Tuncer Kırtıloğlu: Tunay Gıda ile Erzincan’dan dünyaya açılan bir marka yarattık
25/06/2019 - 17:25:00
Erzincan’ın önde gelen firmalarından Tunay Gıda, meyvelerin yararlarından ödün vermeden, insan ve çevre sağlığını koruyarak, organik tarım metotlarıyla üretim yaparak, topraktan insana uzanan bir değer zinciri yarattı ve böylelikle hem Türkiye meyve suyu sektörünün ve hem de dünyanın en iyileri arasında olmayı başardı. Üretiminin %97’sini ihraç eden firma, ülke ekonomisine sezonluk 14 ila 15 milyon dolar gibi çok önemli bir döviz girdisi sağlıyor. Tunay Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Kırtıloğlu ile geçmişten günümüze Tunay Gıda’nın gelişim sürecini ve renkli yaşamına dair keyifle okuyacağınız bir şöylesi gerçekleştirdik.
Tuncer Bey öncelikle sizi yakından tanıyabilir miyiz?
1944 Erzincan doğumluyum. Mensubu olduğum Kırtıloğlu ailesi bu bölgede 600 yıllık geçmişe sahiptir. Ailemiz Osmanlı İmparatorluğu döneminde Erzincan bölgesi tımar sahibi olarak sipahi askerleri yetiştirmiştir. Ortaöğretimimi Erzincan’da tamamladıktan sonra İstanbul İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldum. Askerlik sonrası Erzincan’da ticari hayata başladım. Daima sivil toplum kuruluşları içinde, topluma ve bölgeme faydalı olabileceğini düşündüğüm çalışmalar içinde bulundum. Halen yürütmekte olduğum MEYED yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı göreviyle sanayimizin ve tarımın gelişmesi için yapılan çalışmaların içinde olmaktan gurur duyuyorum. Türkiye Dağcılık Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olarak 15 yıl Türk dağcılığının gelişmesine katkı sağladım. Erzincan Üniversitesi Vakfı Başkanı olarak 10 yıl üniversite ve eğitime katkı için çalıştım. Erzincan Kalkınma Vakfı Kurucu Üyesi olarak halen Erzincan için çalışmaktayım. Daha adını sayamadığım birçok STK’nın içinde bulundum. Bu çalışmaların içinde olmak daima bana gurur vermiştir. Evliyim, bir oğlum ve bir kızım var. Şirketin yönetim kurulu başkanı olarak halen Erzincan’da yaşamaktayım.
Tunay Gıda’nın kuruluş öyküsü
Tunay Gıda 45 yıl önce Erzincan’da başladığı gıda yolculuğunu başarılı çalışmalarıyla sürdürüyor. Firmanızın yarım yüzyıla yakın gelişim sürecini anlatarak, günümüzde sektöründeki yeri ve faaliyetleriyle ilgili bilgi verebilir misiniz?
1974 yılında Erzincan’da ortaklarımla birlikte Tunay Çiftliği Entegre Tavukçuluk San. ve Tic. A.Ş. ile iş hayatına başlarken, yenilikçi bakış açısıyla bölgemizde ve ülkemizde girdiğim iş alanlarında ilk uygulamaları yapan mükemmelliği yakalamak için çalışılan 44 yıl... İlk olarak parent stokları ABD’den gelen civcivler ile broyler üretimine başladık. Hollanda Grasso firmasına kurdurduğumuz şoklama, soğuk hava depoları ve kanatlı kesimhanesi ile Ankara’nın doğusunda, bölgemizde ilk, ülkemiz içinde de birkaç broyler tesisinden biri olarak et tavukçuluğunun gelişmesinde ve yerleşmesinde öncülük ettik. Aynı yıllarda modern süt sığırcılığı ve süt işletme tesisiyle modern hayvancılığın gelişmesinde de katkılarımız oldu. Örnek olacak nitelikte modern kapama elma bahçesi tesisi kurduk. Doğu Anadolu’nun ilk süpermarketini açtık. Toptan gıda ticareti içinde 30 yılı aşkın sürede Nestle, Dr. Oetker, Koç Grubu (Tat – Maret – Pastavilla - Sek Meyve Suyu), Mis Süt ve Meyve Suyu, Perfetti, Varta, Sagra ve Şölen çikolataları, Fora Zeytin, Superfresh, Yörsan, Lasorf Maya gibi uluslararası ve ulusal firmaların distribütörlüğünü yaptık. Bu firmaların AB içindeki ve Türkiye’deki fabrikalarını defalarca gidip inceleme fırsatım oldu. İş birliği çerçevesinde firmaların gıda üretimleri kalite ,satış, pazarlama konularında bilgi, görgü birikimlerim oldu. Bu bilgi birikimini kullanarak sanayi kirliliği olmayan bölgemizde geçmişi 800 yıla dayanan tat ve aroması yüksek, doğal ortamında yetişen meyveleri işleyerek Dünya ile paylaşmak amacıyla meyve konsantre fabrikası kurma kararı aldım.
