Türkiye’de meyve suyu ve meşrubat sektörünün görünümü
23/04/2019 - 14:58:00
Türkiye’de tüketicilerin severek tükettiği meyve suyu ve meşrubatlar kaliteleri ve farklı çeşitleriyle hareketli bir içecek pazarı yaratırken, 2018 yılı başında her iki sektörde de uygulanmaya başlayan özel tüketim vergisinin (ÖTV) çeşitli ürünlerin tüketiminde daralmalara yol açtığı belirtiliyor.
Türkiye meyve suyu endüstrisi, doğal ham maddesi olan ülkemiz meyvelerini, beslenmeye, tarıma, ekonomiye ve insanlara yararlı, katma değerli ürünlere dönüştürmesiyle Türkiye için önemli bir sanayi gücü olarak dikkat çekiyor.. Endüstri, tarımla uğraşan kesimlerin emeğini, sağlıklı ambalajlarda iç ve dış pazarlarda geniş kesimlerin kolay erişimine sunarken, cari getirisi yüksek ihracat değeri sağlıyor. Ülkemizin yıllık 20 milyon ton düzeyinde olan meyve üretiminin 1 milyon tonluk kısmı meyve suyu endüstrisince değerlendirilirken bu şekilde yaklaşık 1 milyon tarım emekçisine istihdam sağlanıyor.
Türkiye’de üretilen meyvelerin genel olarak tarladan fabrikaya gelene kadar kayıp riskleri mevcuttur. Bunların nedenleri arasında;
1. Çiftçinin talep görmeyecek ürünleri yetiştirmesi yani arz – talep dengesinin sağlanamaması
2. Sanayiye uygun kalitede meyve üretilememesi
3. Nakliye, taşıma sırasında oluşan kayıplar bulunuyor.
Meyve suyu endüstrisi bu sorunlara çözüm bulmak adına beklenti ve ihtiyaçlarını çiftçi ile paylaşırken,.pek çok şirket üreticilerle birlikte kendi bahçelerini hayata geçiriyor. Tarım üreticisi ve tarıma dayalı sanayi açısından en hakkaniyetli sistem olan sözleşmeli tarım da bu noktada önem arz ediyor. Tesisler ham maddeye yakın yerlerde kurulmuştur. Ham maddenin fabrika kapısından girdikten sonra hızla üretim bandına geçmesini sağlayacak şekilde sevkiyat ve üretim planlaması yapılmakta ve uygulanmaktadır.
2018’de 300 milyon dolarlık ihracat
Türkiye meyve suyu sanayi 2018 yılında 300 milyon dolara yaklaşan ihracat gerçekleştirdi. Düzenli bir şekilde yüzde 90’ı aşan oranda dış ticaret fazlası üreten endüstrinin ülkemize, 11,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen dünya meyve suyu pazarından daha fazla pay kazandırması için çalışmalar devam ediyor. Türk meyve suları, Amerika’dan Hindistan’a AB ülkelerinden Uzak Doğu’ya kadar 100’ün üzerinde ülkeye ihraç ediliyor. Türkiye küresel tercihler ile uyum gösteren kaliteli ürünleri ve ürün çeşitliğiyle ihracat pazarlarında gücünü giderek artırıyor. En popüler ihraç ürünleri arasında elma ve vişne suları gelirken, bugün nar ve çilek suları da bu gruba eklendi. Bugün bu iki üründe de çok ciddi miktarda üretim yapılırken dünyada da söz sahibi konuma erişildi. Bununla birlikte Türkiye’de çok ciddi bir üzüm suyu üretimi de var. Bunu portakal ve diğer narenciye ürünlerinin meyve suları izliyor. Meyve suyu sektörü açısından 2019 yılında iç pazarın konjoktürel nedenlerle yatay bir seyir arz edeceği ancak ihracatta büyümenin artarak devam edeceği bekleniyor.
“Kişi başı 8,7 litre meyve suyu ve nektar tüketiyoruz”
İpek İşbitiren
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği Genel Sekreteri
Türkiye’de geçtiğimiz yıl meyve suyu ve nektarlarda toplam tüketim kişi başı 8,7 litre oldu. Almanya, ABD ve Kanada gibi ülkelerde ise kişi başı yıllık tüketim 30-32 litre düzeyinde. Ülkemizde tüketicilerin tercihi daha çok nektarlardan yana olmakla birlikte en fazla tüketilen tat şeftali nektarı. Şeftali nektarını sırasıyla karışık, vişne ve kayısı nektarı takip ediyor. Amerika ve AB ülkelerinde ise daha çok 0 ürünler ve özellikle portakal suyu tercih ediliyor. Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri İpek İşbitiren, tüketimin önemine vurgu yapmak amacıyla 2018 yılında Meyve Suyu Yarar Platformu oluşturduklarını hatırlatarak, bu platform aracılıyla alanında uzman profesörlerin ürettiği bilimsel veriye dayalı bilgilerin toplum geneline yayılması için çalışmalar yaptıklarını söyledi. Bu kapsamda meyve suyunun ve endüstrinin,beslenmeye, insana, tarıma ve ekonomiye yararlarını anlattıklarınıu anlatan İşbitiren. bu alanda toplum nezdinde spekülatif bilgi kirliliklerinin giderilmesine önem vererek, şeffaf, bilimsel tabanlı, yarar odaklı bilgi akışı sağladıklarını belirtti.
