Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Covid-19 paketli et tüketimini artırdı

Türkiye’de Covid-19 pandemisi nedeniyle evlerde tüketim arttığından paketli ürünlere olan talep yükseldi. Bu nedenle 2020 yılı işlenmiş et ürünleri miktarının yükseleceği tahmin ediliyor.
 




Kırmızı et fotosuTürkiye’de 2020 yılı haziran ayı itibariyle hayvan varlığı 18,6 milyon baş büyükbaş (18,4 milyon baş sığır, 189 bin baş manda) ve 55 milyon baş küçükbaş (42,7 milyon baş koyun, 12,3 milyon baş keçi) olarak açıklandı. Et ve et ürünleri sektörü, küresel tarım ve gıda içinde en hızlı gelişen alt sektörlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Kırmızı et sektörü ülkemizde gıda sanayi içinde oranında bir paya sahiptir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkemizde 2019 yılında 1,2 milyon ton kırmızı et üretimi gerçekleştirildi. Bu rakam 2018 yılına göre %7,4 daha yüksek. TÜİK’in yapmış olduğu açıklamaya göre, ülkemizdeki kırmızı et üretim istatistikleri artık üç ayda bir değil yıllık açıklanacağı için 2020 yılının üretim verileri 2021 yılı içerisinde açıklanacak. Ancak ülke nüfusu ve tüketim göz önünde bulundurulduğunda üretimin 1 milyon tonun üzerinde olacağı öngörülüyor.
 
Dünyadaki kırmızı etin %1,4’ini Türkiye üretiyor
FAO verilerine göre 2019 yılında dünyadaki toplam kırmızı et üretimi 85,5 milyon tona ulaştı. Toplam kırmızı et üretimi yine aynı yıl Avrupa Birliği’nde 8,8 milyon ton olurken Türkiye’de ise 1,2 milyon ton olarak gerçekleşti. Bu veriler değerlendirildiğinde, dünyadaki toplam -domuz hariç- kırmızı et üretiminin %1,4'ü Türkiye'de gerçekleşiyor. AB'deki üretim ile kıyaslandığında ise Türkiye’deki üretimin onların ,6’sı seviyesinde olduğu görülüyor. 2019 yılında ithal edilen canlı hayvan miktarı 772 bin 230 baş olup, bunun 671 bin 482 başı damızlık olmayan sığır, 82 bin 213 başı koyun, 17 bin 594 başı damızlık sığır ve 941 başı keçidir. 2020 yılının 9 ayında ise, 287 bin 716 baş canlı hayvan ithal edilmiş olup, bunun 224 bin 452 başı damızlık olmayan sığır, 52 bin 598 başı koyun, 10 bin 344 başı damızlık sığır ve 322 başı keçidir. Kırmızı et ithalatı ise 2019 yılında 5049 ton iken, 2020 yılının 9 ayında 2344 ton olarak gerçekleşti. 
 
Et ürünlerine ayrı ayrı bakacak olursak, TÜİK sanayi veri tabanında 2019 yılı için sosis üretim miktarı 22 bin 945 ton, salam üretim miktarı 37 bin 361 ton, sucuk üretim miktarı 51 bin 398 ton ve pastırma üretimi 3 bin 695 ton olarak veriliyor. 2018 yılıyla kıyaslandığında toplam işlenmiş et üretim miktarı %8,7 artış kaydetti. Pandemi nedeniyle evde tüketim arttığından paketli ürünlere olan talep yükseldi. Bu nedenle 2020 yılı işlenmiş et ürünleri miktarının yükseleceği tahmin ediliyor. Türkiye’de kişi başı yıllık et tüketiminin 7-8 kilosunu balık, 14-15 kilosunu kırmızı et, 21-22 kilosunu ise beyaz et oluşturuyor. Ülkemizde kırmızı et tüketimi gelişmiş ülkelerin ortalamasından daha düşük. Dünya rakamlarına bakıldığında, sığır eti tüketiminin 2019 yılında Fransa’da 22,9 kg/kişi-yıl, İngiltere’de 17,5 kg/kişi-yıl olduğu, Avrupa Birliği ortalamasının 15,4 kg/kişi-yıl olduğu görülmektedir. ABD’de 37,2 kg, Kanada’da 25,9 kg, Avustralya’da 30,2 kg, Çin’de 6,6 kg olan sığır eti tüketimi, Brezilya ve Arjantin’de ise sırasıyla 44 ve 47,5 kg’lara çıkıyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ise kişi başı sığır eti tüketimi ortalama 7,6 kg’dır. Ancak bu ülkelerde domuz eti tüketiminin de varlığını ve hatta sığır eti tüketiminden daha yüksek olduğu da gözden kaçırmamız gereken bir gerçek. Kuzu eti tüketimi AB ortalaması 2,0 kg/kişi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ortalaması 3,8, Çin 3,7, Avustralya 6,3, Yeni Zelanda 7,0 kg/kişi’dir. Domuz eti tüketimi ise AB ortalaması 39,8 kg/kişi, Rusya 27, ABD 30,2, Brezilya 16,5, Çin 26,4, Avustralya ise 21,6 kg/kişi’dir. Gelişmiş ülkelerdeki et fiyatlarının yanı sıra aslında alım gücü ve tüketim alışkanlığı verileri etkiliyor.
 
