Hedefimiz Türkiye’nin en hızlı büyüyen yiyecek içecek şirketi olmak
15/02/2017 - 14:52:00
Mart 2016’dan bu yana dünyanın en önemli gıda ve içecek şirketlerinden biri olan PepsiCo’nun Türkiye’deki operasyonlarını yöneten Yüksel ile sektördeki çalışmalarını, ajandasında bulunan yeni projeleri ve iş dışındaki hayatını konuştuk.
Levent Bey öncelikle sizi yakından tanıyabilir miyiz?
Tabii ki. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde aldığım İşletme Mühendisliği eğitimimin ardından 1989 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası İşletme yüksek lisansını tamamlandım. 1995 yılında çalışmaya başladığım PepsiCo’da 22 yıldır farklı kademelerde görev aldım. Son olarak “Büyük Balkanlar ve Güneydoğu Avrupa Bölgesi Franchise Operasyonlarından” Sorumlu Genel Müdür ve Başkan Yardımcılığı görevimi takiben 2016 yılı Mart ayında PepsiCo Türkiye Genel Müdürü olarak atandım. 22 yıllık PepsiCo kariyerim süresince Genel Müdürlük rollerim öncesinde İş Planlama, Finans, Strateji, İş Geliştirme, Satın Alma ve Satış Operasyon fonksiyonlarında direktör ve başkan yardımcılığı pozisyonlarında sorumluluklar üstlendim.
HER GÜN 1 MİLYAR ADET PEPSİCO ÜRÜNÜ TÜKETİLİYOR
Global gıda ve içecek devi PepsiCo'nun dünyada ve Türkiye pazarındaki konumunu anlatabilir misiniz?
PepsiCo ürünleri, 1965 yılından bu yana dünyanın dört bir yanındaki 200’den fazla ülke ve bölgede tüketicilerimiz tarafından günde bir milyar kez beğeniyle tüketiliyor. Frito Lay, Quaker, Pepsi, Tropicana ve Gatorade şirketlerinin sunduğu yiyecek ve içecek portföyü ile 2015 yılında 63 milyar dolar değerinde net gelir elde eden PepsiCo, dünyanın önde gelen yiyecek - içecek şirketleri arasında yer alıyor. Yüzlerce markası yanında, her biri yıllık 1 milyar doları aşan perakende satışına sahip 22 ayrı markayı çatısı altında bulunduruyor. PepsiCo aynı zamanda dünyanın en büyük tarım işletmelerinden biri konumunda. PepsiCo Türkiye organizasyonu olarak içecek alanında İzmir, Çorlu ve Adana’da; yiyecek alanında İzmit ve Tarsus’da yer alan toplam 5 fabrikamızla Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sunmaktayız. 2 genel merkez, 5 fabrika ve depolar kapsamında yaklaşık 3 bin kişiye doğrudan istihdam sağlıyoruz.
PepsiCo Global içinde ilk 10 pazardan biri olan Türkiye; dengeli ve büyüyen ekonomisi, güçlü finansal yapısı, genç ve artan nüfusu, yetişmiş insan gücü ile PepsiCo için çok önemli bir pazar konumunda. Türkiye’deki yatırımlarımıza Manisa’da geçtiğimiz yıl sonunda temellerini attığımız 3. yiyecek fabrikamız ile devam ediyoruz. Türkiye aynı zamanda, patates tarımı açısından da tüm dünyada PepsiCo açısından önemli bir yere sahip. PepsiCo Türkiye organizasyonu; ülkedeki yüzlerce çiftçiyle, 18 şehirde 4 bin hektar alanda Türkiye’deki cipslik patates üretiminin 4'te 3'ünü gerçekleştiriyor. Yürüttüğümüz tarım faaliyetleriyle dolaylı olarak 40 binden fazla kişiye de istihdam imkanı sağlamış oluyoruz.
PEPSİCO’NUN DÜNYADAKİ İLK 10 PAZARINDAN BİRİYİZ
Yaklaşık 1 yıldır Doritos, Pepsi, Cheetos, Tropicana, Lays ve Lipton Ice Tea gibi lider markaların yer aldığı PepsiCo’nun Türkiye İş Birimi’nin Genel Müdürlüğünü yapıyorsunuz. Yaptığınız işin kapsamını ve de detaylarını biraz açabilir misiniz?