Dünyanın en iyileri içinde olabilecek bir tesis kurmak için 5 yıl yurt dışında araştırmalarda bulundum ve çeşitli ülkelerden makine üreticileri ve 30’un üstündeki benzer referansları gezerek incelemeler yaptım. Bu sürede AB ve ABD içindeki tüm gıda fuarlarını gezdim, makine fuarlarında incelemelerde bulundum. Sonuçta kârlı ve verimli olduğuna inandığım Tunay Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş.’yi 2004 yılında Erzincan’da 7 sınıf arkadaşımla beraber kurduk. Fabrika kurulurken birçok konuda yabancı ve yerli uzmanlar ve danışmanlarla çalıştım. Daha fabrika kuruluş aşaması içindeyken gıda güvenlik belgelerinin hazırlanmasında Alman Dr. Sylvia Wegner Hambloch ile iş birliği yaptık. Türkiye’deki ilk IFS Kalite Belgesi’ni Alman DQS firmasından aldık. Fabrikanın üretim hatlarının projelerini yurt dışındaki uzman firmalara çizdirdim. Kurulumunu İsviçre ve İtalyan firmalarına ve en son teknolojiye uygun komple hatlar olarak yaptırdım. Yenilikçi bakış açısına sahip yönetim anlayışının sonucu olarak SGF’nin ifadesine göre AB ve ABD içinde en çok kalite ve diğer belgelere sahip ve en çok meyve çeşidi işleyen fabrika olduk.
Yeni sevdamız Tunay Gıda bize, dünyaya olan sorumluluğumuzu yerine getirerek daha sağlıklı ve sürdürülebilir yeni bir dünya yaratmak için çalışacağımız, bölgemiz ve ülkemizin kalkınmasında, ihracatında etkili olacak yeni bir alan sağladı. Meyvelerin yararlarından ödün vermeden, insan ve çevre sağlığını koruyarak, organik tarım metotlarıyla üretim yaparak, topraktan insana uzanan bir değer zinciri yaratarak, sektörümüzün ve dünyanın en iyileri arasında olmayı hedefledik.
Organik ürünler ağırlıkta
Üretim tesisi/tesisleriniz ve ürün gruplarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Yılda ne kadar meyve ve sebze işliyorsunuz, yıllık üretim kapasiteniz nedir? Bu bağlamda ham madde tedariğinizi nasıl sağlıyorsunuz?
Erzincan OSB içinde yer alan tesislerimiz 98 bin m2’dir. Toplam 16 bin 650 m2 kapalı alan içinde; üretim tesisleri 8 bin 50 m2, soğuk hava depoları 4 bin 320 m2, ambient kapalı depo 3 bin m2 alana sahiptir. Hatlarımızın meyve işleme kapasiteleri; Püre ve püre konsantre hattı 300 M.Ton/Gün, NFC Berrak/Bulanık Meyve Suyu Hattı: 750 M.Ton/Gün, Meyve Suyu Konsantre Hattı: 750 M.Ton/Gün, Güneş Enerji Sistemi: 430 KVA’dir. Başlıca organik ve konvansiyonel ürün gruplarımız ise; meyve konsantreleri, NFC Berrak/Bulanık Meyve Suları, püre ve püre konsantreler, bebek maması meyve sebze grubu ve su bazlı doğal aromalardır.
Tesislerimizde 23 çeşit meyve işlemekteyiz. Ürün gamındaki çeşitliliğimiz en üst seviyededir. Ortalama yıllık üretimimiz satış ve meyve sezonuna bağlı olarak ortalama 50 bin – 70 bin ton arasındadır. Üretimimizin %70’i organik ürünlerden oluşmaktadır. Organik ürünlerimizi Erzincan başta olmak üzere Tokat, Amasya, Güney Doğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi’nde çeşitli meyveler için akreditasyonunu kendimizin yaptığı 450 sözleşmeli organik üreticiyle yaptığımız toplam 18 bin dönüm meyve bahçesinden temin etmekteyiz. Sektördeki ve dünyadaki organik meyve tedarikinde genellikle bahçedeki en kaliteli meyveler ihracata, sofralık olarak taze pazara ayrılıp geride kalan kısmı sanayide işlenmektedir. Bizim herkesten farklı uygulamamız bahçedeki meyvenin tamamını satın alıp tamamını işliyor olmamızdır. Sonuç olarak, ham madde çok kaliteli olunca dünyanın en iyi organik ürününü biz üretiyoruz diye iddia edebiliyoruz.
