Gıda Teknolojisi

1992 yılında kurulan Maysa Gıda, çeyrek asırdır süt sektörünün ihtiyaç duyduğu tüm malzeme ve katkı malzemelerinin üretimi ve ithalatını yapıyor. Yalnızca ürün tedarik eden bir firma olarak değil, verdiği danışmanlık ve AR-GE hizmetleriyle de süt sektörünün ilerlemesinde öncü kuruluşlardan biri konumunda bulunuyor. Maysa Gıda Genel Müdürü Nurdan Baloğlu, güncel çalışmaları ve süt sektörünün durumuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

 

Maysa olarak ürünlerinizi, bunların özelliklerini ve kullanım alanlarını açıklayabilir misiniz?

TÜBİTAK desteği ile geliştirdiğimiz 0 buzağı şirdeninden üretilen hayvansal peynir mayalarımız, özellikle uzun olgunlaştırma gerektiren peynirlerde enzim kaynaklı acılaşma vb. olumsuzlukları elimine eden Mysecoren hayvansal peynir mayaları, Türk damak tadına uygun özel starter kültür suşlarını içeren sütçülük kültür serisi Mystarter kültür serisi ve son olarak yeni geliştirilen Enzim Modifiye Peynir ve tereyağı serisi Flavorole ile yalnızca süt sektörünün değil, peynir veya tereyağının ingrediyen olarak kullanıldığı her noktada kalite ve maliyet alternatifi olarak kullanılabilen ürünlerdir. Yalnızca ürettiğimiz ürünler değil aynı zamanda distribütörlüğünü yaptığımız dünya devi firmalarla süt sektöründe ‘One Stop Supplier’ olarak hizmet vermekten gurur duymaktadır.

 

SIVI KALSİYUM KLORÜR ÜRETİMİNE BAŞLADIK

Üretim tesisiniz/tesisleriniz ve kalite politikanız hakkında bilgi aktarabilir misiniz?  

2008 yılında taşındığımız Tuzla Kimyacılar Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 12 bin metrekarelik tesisimizde FSCC 22000 kalite belgesi ile üretim yapmaktayız. Haziran başından itibaren sıvı kalsiyum klorür üretimi ile Tire Organize Sanayi Bölgesi’nde üretime başladık. İlerleyen aşamalarda üretimimizin bir kısmını İzmir lokasyonunda devam etmeyi planlıyoruz.

 

Bugün kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz? İhracat pazarlarınıza hangi ürünleri satıyorsunuz?

2009 yılından beri aktif olarak ihracat yapmaktayız. Hedef pazarlarımız Orta Doğu, Balkanlar, Kuzey Afrika ve Rusya. Politik problemler ve bölgedeki sorunlar nedeniyle hak ettiğimiz yerde olmadığımızı düşünüyoruz. Bu problemlerin aşılması ile çok daha başarılı bir grafik çizme şansımız olacaktır.

 

TİRE ŞUBEMİZ ÜRETİM VE LOJİSTİK ÇÖZÜMLERİMİZİ HIZLANDIRACAK

Son olarak geçtiğimiz günlerde İzmir Tire’de yeni şubenizi açtınız. Bu yatırımınızın orta ve uzun vadede çalışmalarınıza nasıl katkılar sunmasını bekliyorsunuz? 

Çiğ süt üretim kapasitesi olarak Türkiye’nin en zengin bölgesi olan İzmir ve çevre illeri, ilerki yıllarda bu sektöre hizmet veren firmalar için cazibe merkezi haline gelecektir. Bu nedenle baştan itibaren orada olmak bizim için gerçekten önemliydi. Çok kısa sürede geri dönüşlerini alacağımızı düşünüyoruz. Süte gönül vermiş bir sektör temsilcisi olarak bu atılımla müşterilerimize üretim ve lojistik anlamında daha hızlı çözüm sunabilmeyi amaçlıyoruz. 25 yıldır değişmeyen hedefimizle süt sektörünün gelişmesi ve ilerlemesi yolunda her türlü yeniliği takip ediyoruz. Sektörle birlikte büyüyen, yaptığı teknolojik ve AR-GE yatırımlarıyla sanayicilerin ihtiyaçlarına yönelik çözüm önerileri sunarak her gün bir adım daha ileriye giden Maysa olarak, yeni yatırımı ile Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin ekonomik anlamda gelişmesine de katkı sağlamayı amaçlıyoruz. 

 

ÜRÜN ÇEŞİTİNİN ARTMASI TÜKETİMİ  OLUMLU ETKİLER 

Ülkemizde süt ürünleri ve dondurma sektörünün bugünkü durumunu değerlendirebilir misiniz?