“ÖTV nektar tüketiminde daralma yarattı”
2018 yılında Türkiye meyve suyu endüstrisinde iç pazarda bazı olumsuz gelişmeler yaşandığını ifade eden İpek İşbitiren, “Ülkemiz meyve suyu pazarında tüketicilerin en çok tercih ettiği kategori olan nektarların, bunun yanı sıra da meyveli içeceklerin 2018 yılı başında ÖTV uygulaması kapsamına alınması ve bunun fiyatlara yansıması, pazarda hacim bazında bir düşüşe yol açmıştır. Meyvelerin lezzet ve yararlarını, içecek tercihlerine yansıtan tüketicilerimiz, pazarda doğal bir dengenin oluşumunu sağlamaktadır. Ancak geçtiğimiz yıl ani bir kararla getirilen ÖTV uygulaması, meyve suyu pazarında halkımızın en çok tercih ettiği kategori olan nektarlarda denge dışı bir talep daralmasına neden olmuştur. Pazarda kategori bazında ayrışmalar yaşanırken, bazı tüketici tercihlerinin meyve suyu dışında başka içecek çeşitlerine kaymış olduğu da görülmektedir” dedi.
Türkiye’de ve dünyada son yıllarda meyve suyu tüketiminde öne çıkan trendleri değerlendiren MEYED Genel Sekreteri İşbitiren şöyle devam etti: “Yapılan araştırmalar tüketicilerin ürün satın alma sırasında besleyiciliğe, sürdürülebilirliğe, güvenilirliğe, kolay erişebilirliğe, iyi deneyimlere, yerelliğe ve bireyselliğe dikkat ettiğini göstermektedir. Özellikle genç nüfusun yoğun olduğu ülkemizde bu özelliklere dokunan ürünler sektörümüzde büyümek için büyük fırsat sunmaktadır. Bu bağlamda farklı meyvelerin karıştırılması ile elde edilen 0 meyve sularını, şekersiz nektarları, doğal tatlandırıcılı nektarları ve içecekleri özellikle yükselen bir trend olarak gözlemlemekteyiz. Aynı zamanda biraz daha katma değerli ürünler olarak da fonksiyonel ürünleri potansiyel olarak görmekteyiz.”
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri (Tarım Kredi) ile meyve suyu sanayinin çatı kuruluşu Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) arasında, Türk çiftçisinin emeği ile üretilen meyvelerin MEYED üyesi kuruluşlarca alımını planlayan iş birliği protokolü imzalanmıştı. Bu iş birliğinin hem üretici hem de sektör açısından yansımaları hakkında konuşan İpek İşbitiren, “Söz konusu protokol kapsamında, ülkemiz topraklarında yetişen meyvelerin, meyve suyu endüstrisinde ham madde olarak kullanılması için MEYED üyesi kurumlarca alımı planlanmaktadır. 2019 yılında MEYED’e üyesi kuruluşların 4 üründe (vişne, kayısı, şeftali ve kiraz) ham madde ihtiyacının büyük kısmının, ülke genelinde Tarım Kredi’nin 17 bölge birliğine bağlı kooperatifler tarafından karşılanması ve 200 bin ton meyve tedariğinin sağlanması hedeflenmektedir” diye konuştu.
Meyve suyu sektörünün sorunları ve çözüm önerileri
· Hammaddenin kaynağını oluşturan tarım ve meyve bahçelerinde arazi yapılanması önemli bir konudur. Büyük parsel mantığı ile işlenen, geniş tarım arazilerinin oluşturulması ve yönetilmesinin özendirilmesi bir önceliktir. Uygun ticari yapılanmalarla küçük tarım alanlarının ve küçük toprak sahiplerinin gelir üretimini birleştirerek daha verimli hale getirmek ve bu gelirlerin doğrudan üreticiye akmasını sağlayacak hukuki alt yapıların oluşturulması, verimli tarım üretimin özendirilmesi önem taşımaktadır. Bu sayede endüstri açısından kaliteli ham madde ve optimum maliyet dengesini sağlanması, tarım üreticileri açısından da ürünleri için pazar genişlemesi gibi yararlar sağlanacaktır.
· Topraktan ihracata kadar olan tarım üretimi değer zincirinin doğru yönetilmesi ve zincirdeki kazanç dağılım dengesinin sağlanması, çiftçi için tarım gelirinin cazip kalması çok önemlidir. Çiftçinin memnuniyetsizliğinin en net dışa vurumu, para etmediğine inandığı ağacı kesmek zorunda kalmasıdır. Bu da ticari verimliliği 5-7 seneyi bulan ham maddeye dolayısıyla endüstriye dönüşü çok zor bir darbedir.