Organik dışındaki meyve tedarikinde bazı meyveler MEYED üyeleri ile TKK’nın yaptığı alım sözleşmesi ile temin edilmeye başlanmıştır. Bunun dışında kalan kısma ülkemizin her tarafında meyve sanayisine adapte olmuş tüccar kantarcı vasıtasıyla temin edilmektedir. İftiharla söyleyebilirim ki şirketimiz birçok konuda olduğu gibi AR-GE konusunda da meyve konsantre sanayisi içinde ve Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ilk AR-GE merkezi onayını 20.02.2018 tarihinde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 816 sıra nolu onayı ile almıştır.AR-GE merkezimiz faaliyetleri içinde örnek proje çalışmaları yapmaktadır.
“Üretimimizin %97’sini ihraç ediyoruz”
Firma olarak kaç ülkeye ne kadarlık ihracat yapıyorsunuz? İhracatta etkili olduğunuz ve odaklandığınız pazarlardan söz edebilir misiniz? Yıllık üretiminizin ne kadarını iç pazara ne kadarlık bölümünü ise ihracata kanalize ediyorsunuz?
2018 yılında üretimimizin %97’si ihraç edilmiştir. Kalan %3 ise iç pazara verilmiştir.2018 yılı İhracatın Yıldızları Şampiyonası’nda 72 bin ihracatçı içinden 22 şampiyon firma içine girip AR-GE konusunda ödüle sahip olduk. İhracatımızın %75’i katma değeri yüksek organik ürünlerden oluşmaktadır. Ülkelerin taleplerine bağlı olarak her ülke için ayrı ayrı organik belgeye ve organik üretime sahibiz. İhracatımızın %26’sı Amerika’ya, %54’ü başta Almanya, Fransa olmak üzere tüm AB ülkelerine, geriye kalan kısım da Kore, Japonya ağırlıklı olmak üzere Kanada, Rusya, Hindistan, İsrail ve diğer ülkelerdeki lider firmalara yapılmaktadır. Organik ürünlerimizdeki yüksek kalite ve güvenirliliğe bağlı olarak her türlü segmentteki ihracatımız büyük talep görmektedir. 2019 yılının ilk 3 ayındaki ihracatımız 10 milyon doların üstüne çıkmıştır. Özellikle ABD, AB, Uzak Doğu firmaları içinde ihracatımızın güçlendiğini söyleyebilirim.
Tunay Gıda olarak kısa ve orta vadede gerçekleştirmeyi planladığınız yani yatırımlarınız ve hedeflerinizi aktarabilir misiniz?
Üretimdeki en büyük hedefim; özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu’nun kalkınmasında etkili olacak ve bu bölgelerin tamamını organik havza haline getirecek, dünya için yeni bir kaynak, Türkiye için ihracatı destekleyecek kümelenme modeli ile sanayi meyveciliğini geliştirerek sektörümüzün tüm meyve ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir sisteme kavuşturmaktır. Bunun projesi için yönetim kurulu içinde yer aldığım MEYED vasıtasıyla önemli çalışmalar yapmaktayız. Şirketimizin ihracatını artırmak isterken, sözleşmeli organik üreticilerle birlikte büyümeyi amaçlamaktayım. Bu yıl satışa başladığımız Demeter projelerini geliştirerek, ilk etapta üretimimizi seviyesine çıkarmayı hedeflemekteyiz. Üretimden çıkan posalardan AR-GE çalışmaları devam eden organik gübre projesini hayata geçirerek sürdürülebilir tarım modeli oluşturup toprağı korumak değil, toprağı ve doğayı bulduğumuzdan çok iyi bir duruma getirmek için çalışmaktayız. Ruhsatı alınmış 300 KVA’lık GES projemizi bu yıl bitirmeyi planlamaktayız. Erzincan bölgesindeki 74 bin hektar sulanabilir boş bırakılmış arazinin meyveciliğe dönüştürülmesi için çabalarımız devam etmektedir.
“Meyve suyu sektörünün sermaye sorunu çözülmeli”
Türkiye’de meyvecilik ve meyve suyu sektörünün bugünkü durumunu ve geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Meyve suyu ve meyve işleme sanayimiz, ihracatını artıran ve en üst seviyede teknolojik yatırımlara sahip önemli bir sektördür. Türkiye’nin cari açığını en çabuk kapatabilecek olan sektörlerin başında gelmektedir. İhracatın ithalata oranı %98’dir. Bizim sanayimizin üretimde kullandığı aseptik torba ve birkaç kalem kimyasalın dışında ithalata ihtiyacı yoktur. Türk meyve suyu sektörü dünyanın her yerine ulaşıp ihracat yapacak kabiliyete ve özelliğe sahiptir. Sektörümüzün birinci derecede ihtiyacı olan meyveciliğe yapılacak yatırım ve destek, tarımın gelişmesini ve meyve üreticilerinin refahını sağlarken, ihracattan dolayı cari açığın kapanmasındaki en büyük etken olacaktır.Sektörümüzün içinde bulunduğu dar boğaz finans ihtiyacının karşılanmasıdır.
