Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Ambalajın amiral gemisi gıda ve içecek sektörü

Dünyada ve Türkiye’de en fazla ambalaj tüketen sektör gıda ve içecek sektörü. Dünya Ambalaj Örgütü’nün (WPO) verilerine göre tüm ambalajların %60’ı gıda ve içecek ambalajı olarak kullanılıyor.  Özellikle de ekmek, bakliyat, yaş meyve-sebze, et, süt ve peynir gibi ürünlerin ambalajlanmasının öneminin artmasıyla önümüzdeki dönemde bu ürünlere yönelik ambalaj türlerinin ülkemizdeki pazar payını artırmaları bekleniyor. 
 




Süpermarket alışverişiTürkiye’de ambalaj sektörü istikrarlı büyümesini her geçen yıl sürdürüyor. Sektörün 2017 yılında gerçekleştirdiği ihracat miktar ve değer olarak %8 arttı. İhracat geçtiğimiz yılın sonunda miktar olarak 2 milyon 125 bin ton, değer olarak 4 milyar 145 milyon dolar oldu. Sektör 787 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. 2018 yılının ilk 6 aylık döneminde ise Türkiye ambalaj sektörü ihracatı, miktar olarak %8, değer olarak ise oranında artış gösterdi. 
 
Türkiye’de son 15 yılda ambalaj tüketimi 2 kat artarak kişi başı yıllık tüketim 225 doları aştı. Ancak tüketim halen Batı Avrupa’nın gerisinde. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılında kişi başı tüketim rakamlarının Batı Avrupa’daki değer olan 350 dolar seviyesine çıkarılması bekleniyor. Ambalaj ihracatımız bu yılın ilk 6 ayında miktar olarak 1,13 milyon ton, değer olarak 2,3 milyar dolar oldu. Türkiye ambalaj sanayi ilk 6 ayda 500 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. Ambalaj sektörü ülkemizde dış ticaret fazlası veren ender sektörlerden biri konumunda. 
Türkiye ambalaj sektörünün ürünleri dünyada 180 ülkeye ihraç ederken, ambalaj sanayicileri yeni pazarlar kazanmaya devam ediyor. Bu yıl, komşu ülkeler, Avrupa ve Kuzey Afrika’yı da içeren bir bölgeye odaklanarak ihracatın daha çok artırması hedefleniyor.
 
Tüketiciye özel ambalaj tasarımları revaçta
Günümüzde Türkiye’deki ambalaj tüketim alışkanlıkları ile Avrupa’daki ambalaj tüketim alışkanlıkları benzer eğilim gösteriyor. Örnek vermek gerekirse; kullanım kolaylığı (hem kolay açılabilme, hem de tekrar kapatılabilme) halen bir ambalajın tercih edilmesinde en önemli etken. Tüketiciler bunun yanında ürünün korunmasına ve ürün hakkında bilgi almaya da dikkat ediyorlar. Ambalajın üzerindeki bilgileri dikkatlice okuyorlar. Özellikle hem gıda hem içecek ambalajlarında farklı grafikler tercih edilerek ve renklerle kodlama yapılarak çok farklı tüketici profilleri için farklı ambalaj seçeneklerini görüyoruz. İçme sularının ambalajlarında ise yalınlık/sadelik de göze çarpıyor. Büyük süper marketlerden alışveriş yapıldığı için 6’lı, 12’li çoklu ambalajlama (multipack) da çok tercih ediliyor. 
 