PepsiCo’nun dünyada ilk 10, Avrupa’da ise ilk 3 önemli pazarından biri olan Türkiye İş Birimi’nin genel müdürlüğü benim için bir onur ve gurur kaynağı. Bu fırsatlar coğrafyasında faaliyet gösteren şirketimizin hem ülkemiz açısından, hem de şirketimizin global başarısı açısından önemi çok çok yüksek. PepsiCo olarak 50 yıldır Türkiye’de yiyecek ve içecek sektörlerinde başarıyla faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Doğrudan ya da dolaylı olarak 40 binden fazla kişiye istihdam sağlıyoruz. İçinde yaşadığımız topluma, uzun soluklu sosyal sorumluluk projeleriyle destek veriyor, geleceği sağlam bir Türkiye için eğitimli çocuklar ve gençler yetiştirilmesine katkıda bulunuyoruz. Türkiye, PepsiCo için güçlü ekonomisi ve mali idari yapısı, genç ve büyüyen nüfusu, yetkin iş gücü sebebiyle stratejik açıdan oldukça önemli bir konuma sahip. Bu başta ben olmak üzere, tüm organizasyonumuza yüksek sorumluluk ve gurur veriyor. Bu sorumluluk bilinci içinde hareket ederek “Türkiye’nin en hızlı büyüyen yiyecek ve içecek şirketi olma” vizyonuna ulaşmak için üretim, lojistik ve ticaret altyapımıza, güçlü markalarımıza, çalışan yetkinliklerimize, topluma yatırım yapmaya devam etmek, çevreyi koruma taahhütlerimizi yerine getirmek en önemli hedeflerimden bazıları. Bunu yaparken kazanan organizasyon olmaya devam edebilmek için, bizi çevreleyen mega trendlere en iyi ve hızlı uyumu sağlayarak değişim yolculuğumuzun başarıyla sürdürülmesine liderlik etmek istiyorum.
HEDEFİMİZ HER ALANDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
PepsiCo, ‘Fayda Gözeten Performans' vizyonu ile atıştırmalıklardan sağlıklı yiyeceklere uzanan geniş bir yiyecek ve içecek yelpazesi sunarken, çevre üzerindeki etkilerini ve maliyetlerini en aza indirmeyi hedefliyor. Bu vizyonunuzun yapı taşlarından söz edebilir misiniz?
PepsiCo’nun “Fayda Gözeten Performans” vizyonu kapsamında belirlenen 2025 hedefleri, dünya çapında kamuoyuyla paylaşıldı. Hedeflerin güçlendirildiği ve taahhütlerin kapsamının oldukça genişletildiği bu vizyon artık “İnsan”, “Ürünler” ve “Dünya” odağı ile PepsiCo’nun küresel faaliyetlerinin sürdürülebilirliğine yol gösterecek. Güncellenen bu hedefler, dünyanın lider konumdaki uzmanlarından ve kurumlarından alınan bilgiler ışığında belirlendi. Bu planlar, ortak bir global gündem oluşturulmasına yardımcı olabilmek adına Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda oluşturuldu. Bu hedeflerle PepsiCo olarak çalışanlarımızdan, kapasitemizden ve küresel ortaklıklarımızdan güç alarak en önemli etkiyi yaratabileceğine inandığımız alanlara odaklanıyoruz. PepsiCo’nun 2025 Taahhütleri; İnsan, Ürünler ve Dünya başlığı altında toplandı. Ürünler kapsamında hedefimiz ürün portföyünde dönüşüm gerçekleştirmek ve daha sağlıklı seçenekler sunmak. Bu çalışmalar da ürünlerdeki eklenmiş şekeri, doymuş yağları, tuzu azaltma planlarımızı kapsıyor. Tam tahıllar, sebze-meyve, süt ürünleri, protein ve susuzluğu giderici ürünler gibi daha besleyici ürünler sunmayı, yetersiz hizmet alan toplumlar ve tüketiciler için daha da sağlıklı seçeneklere erişim sağlamayı hedefliyoruz. Gezegen/Dünya odaklı hedeflerimizin başında pozitif su etkisi yaratma çabaları geliyor. Bunları da çiftçilerimizin ve işletmelerimizin su kullanım verimliliğini iyileştirmek, yerel su havzalarının yeniden doldurulmasına yardım etmek, yerel çözümler için destek ve işbirliği sunarak temiz suya erişim sağlamak olarak özetleyebiliriz. Ayrıca karbon emisyonlarını önemli oranda azaltmak için sera gazı emisyonlarına değer zincirimiz genelinde odaklanmayı planlıyoruz. Sürdürülebilir kaynaklara odaklanarak üretimde kullandığımız hammadeler dâhil, sürdürülebilir tedariği geliştirme hedefimiz var. Atıkları azaltmak ve ortadan kaldırmak da diğer bir hedefimiz. Bu kapsamda planımız; operasyonlarımızdan doğrudan katı atık sahalarına gönderdiğimiz atıkları sıfıra indirmek, gıda atıklarımızı yarıya indirmek, ambalajlarımızı geri dönüştürülebilecek veya geri kazanılabilecek bir şekilde tasarlamak ve geri dönüşüm oranlarında artışı desteklemek.