Sektörün özelliği itibariyle yılda bir defa meyve sezonunda üretilen ürünlerin bir yıl boyunca stoklanması gerekmektedir. 1 yıllık stok taşımanın finansmana ve güçlü sermayeye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacımızı karşılamak için stoklarımızı lisanslı depocular kapsamında değerlendirerek finansa ulaşım için yeni bir yol açılmalıdır. Bugün iş birliği içine girdiğimiz TKK sektöre bir yıl vadeyle düşük faizli finansmanla meyve tedarik ettiğinde sorun çözülebilecektir. Sektörün sermaye ihtiyacı çözüldüğünde cari açığı kapatacak ihracat yapmak bizler için sorun olmayacaktır. Hükümetimiz sektörün bu avantajını kullanması için gereken teşvikleri vermelidir. Her ilde meyveciliğe ayrılmış bir köy projesinde fabrikaların meyve ihtiyaçları göz önünde tutularak meyve deseni seçilmelidir. Bu proje, meyve ihtiyaçlarımızın karşılanmasında etkili ve verimli olacaktır. Biz proje köyü çiftçileri ile alım garantili sözleşme yapmaya hazırız.
“Gençler kendilerine inanmalı”
Başarılı bir iş insanı olarak dergimizin genç okurları için hangi tavsiyelerde ve önerilerde bulunmak istersiniz?
İlk şart, yapacağınız işe sevdalı olmak ve daha planlama aşamasında iken başarılı olacağınıza inanmaktır. Bir işe başladığınızda bilgi ve görgü için birikim yapıp ayaklarınızın üstünde durmak değil, zıplayacak nitelikte bir platform edinmeniz gerekli. Çok iş ve konu değiştirirsen asla bunu sağlayamazsın. Bu platformu sağladıktan sonra canın ne isterse yap, çünkü temellerin sağlamdır ve asla korkma. Dünyaya yaptığın, çalıştığın işte saygılı ve tutkulu olmak başarının sırlarından biridir. Sporun bir dalına tutkulu olmak, spor bağımlısı olmak size bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji verecektir. Hedeflerinize ulaşmada önemli bir güç ve doping olacaktır. Başarınızda itici güç olacaktır. Spor sağlığınızı koruyacağından ileri yaşlarda iş yapmanın sigortası olacaktır. Ne yaparsan yap kitap okumak kendini geliştirmek için hayat tarzın olmalıdır. Uzman insanlar kitap yazarak düşüncelerini, araştırmalarını, yaşamdan elde ettikleri bilgi ve görgülerini, tüm birikimlerini başkalarına aktarmışlardır. Bize kalan o kitapları okuyarak bunlara sahip olmaktır.
“Dağcılık vazgeçilmez tutkum”
İş yaşamınızın dışında kalan zaman dilimlerinde neler yapıyorsunuz? Hobileriniz ya da ilgi alanlarınızdan bahsedebilirseniz çok sevinirim.
Hobiler insanların birinci derecedeki yaşam kaynağıdır. Güçlü hobilere sahip olmam 75 yaşında bile iş hayatının içinde aktif olmamım ana sebebidir. Sevdalı olduğum dağlar, dağcılık, tırmanış, dağ kayağı, alp disiplini kayakçılık, hiç aksatmadan yapmaya çalıştığım sporlardır. 15 yılı aşkın bir süre Türkiye Dağcılık Federasyonu yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bu sürede Türkiye dağcılığını ileri seviyelere getirmek için etkin çalışmaların içinde oldum. Sorumluluğumuzun gereği kulüplerin dağ faaliyetlerine destek için yılın 2 ayını dağlarda geçirdim. Türkiye’nin birçok zirvesine defalarca çıktım. Şimdi halen dağ ve kayak faaliyetlerini sürdürmekteyim. Her yıl şirket çalışanları ile 1 veya 2 defa dağ faaliyeti yapmaktayız. Profesyonel seviyedeki amatör fotoğrafçılığım 60 yılı aşkın süredir hayatımın bir parçası olarak devam etmektedir. Üniversite yıllarında fotoğrafçılık ve fotoğraf tab etmek önemli bir kazanç kaynağımdı. Klasik Türk müziği, halk müziği, klasik batı müziği, jazz başta olmak üzere müziğin her türlüsünü dinlemezsem yaşayamam. Sevgimin ifadesini müzikte bulurum. Müzik benim gönül ilacımdır. Kitap okumak, kendini geliştirmek yaşamın gerekliliğidir. Kitap okuyamıyorsanız yaşlanmışsınız demektir.