Organik tarım ürünlerine dair Türkiye'de ve dünyadaki yasal düzenlemeler
19/08/2019 - 15:47:00
Özlem KIZILIRMAK ESMER, Erinç KOÇAK
Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü
ÖZET
Organik tarım, genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) ve geleneksel üretimde kullanılabilen pek çok kimyasal girdinin kullanılmasına izin verilmeyen, kontrollü ve sertifikalı bir üretim şeklidir. Bu derleme, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüketici tercihlerinin daha sağlıklı ve ekolojik ürünleri tüketme eğilimlerinin artmasına istinaden gelişmekte olan organik tarım ürünleri pazarını ve organik tarım prosesini bir bütün halinde ele alarak, geçmişten günümüze tarladan çatala tüm süreçleri genel kavramlar, ilgili mevzuat hükümleri ve tüketici algıları çerçevesinde irdelemeyi ve değerlendirmeyi hedeflemektedir.
Anahtar Kelimeler: organik, GDO, ekolojik tarım, sertifika, yenilenebilir kaynaklar
TANIM VE KAPSAM
Organik Tarım; tarımsal üretimde yapay üretim girdilerinin kullanımını ortadan kaldıran ve bunun yerine hayvan gübresi, yeşil gübre, ürün artıkları ile ekim nöbeti ve tarım dışı organik atıkların kullanılmasını öneren; hastalık, zararlılar ve yabancı ot mücadelesinde biyolojik mücadele yöntemlerinin kullanılmasını sağlayan, topraktaki organizma faaliyetlerinin ve toprak verimliliğinin arttırılmasını amaçlayan çevreye dost bir üretim şeklidir. Organik tarımda hedeflenen; toprağı, suyu ve havayı koruyarak zararlılardan ve hastalıklardan arınmış insan ve hayvan gıdası üretmektir (Atlı, 2006).
Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin yönetmeliğine (18.08.2010 tarihli ve 27676 sayılı resmi gazetede yayınlanan) göre organik ürün, organik tarım faaliyetleri esaslarına uygun olarak üretilmiş ham, yarı mamul veya mamul haldeki sertifikalı ürün olarak tanımlanmakta olup, ağırlığının en az % 95’inin organik üretimden gelen tarımsal girdilerden oluşması gerektiği belirtilmektedir. Ancak, literatürde organik ürünlerin içeriklerine göre farklı tanımlar bulunmaktadır (www.mosesorganic.org/factsheets/foodprocess.pdf, 27.03.2019):
0 Organik Ürün: Eğer nihai ürünün içeriğindeki maddeler tamamen organik ise, bu ürün “0 organik ürün” olarak tanımlanabilir. Organik ürünün içeriğindeki maddeler organik olarak sertifikalandırılmış olmalıdır. Organik ürünün etiketi, sertifikasyon kuruluşunun adı ve organik ürünün içeriğindeki organik maddeleri içermelidir.
Organik Ürün: Eğer nihai ürünün içeriğindeki maddeler en az %95 oranında organik ise, bu ürün “organik ürün” olarak tanımlanabilir. Kalan miktar ya organik olmayan maddeler ya da sentetik maddelerden oluşur.
Organik Maddelerle Yapılmış Ürün: Eğer nihai ürünün içeriğindeki maddeler en az %70 oranında organik ise, bu ürün “organik maddelerle yapılmış ürün” olarak tanımlanabilir. Kalan kısımda, genetik değişime uğramamış veya kirli su atıklarında üretilmemiş konvansiyonel tarım ürünleri kullanılmalıdır.