Süt ve süt ürünleri özellikle ülkemizde ve Orta Doğu coğrafyasında yeme alışkanlıklarında önemli bir yer tutan bir besin, ancak yine de istenilen miktarlarda tüketim söz konusu değil. Sektörün farklı sütlü ürünlerle çeşitliliği genişleterek, farklı peynir çeşitleriyle tüketimi artırması gerekiyor. Bizler de Maysa Gıda olarak verdiğimiz reçete desteği ile bu konuda müşterilerimize destek olmaya çalışıyoruz. Yeni, innovatif, kolay tüketilebilir. fonksiyonel ürünlerle süt ürünlerinin her zaman piyasa payının gelişebileceğini düşünüyoruz. Dondurma ve sütlü tatlı grubu da her geçen gün gelişiyor. Bu konuda da tüketim rakamları her geçen gün gelişiyor. Yavaş yavaş dondurma yazın tüketilen bir ürün olmaktan çıkıp her mevsim tüketilen bir ürün olmakta. Özellikle geleneksel tatlara dönüş nedeniyle Maraş usulü dondurmalara ve kalorisi düşük olduğu için sorbe ürünlerine talep artmaktadır.

 

Maysa olarak bu yıl içinde pazara sunduğunuz ve de sunmayı planladığınız yeni ürünleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bu sene özellikle düşük sodyumlu tuzu düşürülmüş ürünlere yönelik farklı çözümler sunmaktayız. Bu konuda geliştirdiğimiz ürünlerimiz mevcut. Ayrıca enzim modifiye peynir veya tereyağ ürünümüz unlu mamüller, kraker, cips vb. ürünlerde kullanılabilen alternatif bir ürün. Bu ürünle ilgili firmalarla yürüttüğümüz AR-GE faaliyetleri devam etmekte. EMC& EMB çözümleriyle gerek maliyet gerekse lezzet alternatifi olarak farklı sonuçlar almak mümkün.

 

Firma olarak kısa ve uzun vadede ne türden yatırımlar gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz? Gelecekteki hedeflerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?  

Şu anda hızla Ege Bölgesi’ndeki yapılanmayı tamamlamayı planlamaktayız. Gerek lojistik olarak gerekse satış organizasyonu olarak gerekli altyapıyı tamamlamış bulunuyoruz. Ardından hızlı bir şekilde ürün penetrasyonunu sağladıktan sonra bazı üretim kalemlerimizi bu noktaya kaydırmamız söz konusu olabilir. Uzun vadede yeni ürün projelerimizin paralelinde planladığımız bazı üretim yatırımlarımız var. 2018 yılına kadar bu yatırımları tamamlayıp piyasaya sürmek arzusundayız.

 

MAYSA’DAN İNOVATİF LEZZETLER 

Maysa Gıda tarafından geliştirilen enzim modifiye peynir ve enzim modifiye tereyağı, tatlı ve unlu mamul sanayicilerine fiyat avantajının yanı sıra standart lezzette üretim yapılmasını mümkün kılıyor. Gelişen piyasa koşulları, artan üretim maliyetleri, gıdadaki doğala yönelişten yola çıkarak 2012 yılında başlamış oldukları AR-GE çalışmalarına bugün yöresel ve Türkiye’de de yaygın olarak tüketilen yabancı peynirler dahil olmak üzere geniş bir üretim portföyü ile devam ettiklerini söyleyen Maysa Gıda Genel Müdürü Nurdan Baloğlu, “Enzim modifiye peynir ve enzim modifiye tereyağı; yoğun peynir veya tereyağ aroması ilave etmek amacıyla peynir, krema, tereyağ bazlarının farklı enzimler ve kültürlerle muamele edilmesiyle ortaya çıkan, aroma ya da aroma profilinin önemli bir kısmını artırmak için kullanılan konsantre süt bazlı ürünlerdir. Kültür ve enzim kullanılmasından dolayı normalde hissedilen aromadan 20-30 kat daha fazla aroma hissedilir. 0 süt ingrediyeni içeriyor” dedi. Enzim modifiye peynirin; peynir, sos, dip sos, kaplamalı ürünler, unlu mamuller, kraker ve bisküvi ve peynir dolgulu ürünlerde kısacası peynir ve peynirin kullanıldığı her türlü gıda ürününde kullanılabildiğine dikkat çeken Baloğlu, her iki ürünün de maliyet avantajı sağlamakla birlikte, standart lezzette bir ürün elde edilmesine yardımcı olduğunu ifade etti.