Başarımızın arkasında güçlü aile bağlarımız var
14/08/2017 - 16:32:00
Dergimizin bu ayki sayısındaki Portre bölümünde Şölen CEO’su Elif Çoban’a misafir olduk. Güçlü rakipleri rağmen Şölen’i sektörünün lider markalarından biri yapan Çoban ile başarı hikayesini, kadı yönetici olmanın avantajlarını ve geleceğe dar hedeflerini konuştuk.
Elif Hanım öncelikle sizi yakından tanıyabilir miyiz?
Yükseköğrenimimi ODTÜ Ekonomi’de tamamladıktan sonra, Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde yarı zamanlı asistanlık yaptım. Eş zamanlı olarak ekonomi yüksek lisansını bitirdim. Kariyerimin başında farklı şirketlerde birçok görevde çalıştım. Daha sonra aile üyelerimizin kurduğu Şölen’in İhracat Müdürü olarak göreve başladım. 2010 yılında da kurumsallaşma çalışmalarımız doğrultusunda icra kurulunun başına geldim.
Şölen, bugün çikolata ve çikolatalı ürünler sektöründe Türkiye’nin en hızlı oyuncularından biri. Firmanızın başarı hikayesini, geçmişten günümüze sektöründeki gelişimini ve bugünkü faaliyetlerini bizlerle paylaşabilir misiniz?
Şölen’i Gaziantep’te 1989 yılında kurduk. 1991 yılında Türki devletlere ihracatla büyük bir ivme kazandık. 1998’den itibaren krizlerin de yönlendirdiği ekonomik dengelerle deniz aşırı ülkelere açılmaya başladık. Ürün çeşitliliğimizin artmasıyla birlikte 2001 yılında aralarında Dubai, Lübnan, Suudi Arabistan, Fransa, Kanada, Çin gibi ülkelerin de bulunduğu 66 ülkeye ihracat yapmaya başladık. 2005 yılında Gaziantep’te ikinci fabrikamızı açarak kapasitemizi yüzde 30 artırdık. Bizim için en önemli dönüm noktalarından biri ve belki de yenilenme sürecimizde düğmeye basmamızı sağlayan proje, 2007 yılında dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan Turquality Programı’na girmemiz oldu. Bu süreçte önemli markalar yarattık ve dikkat çeken projeleri hayata geçirdik. 2009 yılında İstanbul Silivri’deki fabrikamızı faaliyete geçirdik ve burada kek, bisküvi çeşitlerimizi üretmeye başladık.
İstanbul Fabrikamız’da Biscolata başta olmak üzere ses getiren birçok markamızı yarattık. Markalarımızın pazarlama, ürün yönetim ve reklam çalışmalarını derinleştirdik. 2012 yılında Gaziantep’te yeni tesisimizin yatırımına başladık. Yakın zaman önce, tamamen Endüstri 4.0 özelliklerine sahip olan fabrikamız faaliyete geçti. Bu tesis çikolata, çikolatalı ürünler ve şekerlemede dünyanın en iddialı tesislerinden biri olarak konumlandı. Gaziantep’teki üretim birimlerimizi bu yeni tesiste birleştirdik. Bu önemli birleşmenin nedeni, gıda güvenliği konusundaki titizliğimiz ve vizyonumuzdur. Toplam 600 milyon TL’lik yatırımla hayata geçirdiğimiz bu tesis, gıda güvenliği alanında bizi sadece Türkiye’deki değil, dünyadaki rakiplerimizden ayrıştıracak, üstün kılacak ve uzun vadede hedeflediğimiz noktalara taşıyacak özellik ve donanımdadır.
Gururla ifade ediyoruz ki, Şölen bugün gıda güvenliğinde en ileri seviyedeki Japonya’daki muhataplarımızı dahi şaşırtacak bir seviyeye ulaşmış durumdadır. Dünyada adı çikolata ile özdeşleşmiş Belçika gibi bir ülkeye hiç de azımsanamayacak hacimlerde ihracat yapıyoruz. Bütün bunlar ancak mükemmel bir üretim gücüyle gerçekleşebilir. Biz de bu yeni tesisle dünyanın çok farklı pazarlarındaki her türlü ürün güvenliği standardını karşılayacak kusursuzlukta bir tesis hayal ettik ve bunu gerçekleştirdik.
Ürünlerinizin ne kadarı iç tüketime kanalize ediliyor?
Ürünlerimizi yaklaşık %40’ı iç pazara kanalize ediliyor.
“OZMO VE BİSCOLATA GİBİ ÖRNEKLERİ ÇOĞALTACAĞIZ”
TİM verilerine göre, Türkiye’nin en fazla çikolata ve çikolatalı ürün ihracatı yapan firması olan Şölen, bugün 200’ün üzerinde ürün çeşidini 100’ü aşkın ülkeye ihraç ediyor. Yurtdışındaki markalaşma çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Uluslararası İş Birimimiz 30 ülkede marka yatırımlarına devam ediyor. Dünyada ve Türkiye’de markalaşma hikayeleri yakalamak en büyük hedefimizdir. Ozmo ve Biscolata bizim için 2 başarılı örnek oldu. Bu örnekleri çoğaltacağız. Bu da bizi çok heyecanlandırıyor.
“BU YIL 160 MİLYON DOLAR İHRACAT HEDEFLİYORUZ”
İhracat çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? 2017 sonunda ihracat hedefleriniz nelerdir?