ORGANİK TARIMIN FAYDALARI VE OLUMSUZ YANLARI
Organik tarımın avantaj ve dezavantajları değerlendirildiğinde, organik tarımın doğaya ve insan sağlığına uyumlu olması, organik üretim ile mevcut tarım ürünleri için ek bir kapasite ve istihdam yaratılması, organik tarım ürünlerinin ihraç fiyatlarının konvansiyonel ürünlere göre daha yüksek olması, enerji maliyetlerinin konvansiyonel üretime kıyasla daha düşük olması, kimyasal gübre ve pestisit gibi önemli ölçüde konvansiyonel tarım ürünlerinin maliyetini yükselten girdilerden tasarruf edilmesi, sözleşmeli tarımla üreticinin tüm ürününün satın alınmasının garanti edilmesi gibi konuların organik tarımın başlıca avantajlarını oluşturduğu görülmektedir. Tarımsal ürün arzındaki dalgalanmalar, demografik yapıdaki değişikliklere bağlı olarak tüketim düzeylerindeki farklılıklar, organik tarım arazilerinin çok küçük, parçalı ve birbirine yakın olması, bu ürünlerin pazarlanmasının iç piyasa için yeni ve belirsiz olması ile bu alanda yeterli sayıda eleman bulunamaması, organik tarımın başlıca dezavantajlarını oluşturmaktadır (Demir ve Göl, 2004). Ayrıca, organik tarım metoduyla bitkisel üretim, ana yollara 1 km. mesafedeki tarım arazilerinde ve ağır sanayi tesisleri, maden işletmelerine ve kentsel atıkların toplu olarak bırakıldığı alanlara 3 km. mesafedeki tarım arazilerinde yapılamaz. Organik tarıma geçiş döneminde mahsül alınamaması ve organik tarımın ilk uygulama yıllarında verim kayıplarının fazlaca yaşanması organik tarımın diğer olumsuz özelliklerinden sayılabilir (Kurt ve Küheylan, 2006).
ORGANİK TARIM İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER
Dünyada, organik tarımsal üretimin zamanla aile işletmeciliğinden çıkarak daha kurumsal ve profesyonel bir bakış açısı ile geliştirilmesi ve bu sayede iç ve dış pazara açılması için, tarımsal üretimin kontrolü ve sertifikaya bağlanması önemli bir gereklilik haline dönüşmüştür. Bu nedenle, her ülke kendine göre bazı yasal düzenlemeler getirmiştir. Örneğin; Amerika Birleşik Devletlerinde 0-2 yaş grubu çocuklar için hazırlanan mamaların imalinde organik ürünlerin kullanılması yasal olarak zorunlu hale getirilmiştir. Avrupa ülkeleri ise 24 Haziran 1991 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 2092/91 sayılı yönetmelikte topluluk içinde organik tarım faaliyetlerini düzenlemiştir (Kurt ve Küheylan, 2006).
Türkiye’de 1 Aralık 2004 tarihinde, organik tarımda yasal düzenlemeleri ve cezai yaptırımları içeren 5262 sayılı "Organik Tarım Kanunu" yürürlüğe girmiştir. 10 Haziran 2005'de de bu kanunu tamamlayıcı ve açıklayıcı nitelikteki "Organik Tarım Yönetmeliği" yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik daha sonra 18 Ağustos 2010 tarihli ve 27676 sayılı resmi gazetede yayınlanan yönetmelik ile revize edilmiştir. Aynı yönetmelik, günümüze kadar 6/10/2011tarih ve 28076 sayılı, 14/8/2012 tarih ve 28384 sayılı, 24/5/2013 tarih ve 28656 sayılı, 15/2/2014 tarih ve 28914 sayılı, 22/7/ 2015 tarih ve 29422 ve 10/1/2018 tarih ve 30297 sayılı resmi gazetede yayınlanan kanun hükmünde kararnameler ile 6 kez daha revize edilmiştir. Bu revizyonlarda yapılan başlıca değişiklikler;
Ø Organik Tarıma Başlama kuralları ile ilgili hükümlerin genişletilmesi (Anonymous, 2015),
