Meyve suyundan 182 milyon dolarlık dış ticaret fazlası
18/04/2018 - 17:58:00
Türkiye meyve suyu ihracatını 2017’de %8’lik artışla 197 milyon dolara çıkarırken, 182 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. İhracattaki olumlu havanın bu yıl da devam etmesi bekleniyor.
Meyveye dayalı üretimiyle Türkiye çapında kırsal kalkınmaya katkı yapan meyve suyu sektörü, sürdürülebilirlik anlayışında ekonomik kriter ve göstergelerin yanı sıra toprak, su, çevre, enerji ve kayıp / atık yönetimleri ve sonuçlarını da ön planda tutuyor. Ülkemizde yaklaşık 18 milyon ton meyve üretiliyor, bu da dünya üretiminin %2.25’ine karşılık geliyor. Avrupa Birliği’nde 2016 yılında meyve üretimi 38.2 milyon ton olup dünya üretiminin %4.8’i olmuştur. Bu, Türkiye’nin tek başında dünya meyve üretiminde ne kadar önemli olduğunun göstergesi olarak değerlendirilebilir. Türkiye meyve suyu endüstrisi, kapasitesi itibarıyla işlediğinin çok daha ötesinde bir hacme sahip. Dolayısıyla sektör, uygun hammaddenin üretimini sadece çiftçinin konusu olarak görmüyor, tohum, fidan dikimi, doğru ilaçlama gibi konularda çiftçiye yardımcı oluyor ve işleyeceği ürünün kalitesini güvence altına almaya çalışıyor.
Meyve suyu ihracatında %8’lik büyüme
Türkiye’nin 2016 yılında 183 milyon dolar olan neyve suyu ihracatı geride bıraktığımız yıl itibariyle 197 milyon dolara yükseldi, yani yaklaşık %8’lik bir büyümeye ulaşıldı. Bunun 182 milyon dolarının dış ticaret fazlası olduğunu açıklayan Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri İpek İşbitiren, bu tablonun meyve suyu endüstrisinin katma değer farkını net olarak gösterdiğini söyledi. Rusya, Katar, Yunanistan, Çin, Japonya ve Türkiye’nin ihracatta büyüyen pazarlar olduğunu aktaran İşbitiren, “AB ülkeleri her daim olduğu gibi en büyük pazarımızdır. Dünyada 2016 yılında üretilen toplam 800 milyon ton meyvenin yaklaşık ’u yani 80 milyon ton karşılığı 70 milyar dolarlık bölümü uluslararası ticarette yer almıştır. İhracatımızın bu sene de büyümeye devam etmesini hedefliyoruz. Kontrol edilebilir ticari rekabet koşullarında sanayicimiz yüksek rekabete rağmen büyük başarılar göstermektedir. Ancak biliyorsunuz, ihracat makro ekonomik ve hatta siyasi şartların da etkin olduğu bir alandır. Bunların da Türkiye lehine devam etmesini temenni ediyoruz” dedi.
İpek İşbitiren: “Asılsız iddialara rağmen pazarımız hacmini korudu”
Meyve gibi sağlıklı besin niteliği tartışılmaz bir hammaddeden, el değmeyen teknoloji ile güvenli ve kontrollü bir işleme sürecinden geçerek üretilen ve profesyonel tedarik zinciri yönetimleri ile piyasaya sunulan 0 meyve suyu ve nektarların, ‘bilgi kirliliği ve haddini aşan yanıltıcı haberler’ yaratılarak, tüketici nezdinde itibarının zedelenmeye çalışılmasına şahit olduklarını anlatan İpek İşbitiren, “Buna rağmen Bakanlığın Türk Gıda Kodeksi’ne uygunluk ibaresini ürün üzerinde arayan, markaların doğru bilgilendirmelerini titizlikle takip eden ve ayrıştırabilen tüketicimiz talebine devam etmiş ve geçen seneye göre 0 meyve suyu ve nektar pazarı hacmini korumuştur ve yaklaşık 600 bin tonluk bir tüketim gerçekleşmiştir. Ülkemize özgün bir yapı ile pazarın %65-70’i nektarlardan oluşmaktadır. Türk tüketicisinin tercihi ağırlıklı olarak şeftali, vişne, kayısı, portakal ve karışık meyve suları yönündedir” diye konuştu.