Katma değerli ürünlerle yurtdışında varlığımızı sürdürüyoruz. Türkiye İhracatçılar Birliği verilerine göre, 2017 yılının ilk 4 aylık rakamlarında Türkiye ortalaması kilogram başına 2,21 dolar iken, Şölen ürünlerinin ortalama kilogram fiyatı 3.71 dolar oldu. Hedef pazarlarımızda güçlü bir şekilde var olabilmek için yurtdışı ofisleri açıyoruz. Şu anda Dubai, Cezayir, Azerbaycan, Suudi Arabistan’da ofislerimiz, Levant Bölgesi, Kanada ve Latin Amerika’da bölge müdürlüklerimiz bulunuyor. En son Şölen USA’i kurduk, yeni ofislerimiz de yolda. Bu sene toplam ihracat hedefimiz 160 milyon dolardır.
Gaziantep’e birbiriyle konuşan robotların çalıştığı yeni bir fabrika kurdunuz. Endüstri 4.0 esaslarıyla kurulan ve 600 milyon liraya mal olan bu tesis hakkında bilgi verebilir misiniz? Yeni fabrikanızın devreye girmesiyle ne tür hedefler belirlediniz?
Gaziantep 4. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyete geçirdiğimiz bu üretim üssünü, binlerce şefin dünyadaki en son teknolojili makinelerde olağanüstü lezzetler ürettiği bir “rüya fabrika” olarak tabir ediyorum. Bu fabrikamızdaki 62 üretim hattından çıkacak 200’ün üzerinde ürün çeşidimiz Amerika’dan Belçika’ya ve Maldivler’e kadar 100’ü aşkın ülkeye ihraç ediliyor. Dünyada parmakla gösterilecek donanım ve yetkinliklere sahip olan bu tesisler, Endüstri 4.0 vizyonunun gerekliliklerini tam olarak karşılıyor. Yeni tesisimizi 600 milyon TL’ye tamamladık. Sadece teçhizat ve teknoloji için 430 milyon TL’lik yatırım yaptık. Tesisimiz kalite, lezzet ve yenilikçilik tutkumuzu ortaya koyuyor. Uzun vadeli yüksek hedeflerimizi karşılayabilecek bu yeni üretim üssümüzün Şölen’in 28 yılda yurtiçinde ve yurtdışında ulaştığı başarıyı gelecek nesillere de taşıyacağına inanıyoruz. Üretim gücümüze güç katan bu yatırımla şimdi yurtiçinde ve yurtdışındaki hedeflerimize daha da büyük bir inançla yürüyeceğiz.
“KENDİMİ HİÇ BİR ZAMAN KADIN YÖNETİCİ OLARAK HİSSETMEDİM”
Sektörünüzdeki güçlü rakiplerinize rağmen Şölen’i zirveye çıkardınız. Üstelik bunu bir kadın olarak gerçekleştirdiniz. Bir röportajınızda “işime tutkularımı katıyorum” demiştiniz. Başarınızın sırları konusunda neler söylemek istersiniz? Bu çerçevede kadın yönetici olmanın avantajları nelerdir?
Kadının işe katkısının önemini bizzat deneyimledim ve en büyük şansım buna değer veren bir aileye mensup olmam. Bizim ailemizde annemizin ağırlığı büyüktür. Anadolu kadınının gizli gücü onda tezahür etmiştir. Şirketimizin temelinde onun öngörüsü, babamla birlikte bizleri doğru yönlendirmesi ama en önemlisi aile birliğimizin sürekliliği için harcadığı emek vardır. Ağabeylerimin bana güvenmesi ve CEO’luk görevini bana teslim etmeleri de bunun önemli bir göstergesi. CEO’luk göreviyle beraber elbette hem aileye, hem çalışanlara, hem de iş ortaklarımıza karşı büyük bir sorumluluğun altına girdim. O dönem aile şirketi olarak kurumsal yönetim çalışmalarımızın da sonuç verdiği bir dönemdi. Kimsenin olaya kadın CEO - erkek CEO gözüyle bakmadığını, herkesin terazisinde yetkinlik, sorumluluk ve objektif başarı olduğunu fark ettim. Açıkçası ben kendimi bir kadın yönetici olarak değil, herhangi bir iş insanı gibi hissediyorum ve o sorumlulukla çalışıyorum. Bunu yaparken de elbette her kadının doğasında bulunan kucaklayıcı, birleştirici, toleranslı ve sezgisel tutumu işime katkı olarak yansıtıyorum.
Kısa ya da uzun vadede Türkiye’de ya da Avrupa’da şirket satın almayı düşünüyor musunuz?
Şu an için böyle bir planımız yok, gelecekte iyi bir fırsat çıkarsa tabii ki değerlendirebiliriz.
İş yaşamı dışındaki zamanlarda Elif Çoban neler yapar? Hobileriniz ve ilgi alanlarınızdan söz edebilir misiniz?
Özel ilgi alanlarımın başında spor yapmak geliyor. Düzenli yürüyüşler yapmak, doğa ile iç içe olmak bana huzur veriyor ve sörf yapmayı seviyorum. Ayrıca sağlıklı beslenmeyi bir yaşam biçimi haline çevirmek için çalışıyorum. Şu sıralar alternatif tıp ile ilgili akademik çalışmaları takip etmek en büyük hobim. Seyahat etmekten, yeni şeyler öğrenmekten ve kitap okumaktan da çok keyif alıyorum.
GENÇLER CESUR OLMALI
Elif Çoban, gençlere yönelik önemli tavsiyelerde bulunuyor. Öncelikle enerji ve cesaretin çok önemli olduğunun altını çizen Çoban, “Yapacakları iş ne olursa olsun, nasıl fark yaratacaklarını, işe nasıl değer katacaklarını planlamaları gerekli. Yola çıktıktan sonra ise zorluklara göğüs germe cesaretini kaybetmemelerini, kolay pes etmemelerini öneririm. İş yaparken dürüst ve erdemli olmak ise yol boyunca işlerini kolaylaştıracak en temel özellikler olacaktır” diye konuşuyor.