İnsan odağı kapsamındaki hedeflerimiz ise, daha sağlıklı bir geleceğin zeminini hazırlama çabalarını içeriyor. Bu hedefleri de işletmelerimiz, bayiliklerimiz ve ortak girişimlerimiz genelinde BM İş ve İnsan Hakları Rehber İlkelerinin uygulanmasını teşvik etmek, üreticilerin geçim imkânlarını ve tarım işçilerinin çalışma şartlarını iyileştirmek, tarımsal üretimi geliştirerek çevreye saygılı tarım uygulamalarını teşvik etmek olarak sıralayabiliriz. Çeşitliliği, kadın haklarını ve aileye bakım sağlayan çalışanları desteklemek de insana saygı kapsamındaki hedeflerimizde öncelikli olarak yer alıyor. Yönetim kadrosunda cinsiyet eşitliği hedefi doğrultusunda çalışmak dâhil olmak üzere PepsiCo genelinde çeşitliliği artırmak, ailelerine bakım sağlayan çalışanları destekleyecek politika ve haklar sunmak ve genel olarak 12,5 milyon kadın ve kız çocuğuna yarar sağlayacak girişimlere yatırım yaparak sürdürülebilir toplumlar inşa edilmesine yardımcı olmak da PepsiCo’nun 2025 taahhütleri arasında.
MANİSA FABRİKAMIZ TÜRKİYE’YE OLAN GÜVENİMİZİN GÖSTERGESİ
PepsiCo, geçtiğimiz günlerde Türkiye’de altıncı fabrikasını kuracağını açıkladı. Bu yatırımınızın detaylarından bahsederek, şirket olarak Türkiye’de gerçekleştirmeyi planladığınız diğer yatırımlar, projeler ve hedefleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Manisa’da temelleri atılan fabrikamızın 2017’de faaliyete geçmesini planlıyoruz. Fabrika, 35 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 100 bin metrekarelik bir alana kurulacak. Fabrikada ilk etapta 350 kişi, inşaat safhasında ise 500 kişi istihdam edilmesi planlanıyor. PepsiCo’nun bu yatırımı, “Yalın Üretim” uygulamalarına göre tasarlanacak ilk PepsiCo fabrikası olma özelliğine de sahip. Bu uygulamalar; patates işleme noktasından ürün sevkiyat noktasına kadar çeşitli yenilikleri de kapsayacak. Fabrika ayrıca farklı tip patates depolama alanı, üretim ve paketleme tesisleri, ofis alanı ve ürün deposunu da içeriyor. ilk aşamada bir Doritos hattını faaliyete geçirmeyi planlalıyoruz, ardından buna üç patates hattını daha dâhil edeceğiz. Böylece önümüzdeki birkaç yıl içinde tesis toplam altı üretim hattına sahip olacak. Yatırımın beraberinde gelen kapasite artışıyla birlikte fabrikanın Türkiye’nin toplam üretim hacminin %25-30’unu üretmesi planlanıyoruz. PepsiCo, tarımsal ve çevresel sürdürülebilirliğe odaklanan küresel bir şirket olarak her yıl çiftçileriyle birlikte büyümesini sürdürüyor. Yeni fabrika yatırımı, PepsiCo’nun satın aldığı yıllık patates hacmini de arttıracak. PepsiCo’nun dünyadaki en büyük 8’inci pazarı olan Türkiye’nin şirket için stratejik önemini gösteren bu yatırımımızla, PepsiCo olarak bir kez daha ülkede uzun vadeli bir yatırımcı olduğumuzu ortaya koyuyoruz.
