Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Meyve suyu, sağlık ve 2020 trendleri

Ceyda Çelik
Aromsa Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü
 




Portakal suyuKüresel ölçekte yaşanan Covid-19 salgını ülkemizde de hayatımızın her noktasını etkilemeye devam ediyor. Kendi sağlığımızı ve etkileşimde olduğumuz tüm insanların sağlığını korumak için evde kalmanın gerektiği bugünlerde, iş sürekliliğini sağlamak firmalar için önem taşıyor. Hayatın tamamen değişip evlere sığdığı bu dönemde, bazı sektörlere büyük sorumluluk düşüyor. Bunların başında üretime kesintisiz devam eden, insanların temel ihtiyaçlarını karşılayan, yokluk algısı yaratmayan ve hatta mutlu eden gıda sektörü yer alıyor. Temel ihtiyaçların başında yer alan beslenme, bağışıklık sistemini güçlü tutmak için bugünlerde daha fazla özen gösterdiğimiz bir konu. Güvenli gıdaya ulaşmak, dengeli ve yeterli beslenmek ön plana çıkıyor. Tüketicilerin satın alma tercihi ise hızla güvenli gıdaya doğru yöneliyor. Gıda güvenliği sistemlerine uygun üretilen, ham maddeden tüketime kadar izlenebilirliğin sağlandığı, sağlıklı ve güvenli ambalajlarda sunulan güvenli gıdalar tüketicilerin ilk tercihi. 
 
Meyve suları bu ürünler arasında kayda değer önem teşkil ediyor. Ülkemizde yıllık yaklaşık 20 milyon ton olan meyve üretiminin yaklaşık 1 milyon tonu meyve suyu endüstrisinde kullanılıyor. Türkiye’de kişi başına düşen yıllık meyve suyu tüketimi yaklaşık 10 litre düzeyindedir. Diğer ülkelere bakacak olursak, kişi başı meyve suyu tüketimi ABD'de 40 litre, Almanya'da 30 litreden fazla, Avusturya ve Fransa'da 25 litre seviyesindedir. Bu veriler, Türkiye’de tüketimin ABD ve Avrupa'dan çok daha az olduğunu göstermektedir. Ülkemizde en çok tercih edilen meyve suyu çeşitleri arasında ilk sırada şeftali, sonrasında karışık meyve suları, vişne, kayısı ve portakal yer alıyor.  Avrupa ülkelerinde ise ilk sırada portakal yer alırken onu elma suyu takip ediyor. Ekonomik olarak katma değerli bir ürün olan meyve suları, sağlık ve beslenme açısından değerlendirildiğinde vitamin, mineral ve antioksidan kaynağı olarak da karşımıza çıkan yenilikçi ürünlere dönüşmektedir.  
 
Ceyda Çelik - AromsaSağlıklı yaşam trendi doğrultusunda, tüketicilerin içeceklerden beklentisi son yıllarda bu yönde değişmekte ve fonksiyonel bileşenler ile zenginleştirilmiş ürünler tercih edilmektedir. Tüm dünyayı etkisi altına almış olan salgın sebebiyle tüketiciler için en önemli konuların başında artık bağışıklık sistemini güçlendirmek gelmektedir. Bu sebeple, A, B, C ve E vitaminleri ve çeşitli minerallerle içeriği zenginleştirilmiş veya şekeri azaltılmış ürünlerin bu sektörde raflarda daha çok yer alacağı öngörülmektedir. 
 
Trendler ve lezzetler
Meyve sularında narenciye grubu, zencefil ve egzotik meyvelerden gelen spesifik tatların popülaritesi artıyor. Fesleğen, kişniş, lavanta, mürver çiçeğinin daha da ön planda olması bekleniyor. Karşımıza en çok çıkan zencefil olurken başka tatlarla kombin olarak kullanıldığını görüyoruz. Pitaya, hindistan cevizi gibi egzotik meyvelerin yanında greyfurt, mandalina, kan portakalı, meyer limon, yuzu gibi narenciye çeşitleri de içeceklerde sıkça yer alıyor. Zerdeçal, pancar ve matcha renk vermek ve görselliği geliştirmek için tercih ediliyor. Milenyum kuşağı geleneksel meyve suyu çeşitleri yerine , eski tatları kaybetmeden yeni ve beğenilen lezzetlerin oluşturulmasını tercih ediyor. Portakal, greyfurt ve ananas gibi meyve sularına zerdeçal, çiya tohumu, yaban mersini, zencefil eklenerek oluşturulan daha yenilikçi ürünleri destekliyorlar. Maceracı ürünler peşinde olanlar için ise farklı baharatlar kullanılarak daha dikkat çekici ve yenilikçi ürünler sunuluyor. 
 
Milenyum kuşağının vazgeçilmez rengi olan pembe, moda, dekorasyon ve tekstilden sonra yiyecek- içecek sektöründe de yerini almaya başladı. Karpuz, elma, çilek, pembe greyfurt, pancar gibi meyve ve sebzeler, içeceklerde beğenilen pembe tonlarını oluşturulması ve lezzetli, yaratıcı meyve suyu çeşitlerinin üretimi için kullanılıyor. 
 
Dünya genelinde ülkelerin öz kaynaklarını kullanarak salgın ile mücadele ettiği bugünlerde, gıda sektörü de üretime devam etmek için yerel üreticilere ve hammaddelere yöneliyor. Dayanışma, sabır ve umutla bu zorlu ve belirsiz süreci birlikte mücadele ederek aşabiliriz. İnsanların birbirine daha fazla saygı, sevgi ve empati ile yaklaştığı, tüm dünya kaynaklarının daha verimli kullanıldığı, dünyamızın geleceği için herkesin üzerine düşen görevler olduğu bilinci ile yaşamaya ve üretmeye devam edeceğimiz günler olması dileğiyle…