Ø Organik Tarım ile ilgili düzenleme yapan kurum ve kuruluşların tanımı, içeriği, görev ve işlevleri ile sertifika vermeye yetkili kuruluşların denetleme izni için öngörülen koşul ve talimatların kapsamının genişletilmesine dair hükümleri (Anonymous,2018),
Ø Organik bitki ve hayvan yetiştiriciliğinde kullanımına izin verilen arazi ve ekipmanlar ile gübre, yem, kimyasal gibi girdilerin kullanım şekli, miktarı ve içeriği (Ek1, Ek2) ile bütün girdilerin organik tarıma uygunluğunu gösteren yasal düzenlemelerin daha açık ve ayrıntılı olarak ifade edildiği maddeleri (Anonymous,2014),
Ø Organik tarımsal ürünlerin işlenmesi ile ilgili Ek-8 bölümünde yer alan Organik Tarımsal Ürünlerin işlenmesinde kullanımına izin verilen gıda katkı maddeleri ve tarımsal orjinli bileşenler başlıklı listeye bazı E kodlu katkı maddelerinin eklenmesine (Biberiye ekstraktı, Jellan Gam, Bal mumu, Karnauba mumu, Eritritol, asetik asit, tiaminhidroklorid, diamonyumfosfat, odun lifi) veya izin verilen maddelerin kullanım amacı ve yerinin (monokalsiyumfosfat, sodyum hidroksit, silikondioksit), şeklinin (bitkisel yağlar, silikondioksit) ya da miktarının (kükürt dioksit) değiştirilmesine dair hükümler ile (Anonymous, 2018),
Ø Organik ürünlerin depolanması ve taşınması için gerekli belgeleri ifade eden maddeleri (Anonymous, 2012; Anonymous,2013),
Ø İşlenmiş organik tarım ürünlerinin depolama, ambalajlama ve taşımada sertifikalandırılmasına ilişkin hususları (Anonymous, 2011),
Ø Organik tarım ürünlerinin ambalajlanması ve etiketlenmesine ilişkin etikette bulunması zorunlu bilgiler ile etikette yer almasına izin verilmeyen ifadelere dair hükümleri (Anonymous, 2015) içermektedir.
Organik Tarım Ürünlerinin İşlenmesi ile İlgili Yasal Düzenlemeler
Konu ile ilgili mevzuatın ilgili yönetmeliğinde çok sayıda yasal düzenleme mevcut olup, bunlardan önemli sayılabilecek hususlar aşağıda özetlenmektedir: Öncelikli olarak gösterilebilecek en önemi yasal düzenlemelerden birisi, genetiği değiştirilmiş hammadde, yardımcı madde veya yarı mamül olmak üzere tüm GDO içeren bileşenlerin organik ürünlerin işlenmesinde kullanımının yasaklanmış olmasıdır. Türk Gıda Mevzuatında organik tarım ürünlerinin işlenmesine dair getirilen yasal düzenlemelerden önemle üzerinde durulan hususlardan biri olarak organik ürünlerin konvansiyonel ürünlerle birlikte aynı anda ve aynı yerde hiçbir şekilde işlenemeyeceği maddesidir (Anonymous, 2010). Ayrıca organik ürünlerin işlenmesinde ışınlama yönteminin kullanımına izin verilmemektedir. Diğer önemli bir nokta ise organik ürünlerin üretiminde sentetik maddelere ve kimyasal katkı maddelerinin kullanımına getirilen sınırlamalardır. Organik Tarım Ürünlerinin işlenmesine dair uygulanan esaslar (Anonymous, 2010) yönetmeliğinin Ek 8, 1. ve 3. bendinde yer alan gıda katkı maddelerinin ve Ek 9’da yer alan işlenmiş tarımsal kaynaklı bileşenlerin organik ürünlerin işlenmesinde kullanımına, ürünün ağırlıkça % 5’ini geçmemesi koşulu ile izin verilmektedir. Organik ürünün işlenmesi esnasında, yalnız Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin Ek-2‟sinde belirtilen gıda bileşenlerinin kullanımına izin verilmektedir (Anonymous, 2010). Bu listede yer alan başlıca bileşenler olarak su, tuz, deniz yosunları, asitlik düzenleyiciler (askorbik asit, sitrik asit, malik asit, laktik asit), kalsiyum ve magnezyum karbonat, sodyum nitrit, potasyum nitrat, pektin, agar ve gliserol örnek verilebilir.