Zeki Sarıbekir
Ambaşaj Sanayicileri Derneği Başkanı
“Perakende zincirlerinin çoğalması ambalajlı gıda talebini artıyor”
Ambalaj teknolojileri hızla gelişiyor. Böylece minimum hammadde, doğal kaynak ve enerji kullanımıyla sürdürülebilir ambalaj üretimi hedefleniyor. Türkiye ambalaj sanayinin minimum hammadde kullanımının yanı sıra daha kullanışlı/kullanımı kolay ambalaj üretimine de odaklanmış durumda olduğunu belirten Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, ürünle birlikte fırında pişirilebilen ambalajların, kolay açılır-kapanır ambalajların, sıcak dolum plastik şişe dolum hatlarının sektörün ulaştığı gelişmişlik düzeyini gösteren sayısız örnekten sadece birkaçı olduğunu söylüyor. Tüketim alışkanlıkları ve ihtiyaçların da hızla değiştiğini anımsatan Sarıbekir, “Başta Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlere ek olarak ambalajlı ürün talep eden market ve perakende zincirlerinin Anadolu’da da yaygınlaşması, ambalaj sektörünün gelişmesine büyük katkı sağlıyor. Tüm bu gelişmeler her çeşit ve daha fazla ambalajlı ürün talebini artırıyor. Katma değerli üretime odaklanan ve bu sayede dış ticaret fazlası veren Türkiye ambalaj sanayi, teknoloji ve donanım açısından oldukça iyi durumdadır” diye konuşuyor.
 
Geçtiğimiz Ekim ayında yürürlüğe giren "Sebze ve Meyvelerin Toptan ve Perakende Ticaretinde Uyulması Gereken Standartlara İlişkin Tebliğ" ile 5 Nisan’da yayımlanan “Türk Gıda Kodeksi Gıda İle Temas Eden Madde ve Malzemelere Dair Yönetmeliği”ni değerlendiren Zeki Sarıbekir, sektör olarak bu tür mevzuat değişikliklerine her zaman hazır olduklarını kaydediyor. Sarıbekir, “Ülkemizin meyve ve sebze sektöründeki tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek altyapıya sahibiz. Özellikle israfın önlenmesi ve hijyen konularında ambalajın önemini her fırsatta dile getireceğiz.  Cam, kağıt/karton/oluklu mukavva, metal ve plastik ambalajlarda meyve ve sebzenin raf ömrünün uzatılması için birçok AR-GE çalışması yapılıyor.  Sadece sebze ve meyvelerin değil tüm gıdaların doğru ambalajlarla satılması gerekiyor. İnsan sağlığı ve hijyen konularının gittikçe önem kazandığı günümüzde, ambalaj ve gıda güvenliği ilişkisi ön plana çıkarken, bu konu ile ilgili yasal yaptırımlar ve mevzuat çalışmaları da hız kazanmıştır.
İki tebliğin de her anlamda tüketicilere, üreticilere ve ülke ekonomisine pozitif olarak yansıyacağını düşünüyoruz.
 
“Endüstri 4.0 ve otomasyon üretim ve ihracatı artıracak”
Türk ambalaj sanayicilerinin AR-GE ve inovasyona sürekli yatırım yaptığını ve sektör olarak bu günlere teknolojik gelişmeleri takip ederek geldiklerini vurgulayan ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, “Şimdi de otomasyon ve Endüstri 4.0’ın sektörümüzde daha çok önem kazanacağına inanıyoruz. Teknolojiyi her zaman yakından takip etmek zorundayız. Otomasyon ve Endüstri 4.0’ın ambalaj sektörüne üretim ve ihracatı artırma noktasında büyük katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Ambalaj sektörü olarak mevcut makinelerin Endüstri 4.0’a uyum sağlaması için çalışıyoruz. Bu aşamalar geçilip makineler de Endüstri 4.0’a uyumlu hale geldikten sonra firmalarımız sağlıklı bir şekilde büyüme gösterecek. Türk ambalaj firmaları otomasyon, Endüstri 4.0 ve inovasyon kavramlarını oldukça yakından takip ediyor.  Endüstri 4.0 yaklaşımıyla otomasyon, modernizasyon ve kapasite artışlarına yönelik yatırım yapan birçok ambalaj şirketi var. Ambalaj Sanayicileri Derneği olarak bu farkındalığı tüm sektöre yaymak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullanıyor. 
 