TÜRKİYE GIDADA BÜYÜYEN BİR PAZAR
Türkiye’de gıda ve içecek sektörünün bugünkü durumu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Türkiye, gıda ve içecek sektöründe dünyada ve Avrupa’da en hızlı büyüyen ülkelerin başında geliyor. Önümüzdeki dönemde de güçlü büyümelerin devam edeceğine inancımız tam. PepsiCo olarak gıda ve içecek sektörü büyümesine son 3 yılda en fazla katkı yapan firma olmayı başardık ve bu tablo bize gurur veriyor. Güçlü yatırımlarımız, tüketici programlarımız ve satış dağıtım gücümüzle Türkiye’de hızla büyümeye ve sektör büyümesine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Tüketiciler açısından baktığımızda hayat tarzındaki değişimler (çalışan kadın oranının artması, yalnız yaşayan ve çalışan beyaz yakalılar, zamanı az tuketiciler vb.) dünya pazarları, gıdaları nasıl, neden ve nerede satın aldığımızı ve tükettiğimizi etkiliyor. Hal böyle olunca üreticiler de, sürekli değişen tüketici eğilimlerine ayak uyduruyorlar. Online alışveriş, dijital değil interaktif pazarlama, deneyimleme, kişiselleşmiş hizmetler ve dağıtım hizmetlerindeki yenilikler, tüketicilerin hem market alışverişi alışkanlıklarını hem de beklentilerini değiştirmeye başlıyor. Teknolojiyi iyi kullanan markalar tüketiciye daha canlı ve yakın geliyor. (Türkiye’de her 4 bireyden 1’i internet üzerinden alışveriş yapıyor). Bilinçlenen tüketici satın alım kararını da buna uygun veriyor. Yine Türkiye’de yapılan bir başka araştırma bize, tüketicilerin %57’sinin topluma katkıda bulunan şirketlerin ürünlerini almayı tercih ettiğini gösteriyor. Biz PepsiCo olarak tüm bu trendleri yakından takip ediyor, markalarımızın strateji ve iş planlarından, iş yapış şeklimize kadar tüketicilerimizi dokunduğumuz her alana dahil ediyoruz.
KOYU FENERBAHÇE TARAFTARIYIM
PepsiCo Türkiye gibi dev bir şirketin Genel Müdürü olarak doğal olarak yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz. İş yaşamınızın dışında kalan zaman dilimlerinde Levent Yüksel neler yapıyor?
Yoğun tempo içinde beni en çok rahatlatan; öncelikle her günün sonunda ailemle kaliteli vakit geçirebilmek, gündemimizi, haberlerimizi paylaşmak, kızlarımızın eğitimlerine destek vermek. Bunun yanında, arkadaşlarımla sosyalleşmek, haftada 3 gün 2 saat spor yapmak da hayatımın önemli bir parçası. Seyahat etmeyi seviyorum; hafta sonları fırsat yaratabildikçe ailemle kısa seyahatlere çıkıyor, daha uzun tatillerde ise mevsime göre farklı ülkeleri keşfederek tekne ya da kayak seyahatleri ile hobilerimi ve tatilimi birleştiriyorum. Tüm bunlardan bahsetmişken koyu Fenerbahçe taraftarlığımdan da bahsetmeden geçemeyeceğim. Fırsat buldukça tüm maçlara gitmek için elimden geleni yaparım, gidemesem de mutlaka takımdaşlarımla bir araya gelip maçları takip etmekten büyük keyif alırım.
İş olsun, özel olsun başarılı bir hayat için her ikisinin arasındaki dengenin gözetilmesinin önemine çok inanırım. İşimizi sevmemiz, benimsememiz ve güçlü duygularla ona bağlı olmamız başarılı iş hayatının ön şartlarından olmakla birlikte, sürdürülebilirliğinin garantisi ise bunun çok sağlıklı bir özel yaşamın üzerine konumlandırılmasındadır. Sağlıklı, mutlu, tatminkar ve başarılı bir yaşam için bunun anahtar olduğuna inanırım.
Başarılı bir kariyere sahip biri olarak dergimizin genç okurları için hangi tavsiyelerde ve önerilerde bulunmak istersiniz?
Yaşam benim açımdan kişisel mükemmeliyete ulaşmak için çıkılmış uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta başarının anahtarını Konfüçyüs’ün şu sözlerinde bulurum; “Güçlü bir kazanma iradesi, başarma arzusu ve tüm potansiyeline ulaşma dürtüsü”. Başarılı olmak isteyen genç arkadaşlarımıza kendilerini sürekli geliştirmelerini, zorlu görev ve şartlarda sorumluluk almaktan kaçınmamalarını, hayata pozitif bakıp, hayal kurmalarını, bu hayallerinin peşinden koşmalarını ve fırsatlarla karşılaştıklarında risk almalarını tavsiye ederim.