Bununla birlikte Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin yönetmeliğin (Ek:R.G.-25/10/2008-27035) maddesi çerçevesinde organik ürünlerin işlenmesinde Türk Gıda Kodeksi hükümleri ile aşağıda belirtilen hususlarda uyumluluk aranmaktadır (Anonymous, 2010): Gıda maddesinin bitkisel ve hayvansal malzemelerden oluşan karma gıda maddesi olması durumunda 22/5/2008 tarihli ve 26883 sayılı Resmî Gazete‟de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıdalarda Kullanılan Renklendiriciler ve Tatlandırıcılar Dışındaki Gıda Katkı Maddeleri Tebliği hükümlerine uyulması gerekmektedir. Ayrıca, organik ürünlerin işlenmesinde; 25/8/2002 tarihli ve 24857 sayılı Resmî Gazete‟de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi-Gıdalarda Kullanılan Renklendiriciler Tebliği, 21/9/2006 tarihli ve 26296 sayılı Resmî Gazete‟de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi-Gıdalarda Kullanılan Tatlandırıcılar Tebliği, 22/5/2008 tarihli ve 26883 sayılı Resmî Gazete‟de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi-Gıdalarda Kullanılan Renklendiriciler ve Tatlandırıcılar Dışındaki Gıda Katkı Maddeleri Tebliği hükümlerine; 13/2/2002 tarihli ve 24670 sayılı Resmî Gazete‟de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi-Gıda Maddelerinin ve Gıda Bileşenlerinin Üretiminde Kullanılan Ektraksiyon Çözücüleri Tebliği hükümlerine ve de 16/11/1997 tarihli ve 23172 sayılı Resmî Gazete‟de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi-Aroma Maddeleri Tebliği hükümlerine uyulmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.
Organik Tarım Ürünlerinin Taşınması ve Depolanması ile ilgili Yasal Düzenlemeler
Organik ürünlerin taşınması ve depolanması ile ilgili temel kurallar aşağıdaki gibi özetlenmektedir (Anonymous, 2010):
Nakliye ile ilgili bilgilerin, yazılı olarak belgelenmesi ilgili yönetmelik tarafından zorunlu tutulmaktadır. Bununla birlikte, bu yönetmeliğin Ek-11’inin 1 inci bölümünde yer alan Organik Tarım Müteşebbis Sertifikası ve Ek-12’sinde yer alan Satıcı Beyannamesi belgelerinin bulunması zorunludur. Organik ürün, içeriğinin bozulmasına neden olmayacak uygun ambalajlarda ve kapalı olarak sevkedilmeli ve bu işlem esnasında işletenin adı ve adresi, farklı durumlarda ürün sahibi veya satıcısı, organik ürün sertifikasının eşlik ettiği ürün ismi veya hayvansal ürünse kullanılan yem bileşenlerinin listesi, müteşebbisi kontrol eden yetkilendirilmiş kuruluşun ismi ve kod numarası bilgilerinin verilmesi gerekmektedir.
Organik ürünlerin depolanmasında ise yönetmelikte şu hususlar önemle vurgulanmaktadır:
Mevzuatta belirlenen tolerans sınırları içinde veya organik olmayan ürünlerin işlenmesine izin verilen durumlarda, konvansiyonel yöntemle elde edilen ürünlerin de depolanması söz konusu ise, organik tarımsal ürünler, organik olmayan diğer tarımsal ürünler ve/veya gıda maddelerinden ayrı olarak muhafaza edilir. Organik ürünlerin işlenmesinde ilgili yönetmeliğin kullanımına izin verdiği girdilerin depolanmasına müsaade edilmektedir. Organik ürünlerin depoya giriş ve depodan çıkış miktarları ve tarihleri ile ilgili kayıtlar müteşebbis kuruluş tarafından tutulmak zorundadır. Ayrıca, organik ürünlerin sevkiyatı esnasında hiçbir surette otoyol kenarlarında bekletilmesine izin verilmemektedir.