Yıl sonunda büyüme hedefi
Türkiye ambalaj sanayi, Avrasya’nın ambalaj merkezi olma yolunda kararlı adımlarla yürüyor. Ülkemiz kalite, hız, lojistik ve coğrafi konum avantajlara sahip. ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, tüm sektörün el ele vermesi ve kamu kurumlarının desteğiyle Türkiye’nin Avrasya’nın ambalaj merkezi olabileceğinin altını çiziyor. Türkiye ambalaj sektörünün dünyada 16. ve Avrupa’da 6. sırada yer aldığını, 2018’de sektör olarak büyüyerek 23 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşmayı hedeflediklerini açılayan Zeki Sarıbekir sözlerine şöyle devam etti: “4,5-5 milyar dolar ihracat geliri hedeflerimize ulaşacağımızı ve 350 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla sağlayacağımıza inanıyoruz. Avrupa’nın ambalaj ihtiyacının sadece ’unu karşılıyoruz. Bu oranı mutlaka artırmamız lazım. Ambalaj sektörü olarak geleceğe ve yeniliklere hızlı bir şekilde adapte olarak kendimizi sürekli geliştireceğiz. Ambalaj sanayinin Türkiye ekonomisine olan katkısı önümüzdeki yıllarda artarak devam edecek. Ülkemizdeki mevcut ekonomik şartları dikkate aldığımızda, her geçen gün daha çok ihracat yapmamız gerektiğini gözlemliyoruz. Ambalaj sanayicileri olarak, Türkiye’de ürettiğimiz ambalajların en az yarısını ihraç edebilmek hedefiyle çalışmalarımızı sürdürmeyi planlıyoruz.”
 
Türkiye’de 1400’den fazla firma plastik ambalaj üretiyor
Bugün yaklaşık 20 milyar dolarlık büyüklüğe sahip olan Türkiye ambalaj sektörü içinden plastik ambalajların aldığı pay yaklaşık %60 civarında seyrediyor. Son 5 yılda %3’ü aşan büyümeyle ülke ekonomisine katkısını her geçen gün artıran plastik ambalaj sektörü, 2017 yılında 3,8 milyon ton üretimi ve 12,7 milyar dolarlık cirosuyla Türkiye ekonomisinin en önemli aktörlerinden biri olmaya devam ediyor. Sektörde 1.400’den fazla firma plastik ambalaj üretimi yapıyor. Plastik ambalaj malzemeleri ihracatı 2017 yılında 2016’ya kıyasla miktar bazında %6 artışla 915 bin ton, değer bazında ise %5,9 yükselişle 2,38 milyar dolar olarak gerçekleşti. Plastik ambalaj sektörü ulaştığı bu ihracat rakamlarıyla Türkiye’nin genel ambalaj ihracatından %66 pay aldı. 
 
Sektör bugün 150’nin üzerinde ülkeye plastik ambalaj malzemeleri ihraç ediyor. 2017 yılında en çok plastik ambalaj malzemeleri ihraç edilen ilk 5 ülke; Almanya, Irak, İngiltere, İtalya ve İsrail olarak sıralandı. Bu beş ülkenin ihracattan aldığı pay %33 oldu. 2018 yılının ilk çeyrek ihracat verilerine baktığımızda; Plastik ambalaj malzemeleri ihracatının 2017 yılının ilk çeyreğine kıyasla miktar bazında ,7 artarak 237 bin tona, değer bazında %21 artışla 646 milyon dolara ulaştığını görüyoruz. İlk çeyrekte en çok ihracat gerçekleştirilen beş ülke sırasıyla; Almanya, İngiltere, Irak, İtalya ve İsrail oldu. 
 
