve hijyen koşullarında üretildiği ve taşındığı meçhul olan açık sütler oluşturuyor. Bugün marketlerde, çok katlı plastik (koex polietilen) şişelerde, çok katlı karton kutularda ve cam şişelerde süt satıldığını görüyoruz. Ambalajlı sütler, sağlıklı ve hijyenik koşullarda üretiliyor ve taşınıyor. Bu şekilde tüketicilerin sofralarına kadar el değmeden ve besin değerini kaybetmeden ulaştırılabiliyor. Ambalaj, gıda ürünlerinin tüketicilere doğal ve sağlıklı şekilde ulaşmasını sağladığı gibi israfın önüne geçilmesinde de kritik rol oynuyor. Örneğin ambalaj sayesinde ekmek israfını yarı yarıya azaltmak mümkün. Ekmek israfı nedeniyle 2012 yılında 1,6 milyar liralık ekonomik kayıp meydana geldiğini biliniyor. ASD, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Toprak Mahsulleri Ofisi koordinasyonuyla 2013 yılında başlatılan 'Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası' sayesinde günde 1 milyon 50 bin, yılda ise 384 milyon adet ekmek çöpe atılmaktan kurtarıldı.
Hijyenle İlgili Yeni Düzenlemeler Devreye Girdi
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız 2015 yılında önemli düzenlemelere imza attı. Kasap köfte ve kasap sucuk ile ambalajsız tavuk satışı yasaklandı. Aynı şekilde ambalajsız dökme çay satışı da yasaklandı. Ayrıca 1 Ocak 2016’dan itibaren ambalajsız peynir satışında yeni düzenlemeye gidildi. Yeni kurallara göre, doğrudan satış için üretilen peynirler hijyen, muhafaza, taşıma ve piyasaya arz kriterlerini karşılayan yerlerde satılabilecek. Bu koşullar sağlanamazsa ambalajsız peynir satışı yapılamayacak. Yeni dönemde taklit, tağşiş ve sahteciliğe sık rastlanan bal, takviye gıdalar, enerji içecekleri, siyah çay, bitkisel sıvı yağ ve bebek mamalarında ise akıllı etiket kullanmak yasal zorunlu olacak. Bu düzenlemeler sağlık ve hijyen açısından önemli bir ihtiyaca cevap veriyor.
2015 yılında, hijyen ve sağlık açısından çok kolay istismar edilen gıda maddelerinin kontrol altına alınması yolunda önemli adımlar atıldı. Ancak tüm bu ürünleri yönetmeliklere uygun olmayan şekilde satmayı sürdüren işletmelerin yaygınlığı, “uygulama yetersiz mi kalacak?” sorusunu akıllara getiriyor. Yerelde bu sorunların yaygın olduğunu görüyoruz. Özellikle pazar yerlerinde uygulamadan kaçış oranı daha yüksek. Türkiye ambalaj sanayicileri olarak yönetmelik ve tebliğlerin tam olarak uygulanması için üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Daha fazla katkı yapmaya da hazırız. 2016 yılında da bunun takipçisi olacağız.