Organik Tarım Ürünlerinin Ambalajlanması ve Etiketlenmesi
Organik ürünlerin ambalajlanması; organik ürünlerin pazara sunulmadan önce organik niteliğini bozmadan paketlenmesi, ambalajlanması ve markalanması esnasındaki tüm işlemlerdir. Organik ürünlerin ambalajlanmasında, organik üretim mantığına ve ürünlerin yapısına uygun olan malzemelerin kullanılması ve bu malzemelerin geri dönüşümlerinin sağlanması ve çevre ile uyumlu olmaları gerekmektedir. Bununla birlikte, organik tarım ürünleri için en uygun ambalajların Yücel ve Öz (2014) tarafından da belirttiği üzere çevre dostu materyaller kullanılarak üretilebilen yeşil ekonomi ilkeleri çerçevesinde geliştirilmiş ambalajlar olması gerektiği de bilinmektedir. Ambalajlar; pamuk veya keten bez torbalar, cam ve kağıttan üretilmiş malzemeler, tahta ve odundan üretilmiş malzemeler, mısır ve benzeri liflerle üretilmiş hasır ve benzeri malzemeler, özel üretilmiş uygun organik kaplama maddeleri ve malzemelerinden yapılmalıdır. Organik ürün, plastik veya metal esaslı malzemelerle de ambalajlanabilir. Ancak bu durumda, bu malzemelerin ürünle temas edecek yüzeyleri organik madde ile kaplanmış olmalıdır. Ancak her ne kadar organik gıdaların üretiminde GDO içeren bileşenlerin kullanımı mümkün olmasa da, Avrupa Birliği, Codex Alimentarius, IFOAM yönetmelikleri ve NOP (A.B.D) ve JAS(Japonya) ulusal standardlarında bu ürünlerin ambalajlarında GDO içeren bileşenlerin kullanımına yönelik herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır (Yeh ve diğ., 2015).
Ambalaj sektörü, organik ürünler için daha az masraflı, organik ürün özelliğini bozmayacak ve geri dönüşümü mümkün olan ambalaj malzemeleri üretimini artırmalıdır. Organik ürünlerin ambalajlanması esnasında dikkat edilecek bir diğer konu da, organik ürünün niteliğini koruyacak bütün hijyenik tedbirlerin alınmasıdır (Kurt ve Küheylan, 2006). Mevzuat, organik ürünlerin ambalajlanmasında kullanılan tüm madde ve malzemelerde 29/12/2011 tarihli ve 28157 (3.mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeler Yönetmeliği hükümleri uygulanmasını zorunlu kılmaktadır (Anonymous, 2012).
Organik tarım ürünlerinin ambalajlarında çevre bilinci çok önemli bir yer tutmakla birlikte, bu ambalajın organik ürüne uygunluğu göz önünde bulundurulmalı ve ambalaj aşağıda verilen şu sorulara olumlu yanıt verebilecek nitelikte üretilmiş olmalıdır (Dhar ve Seidel, 2012)
a) Ambalajın yaşam döngüsü ile ilgili yeterli bilgi mevcut mu?
b) Yaşam döngüsü boyunca en düşük düzeyde girdi ve enerji tüketimi ile gaz emisyonu garanti edilebiliyor mu?
c) Ambalaj materyalinin ağır metal içeriği tolerans sınırları içerisinde mi?
d) İmalatçı firma, ambalaj materyalini ürünü güvenli, hijyenik ve kabul edilebilir bir şeklide ambalajlamak için mümkün olduğu kadar küçük boyutta mı (hacimsel ya da ağırlıkça) kullanmaya çalışıyor?
e) Ambalajın miyadı (kullanım süresi) biliniyor mu? Geri dönüştürme prosesi başlıyor mu?
f) Üretimde kullanılan tüm hammaddeler (preparatlar, enzim, mikroorganizma v.s) genetik olarak modifiye edilmiş organizmalardan tamamen yoksun mu?