Türkiye’de kişi başı 0 meyve suyu ve nektar tüketiminin yıllık 8 litre iken, Almanya’da 28 litre, Fransa’da 23litre, Hollanda’da 22 litre ve Avusturya’da 21 litre olduğuna dikkat çeken İşbitiren, “Yani Türkiye pazarında bu sağlıklı ürünün tüketimi için gidilecek daha çok yol var. Biraz detaya girersek, ambalaj özelinde Türkiye’de litrelik karton ambalaj pazarın %47’sini, 200 ml’lik karton ambalaj ise ’ini teşkil etmektedir. Satın alma kanalı olarak discount marketler, süpermarketler ve geleneksel kanallar çoğunluğu sağlamaktadır. Tüketici ihtiyaçlarını çok yakından takip eden markalar, karışık meyve suları, sıkma gibi çeşitlerin yanı sıra, tüketim anlarına yönelik çeşitlere de yer vermektedir” şeklinde konuştu.
Hammadde kalitesini artırmaya ve fiyat istikrarını sağlamaya yönelik kamu ile ortak projelerin yanı sıra tüketicilerin bilinçlendirilmesinin öncelikli hedefleri olduğunu açıklayan MEYED Genel Sekreteri İpek İşbitirenşöyle devam etti: “Genel olarak, her zamanki yapıcı, işbirlikçi, toplum odaklı ve en önemlisi insan sağlığına hizmeti her şeyin başında gören yaklaşımımızı devam ettirerek sadece sanayinin değil, aynı zamanda Türkiye’nin sürdürülebilir başarılarına yenilerini eklemeyi hedefliyoruz ve sağlıklı nesiller için üretmeye devam ediyoruz.”
Meşrubat üretimi 10 milyar litreyi geçti
Meşrubatçılar Derneği (MEDER) Yönetim Kurulu Başkanı Esra İren, meşrubat sektörünün doğrudan 7 bin kişinin istihdamına olanak sağladığını belirtti. İren, bu sayıdan 4 bin kadarının kadın çalışan olduğunu ve böylelikle de önemli bir değer yaratıldığının altını çizdi. Satış ve pazarlama ağı çerçevesinde dolaylı olarak ise 70 bin kişiye iş imkanı sağladıklarını söyleyen İren, toplum sağlığını gözeten uygulamalara önem verdiklerine dikkat çekti. Türkiye’de 2005 yılında 5.5 milyar litre olan meşrubat üretim miktarının, 2015 yılına gelindiğinde 10.4 milyar litreye ulaştığını açıklayan Esra İren, “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından her yıl yapılan Hane Halkı Tüketim Harcamaları Araştırması sonuçlarına göre, hane halkı başına ortalama aylık gıda ve içecek harcaması 2015 yılında 2011 yılına göre %40,2 oranında artarak 445 TL’den 624 TL’ye yükseldiği görülüyor. Bu oranlar gösteriyor ki, gıda harcaması her geçen gün artıyor. Vatandaşlarımızın damak tadına uygun, kaliteli ürün üretmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. AR-GE ekiplerimizle farklı tatları sunma noktasında gelenekselle küreseli buluşturan çizgimizi sürdürüyoruz” dedi.