· Meyvecilikte en önemli güç ürün çeşitliliği olsa da bazı durumlarda çeşitlilik, maliyet ve verimlilik dezavantajı olarak tezahür edebilmektedir. Endüstri, bu dezavantajın büyük kısmını, teknoloji, iş yapış bilgisi ve verimlilik odağıyla kapatabiliyor. Önemli olan çeşitliliği korurken doğru mekanizmalarla verimliliği daha güçlü kılmak önem taşıyor.
· İhracata yönelik kullanılan ham madde için fark ödemesi desteklerinin meyveye de verilmesi, meyve zararlıları ile mücadelenin sistemli ve doğru uygulanmasının güvence altına alınması.
· Fiyat - kalite dengesi yanında Türk meyve suyu, nektar ve konsantrelerine ve hatta tüm Türk gıdasına güvenin korunması gibi yurt dışı pazarda rekabet gücünü artırıcı tedbirlerin alınması ve sanayicinin yatırımlarının devam edebilmesi için ekonomide denge ve güven sağlanması da önem taşıyan diğer konulardır.
Meşrubat sektörünün büyüklüğü 5 milyar TL
Türkiye meşrubat sektörü doğrudan 7 bin kişinin istihdamına olanak sağlıyor. Bu sayıdan 4 bin kadarını kadın çalışanlar oluşturuyor. Böylelikle önemli bir değer yaratılmış oluyor. Satış ve pazarlama ağı çerçevesinde dolaylı olarak ise 70 bin kişiye iş imkanı sağlanıyor. Sektörün pazar büyüklüğü ise yaklaşık 5 milyar TL. TOBB verilerine göre Türkiye’deki içecek tüketiminin yaklaşık %37’si gazlı içecek sektöründe gerçekleşiyor. Nüfusa oranlandığında gazlı içecek tüketiminin diğer ülkelere göre ortalamanın altında kaldığı görülüyor. Türkiye’de yıllık kişi başı gazlı içecek tüketimi 170 kutu/şişe olarak tespit edildi. Tüketimin en çok yapıldığı ülkelerden ABD’de ise bu rakam 750 kutu/şişe olarak belirlendi. Türkiye’nin yıllık gazlı içecek tüketimi yaklaşık 2 milyar litre olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde şekersiz gazlı içecek tüketimi, toplam gazlı içecek tüketiminin henüz ’undan azını oluşturuyor. Ipsos Hane Tüketim Paneli verilerine göre, 57 litre ile gazlı meşrubatlar evlerde en çok tüketilen içecek türü olarak karşımıza çıkıyor. Meyve suları ise ortalama bir hane tarafından yılda 16 litre tüketiliyor.
Meşrubatçılar Derneği (MEDER) Yönetim Kurulu Başkanı Esra İren, sektör olarak tüketicilerin kaliteli ve hijyenik ortamda üretilmiş ürünlere ulaşmasını sağlamak için çalışmalarını sürdürdüklerini belirtirken, tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerine göre meşrubat çeşitliliğinin artmasının aynı zamanda sektörün de büyümesi anlamına geldiğini dile getirdi. Tüketicilerin bilinçlenmesi için etiket bilgilerine önem verdiklerini ve etiketlerin ürün üzerinde yer almasına özen gösterdiklerini açıklayan İren, “Meşrubat üretiminden tüketimine süren yolculukta hijyen, ambalajlama ve dağıtım kanallarıyla sosyal ve ekonomik faydamızı artırmak üzere çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.
“ÖTV’nin düşürülmesi sektöre canlılık getirir”
Esra İren
Meşrubatçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Meşrubat sektörü olarak çözüm bekledikleri bazı sorunların mevcut olduğuna dikkat çeken Esra İren, en önemli sorunlarının başında vergi konusunun geldiğini açıkladı. Kolalı gazozlardan %25, sade gazozlar, meyveli gazozlar, limonatalar, nektarlar, alkolsüz biralar, enerji içerecekleri, soğuk çay ve meyveli içeceklerden de özel tüketim vergisi (ÖTV) alınırken, bu vergi dahil satış fiyatı üzerinden de oranında KDV alındığını aktaran İren, “Verginin düşürülmesi alkolsüz içecekler sektörünün ve diğer yan sanayi ile hizmet sektörlerinin beraber büyümesine, ilave istihdam ve yatırımların artmasına, yeni vergi mükelleflerinin yaratılmasına sebep olacaktır. Büyüme, verginin çarpan etkisi nedeniyle hazineye daha çok vergi dönecek, dolayısıyla hazinenin ek vergi kaybı telafi edilmiş olacaktır. Sektör olarak yaşadığımız bir diğer sorun ise şekerle ilgilidir. Ham madde olarak şeker kullanan sektörümüzün sürekli büyümesiyle birlikte ham madde ihtiyacı da artıyor. Ancak fonksiyonelliği sebebiyle kullanılmakta olan nişasta bazlı şeker kotaları sektör ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Şeker fiyatlarındaki artış da dünya ortalamasının üzerinde seyrediyor” değerlendirmelerinde bulundu.