Organik tarım yöntemleri ile üretimi gerçekleştirilen ürün, hasat sonrası
piyasaya sunulma aşamasında mutlaka etiketlenmelidir (Kurt ve Küheylan, 2006). Organik ürün etiketinde yönetmelikçe beyanı zorunlu tutulan bilgiler ürün adı ve içeriği, Tarım ve Orman Bakanlığının onayladığı organik ürün logosu, üretim ve son kullanma tarihi, yönetmeliğe uygun olarak üretilmiş ve satın alınmış olduğunu gösteren ifade, ürünün net miktarı, üretici firma adı ve adresi, kontrol ve sertifikasyon kuruluşunun ismi, logosu ve sertifika numarası, üretim parti numarası, menşei ülke ve muhafaza koşulları olarak tanımlanmaktadır. Eğer ürün birleşik ürün ise (pasta, kek v.b.) ve bunda da organik olmayan bileşikler varsa bunlar miktar veya yüzde olarak belirtilmelidir (Ayan ve Bayturan, 2002).
Organik Tarım Ürünlerinde Kullanılacak Logolar
Yönetmelik, organik tarımsal ürün veya organik tarımsal madde imal eden ve piyasaya sunan işletmelerin ya da kuruluşların ambalajlarında yönetmeliğin Ek-10 bölümünde gösterilen logo örneklerini kullanmasını zorunlu kılmaktadır. Bu logoları üzerinde bulundurmayan ürünlerin organik olarak piyasaya sürülmesine ve aynı ya da benzer ifadelerin (bio, eko, organik) öne, son ek veya tek başına kullanılarak (Anonymous, 2015) tanıtımının yapılmasına ya da bu kısaltmalar ile patent başvurusu yapılmasına izin verilmemektedir (Anonymous, 2012). Türkiye’de organik ürünler için bakanlıkça kullanımına izin verilen logolar Şekil 1.’de gösterilmiştir.
ORGANİK TARIM ÜRÜNLERİNİN PAZARLANMASI
Üreticiler ve bu ürünleri işleyen işletmeler, çabuk bozulmayan, lezzetli, kullanımı kolay ve duyusal kalite standartlarına uygun (tüketicilerin duyularına hitap eden) organik ürünleri geliştirmeyi hedeflemelidirler (Zanoli ve Naspetti, 2002). Organik ürünün konumlandırılmasında bilgi düzeyi de önemlidir. Pek çok tüketici, organik ürünün nasıl üretildiği ve işlendiği, geleneksel üretimden farkları ve organik ürünlerin ayırt edici özellikleri hakkında bilgi sahibi olmayı istemektedir (Kılıç vd., 2014). Diğer taraftan, tüketicilerin sertifikasyon ve etiketlemeyi gıda güvenliğini sağlayan bir referans olarak algılamaları sağlanmalıdır (Zanoli ve Naspetti, 2002). Bu sayede tüketicilerin organik ürünlere olan ilgisi artırılabilir.
SONUÇ
İnsanoğlunun çevreye olan duyarlılılığın ve sağlıklı beslenme bilincinin gün geçtikçe artması, geleneksel üretimde kullanılan yöntemlerin (sentetik kimyasal gübre ve ilaçlar) zararları hakkında üretici ve tüketicilerde bir farkındalık yaratmış, bunun sonucunda daha kaliteli, sağlıklı ve çevreye zarar vermeyen tarımsal ürünler elde etmek gayesiyle diğer tarım yöntemlerine alternatif olarak organik tarım yöntemi ortaya çıkmıştır.
Organik tarımın ana ilkesi, hava, toprak, ve su kaynaklarını kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını azami derecede korumaktır. Bu ilke çerçevesinde, tüm dünya piyasalarında organik tarım ürünlerinin arz ve talep dengesinin daha yüksek miktarlarda sağlanabilmesi için organik tarım üretimi artırılmalı, uluslararası ticarette ortak kurallar benimsenmeli ve organik tarım ürünlerin pazarlanması kolaylaştırılmalı, bütün ülkelerde organik tarıma verilen devlet destekleri artırılmalı, ithalat ve ihracat esnasında işletmeler hedef pazarlarını iyi belirlemeli, pazar araştırmaları yapmalı ve pazarlama bileşenlerini hedef pazarlarına yönelik oluşturmalıdır.