Yavuz Eroğlu
PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı
“Gıda plastik ambalajlar için en önemli büyüme pazarı”
Dünya nüfusu hızla artarken 2,1 milyar insan açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Buna rağmen dünyada üretilen gıdanın üçte biri sofralara bile gelmeden çöpe gidiyor. Nüfusun sağlıklı bir şekilde beslenmesini sağlama ve kaynakları verimli kullanarak israfı önleme noktasında ambalajlar önemli bir rol üstleniyor. Gıda ambalajları sayesinde Türkiye’de her yıl israf edilen 20 milyar liralık yaş sebze ve meyve ile 1,8 milyar liralık ekmeği çöpe gitmeden kurtarmak mümkün. Son verilere göre Türkiye’de 30 milyondan fazla yoksul insanın yaşadığını ve ülkede her yıl 1,8 milyar liralık ekmeğin çöpe gitmesi, üretilen yaş sebze ve meyvedeki kaybın 20 milyar liraya ulaşmasının ciddi ve çözülmesi gereken sorunlar olduğunu açıklayan TOBB Plastik Kaucuk Kompozit Sanayi Meclisi Baskanı ve Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Tüketicilerin ihtiyaçlarından fazla gıda satın almalarını önlemek için gıda ambalajlarının değişik ölçülerde ve gıdayı gerçekten koruyacak şekilde tasarlanması gerek. Ayrıca gıdaların üzerinde ‘son kullanma tarihi’ ile birlikte ‘son tüketim tarihinin’ de yazılması alınabilecek önlemler arasında. Çift etiket uygulaması ile gıdaların üzerinde yazan son kullanma tarihine ek olarak son tüketim tarihinin de yazılması, son tüketim tarihinden önce gıdaların indirimli fiyatlarla ihtiyaç sahiplerine satılmasının da önünü açacaktır. Toplam ambalaj pazarının %54’ünü oluşturan ve tüm ambalaj sanayinin en büyük alanı olan gıda ambalajlarının, plastik ambalajlar için en önemli büyüme pazarı olacağı görülüyor” diye konuşuyor. 
 
Plastik ambalajların avantajları
Plastiklerin gıda ambalajlarında sıklıkla tercih edildiğini kaydeden Eroğlu, ambalajlı ürünlerin gıdaların uzun süre taze kalmasını sağlarken israfı da önlediğini hatırlattı. Plastik ambalajların sert ve esnek yapısıyla su, ayran, yoğurt gibi ürünlerin korumasında sıkça tercih edildiği aktaran Eroğlu, “Üstün koruma özelliği, esnekliğin verdiği kullanım kolaylığı, mikrodalga fırına konulabilme özelliği, açılıp katlanabilen çeşitleriyle plastik ambalajlar hazır yemek sektörünün de gözdesi. Diğer malzemelere göre daha fazla oranda geri dönüştürülebilmesi de plastik ambalajların tercih edilmesinde önemli bir faktör olarak dikkat çekiyor” diyor.
 
Biyobozunur plastikler yükselen trend
Tüm sektörlerde olduğu gibi plastik gıda ambalajında da tüketici trendleri inovatif ürünlerden yana bir yönelim gösteriyor. Şık ve iddialı ambalajlar kadar inovatif, kullanışlı, sağlıklı, etnik ve coğrafi çeşitliliğe uygun, sürdürülebilir, güvenli, çevreye duyarlı ve geri dönüştürülebilen ambalajlara rağbet gösteriyorlar. Plastik sektöründe faaliyet gösteren firmaların inovatif ürünler geliştirmek üzere çalışmalarını sürdürdüklerine dikkat çeken PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu. “Teknoloji ilerledikçe özellikle daha hafif, daha az yer kaplayan ve hayatımızı daha fazla kolaylaştıracak ambalajlar üretiyoruz.  Bu noktada örnek olarak biyobozunur plastikleri verebilirim. Biyobozunur plastikler ise fosil yakıtlar yerine mısır gibi yenilebilir bitkilerden üretiliyor. Biyobozunur ürünlerin üretiminde, petrol yerine bitkilerde fotosentezle elde edilen şekerden yararlanılıyor. Biyobozunur plastiklerin geri dönüşümü de mümkün ancak doğada kalsalar dahi altı ila sekiz hafta içinde tamamen toprağa karışarak yok oluyor. Böylece çevreci bir ürün olarak da nitelendiriliyor” şellinde konuşuyor.