Esra İren: “Tüketiciye kaliteli ürün ulaştırmak için çalışıyoruz”
MEDER olarak sürdürülebilir üretimi benimsediklerini kaydeden Esra İren, sürdürülebilirliğin özellikle dünyanın korunması açısından büyük önem taşıdığını ifade ederek, “MEDER üyelerinin içinde bulunduğu yerel ve global birçok firma, sürdürülebilir üretim anlayışıyla hareket ediyor. Bu doğrultuda, üretim ve tüketim, iklim değişiklikleri, enerji, su, atık ve kaynak yönetimi gibi önemli çevre politikalarının geliştirilmesinde etkili olmayı, konu ile ilgili mevzuat hazırlık çalışmalarına katkı sağlamayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Tüketicilerin kaliteli ve hijyenik ortamda üretilmiş ürünlere ulaşmasını sağlamak için çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini vurguyalan İren sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerine göre meşrubat çeşitliliğinin artması, sektörün de büyümesi anlamı taşıyor. Tüketicilerin bilinçlenmesi için etiket bilgilerine önem veriyoruz ve etiketlerin ürün üzerinde yer almasına özen gösteriyoruz. Meşrubat üretiminden tüketimine süren yolculukta hijyen, ambalajlama ve dağıtım kanalları ile sosyal ve ekonomik faydamızı artırmak üzere çalışmalar yapıyoruz.”
Ömer Kızıl: “Maden suyu tüketimimiz 9 litre”
ürkiye’de kayıtlara geçen ve analizi yapılmış, bilinen 72 adet maden suyu kaynağı bulunuyor. Bunlar daha çok deprem bölgeleri ve termal suların olduğu bölgelerde yer alıyor. Ülkemizde irili ufaklı 20 civarında üretici firma faaliyet gösteriyor. 2017 yılında 325 milyon litre sade maden suyu ve 300 milyon litre meyve aromalı /meyveli maden suyu üretildiğini açıklayan Türkiye Maden Suyu Üreticileri Derneği (MASUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kızıl, tüm maden suyu üreticilerinin pazarın %5’i kadar ihracat yaptığını ifade etti. Türkiye’de kişi başı tüketimin sade maden suyunda 4,5 litre, meyve aromalı / meyveli maden suyunda da aynı şekilde yine 4,5 litre civarında seyrettiğini anlatan Kızıl. maden suyu gibi insana pek çok faydası olan bir içeceği gençlerin, sade ve lezzeti olmayan bir ürün olduğu gerekçesiyle tercih etmediğini vurguladı.
“Gençler aromalı ürünleri sevmeye başladı”
Buna karşın meyve aromalı ve meyve konsantreli maden sularının lezzetinden dolayı genç tüketiciler tarafından tüketilmeye başlandığını kaydeden Ömer Kızıl, “Bu sayede vücutlarına potasyum, bikarbonat, kalsiyum, magnezyum gibi pek çok minerali sağlayabiliyorlar. Hem de lezzetini severek tüketiyorlar. Kadınlar biliyorsunuz özellikle belli yaştan sonra kemik yapısını güçlendirmek zorundalar. Bu anlamda meyveli maden suları kemik yapısını destekleyen zengin kalsiyum ve magnezyum içeriğiyle diğer meşrubatlara göre en önemli alternatiftir. Dernek ” diye konuştu.
Maden suyu üreticileri önemli yatırımlar yaptı
Maden suyu sektörünün özellikle son 10 yıl içinde yaptığı makine yatırımlarıyla tesislerinde hem hijyenik şartları oluşturduklarını hem de üretim verimliğini ve çeşitliliği artırdıklarını anlatan MASUDER Genel Sekreteri Ercan Yiğit, “Maden suyu ile çok güzel meyveli içecekler hazırladılar ve özellikle gençler tarafından çok sevildi. Dünyanın en çok bilinen maden suyu fabrikasını gezen biri olarak çok rahat diyebilirim ki sektörümüz üretim teknolojileri ve sağlıklı üretim anlamında dünya ortalamalarının üzerindedir. Bunu bütün gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Bunun en büyük ispatı ise dünyanın en zor pazarlarına bile yapılan maden suyu ihracatıdır” değerlendirmesinde bulundu. Ercan Yiğit, “Katma değer yaratan bir ülke olmak isterken en yararlı sularımız olan maden suyunun içindeki zenginliği kadar bir katma değer yaratamamız en büyük sorunumuzdur” diyerek sözlerini tamamladı.