İç pazarda organik ürün fiyatlarının diğer ürünlerden daha pahalı olması talebi azaltmakta, tüketiciler birincil ihtiyaçlarına öncelik verip organik ürünleri tercih etmemektedir. Ayrıca tüketicilerin organik ürünlerin tüketimi ve sağlık açısından faydaları ile ilgili genel bir fikir sahibi olmalarına karşın, organik ürünler ile ilgili yasal düzenlemeler, organik tarım ürünlerini geleneksel tarım ürünlerinden tamamen ayırt edebilme konularında yeterli bilgisi olmadığı görülmektedir. Ancak gelişen tüketici yapısı, gelir artışı, sağlığa verilen önem gibi faktörlerin etkisiyle ve de küreselleşme çerçevesinde uygulanabilir tarımsal politikaların sürdürülebilir gelişmeye katkısı sayesinde yakın gelecekte organik tarım ürünlerine tüketici taleplerinin artacağı ve iç pazarın daha da büyüyeceği düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
Anonymous, (2019) Midwest Organic and sustainable Education Service, www.mosesorganic.org/factsheets/foodprocess.pdf
,( son erişim tarihi:27.03.2019)
Anonymous. (2018), Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik. Resmi Gazete Tarih: 10.01.2018. Sayı: 30297, Ankara.
Anonymous. (2015), Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik. Resmi Gazete Tarih: 22.07.2015. Sayı: 29422, Ankara.
Anonymous. (2014), Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik. Resmi Gazete Tarih: 15.02.2014. Sayı: 28914, Ankara.
Anonymous. (2013), Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik. Resmi Gazete Tarih: 24.05.2013. Sayı: 28656, Ankara.
Anonymous. (2012), Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik. Resmi Gazete Tarih: 14.08.2012. Sayı: 28384, Ankara.
Anonymous. (2011), Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik. Resmi Gazete Tarih: 06.10.2011. Sayı: 28076, Ankara.
Anonymous. (2010), Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik. Resmi Gazete Tarih: 18.08.2010. Sayı: 27676, Ankara.
Atlı, S. (2006). Orgüder ve Dünyada ve Türkiye’de Organik Tarım Uygulamaları. Türkiye 9. Gıda Kongresi 24-26 Mayıs 2006, Bolu
Ayan, R. ve Bayturan, N. (2002). Ekolojik Tarımda Kontrol- Sertifikasyon Sistemi ve Karşılaşılan Sorunlar. Organik Tarım. Emre Basımevi. İzmir.
Demir, A. & Göl, U. (2004). Organik tarım. Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü Bakış Dergisi, 5(3): 1-4.
Dhar, R., Seidel, K. (2012) Packaging for Organic Foods. International Trade Center. Geneva: ITC, 2012. xi, 68 pages (Technical paper) Doc. No. SC-12-223.E. (Sustainability Market Guides)
Kılıç, S., Duman, O., Bektaş, E. (2014). Organik Ürünlerin Pazarlama Stratejileri ve Üreticiler Üzerinde Bir Alan Araştırması, Business and Economics Research Journal Volume 5 Number 1 2014 pp. 39-65 ISSN: 1309-2448
Kurt, Z. ve Küheylan, E. Organik Tarım Ürünleri Pazarlaması ve Uygulamalar, (2006). Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Pazarlama programı Yüksek Lisans Tezi, İzmir, Türkiye,171 sayfa.
Yeh, C.-H., Lücke, F.-K., & Janssen, J. (2015). Bioplastics: Acceptable for the packaging of organic food? A policy analysis. Journal of Agriculture, Food Systems, and Community Development, 6(1), 95–105. http://dx.doi.org/10.5304/jafscd.2015.061.009
Yücel, U. ve Öz, H. (2014). Yeşil Teknolojilerin Gıda Sektörüne Yansımaları II. Dünya Gıda Dergisi, Ocak Sayısı, 77-80.
Zanoli, R., Naspetti, S. (2002) Consumer Motivations in the purchase of organic food: a means-end approach. British Food Journal 104(8): 643-653