Tarık TezelTarık Tezel: Pandemide tüketiciyi etsiz bırakmadık”
Koronavirüs salgını tüm dünyayı ve Türkiye’yi derinden etkilediği gibi, süt ve kırmızı et sektörlerinin de doğal olarak salgının etkilerine maruz kaldığını belirten Türkiye Süt Et Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel, “Sürece kronolojik olarak bakacak olursak, öncelikle salgının ilk dönemlerinden itibaren yurt dışı kaynaklı girdilerde yaşanan ithalat sıkıntısı sorun olarak karşımıza çıktı. Sonrasında uluslararası ticarette her ülkede farklı uygulanan karantina kaynaklı ihracat lojistiği sorunları baş gösterdi. Ancak en önemlisi, özellikle gıda sektöründe ev dışı kanalın neredeyse kapanması oldu. Sektörün ticaret hacminin %30’una denk gelen bu tıkanıklık, beraberinde ciddi bir finans yükü de getirdi. Salgın koşullarının tüm dünyada yarattığı ortak sıkıntı, küresel bir ekonomik darboğazı da ortaya çıkarınca, başta döviz kurları olmak üzere tüm girdi maliyetleri de bu etki ile yükseldi. Ancak tüm bu koşullara rağmen üreticimizin sütünü etini çiftliğinde bırakmadık, aldık ve işledik. Paralarını aksatmadan zamanında ödedik. Bu arada tüketicimizin ihtiyacını da eksiksiz karşıladık” dedi. 
 
“Yem tedariğinde üreticimiz zorlanıyor”
Kırmızı et sektörünün temel girdilerinin başında yemde dışa bağımlılık önemli bir sorun. Özellikle döviz kurlarında yaşanan artış yem tedariğinde üreticiyi zorluyor. Bu konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Tezel, “Uluslararası para piyasalarındaki dalgalanma tüm dünyada ekonomik dengeleri sarstı. Dolayısıyla bizim de bu etkinin dışında kalmamız söz konusu olamazdı. Tabii ki tüm yurt dışı kaynaklı temel girdiler dövize endeksli birim fiyatlara sahipler ve bunun sonuçları tüm sanayi ve ticaret kesimlerini belli oranlarda etkiliyor. Yem hammadde ithalatında küresel pandemi nedeniyle yaşanan sorunlar ve ham madde satın alımlarında ön ödeme sistemine geçilmesi nedeniyle, son ürün fiyatları artmıştır. Üreticinin daha az yem kullanması nedeniyle ileride olası randıman düşüklükleri sektör açısından risk teşkil etmektedir. Yem fiyatlarının daha stabil olarak yetiştiricilere ulaştırılması için destek mekanizması oluşturulmalıdır. İthal yem ham maddeleri ticaretinde kur riskleri kontrol altına alınarak yem sektörünün desteklenmesi gerekmektedir” diye konuştu.
 
Sektörün sorunları ve çözüm önerileri 
Artan nüfus, beraberinde beslenme ihtiyacı ve global pazardaki rekabet göz önüne alındığında, Türkiye’de hayvansal üretim miktarının ve kalitesinin artması, maliyetinin de iyileşmesi gerektiğine vurgu yapan Tarık Tezel, kırmızı et sektöründe tarımsal faaliyetten başlayarak tüketiciye kadar olan zincirde üretim maliyetlerini arttıran, kayıt dışını destekleyen, haksız rekabete yol açan ve halk sağlığını tehdit eden sorunların bulunduğunu dile getirdi. Tezel öne çıkan sorunları şöyle sıraladı:
 
· Sürülerde gebelik oranı ve döl veriminin düşüklüğü
· Doğum sonrası buzağı ölümleri 
· Etçi ve kombine ırk hayvan sayısının azlığı
· Hayvan hastalıkları ve yaşanan kayıplar, mücadeledeki yetersizlik
· Kayıt ve kontrol dışı üretim ve ticaret
· Yem üretimi, temini, maliyeti ve yemleme teknolojisi
· Arz/ talep dengesinin ve fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde sağlanması ihtiyacı
· Verimlilik ve kalitede artış ihtiyacı
 
SETBİR Başkanı Tarık Tezel, tüketicinin en kaliteli ve en hesaplı hayvansal protein kaynağı ile beslenmesinin sağlanması ve sürdürülmesi için öncelikli eylem planını 4 maddede şöyle özetledi: 
 
· Fiyat istikrarının sağlanması,
· Arz-talep dengesinin sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması,
· Süt ve et ürünlerine yönelik bilgi kirliliğinin giderilmesi,
· Kayıt dışı besiciliğin ortadan kaldırılması.
.
Orhan SarıbalOrhan Sarıbal: “Hayvan sayısı ithalatla artıyor” 
Hayvancılık sektöründe üreticilerin soya ithalatına başladığını söyleyen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Ürün fiyatları bir yıldır sabit ama yem fiyatları ilk 8 ayda yüzde 32 zamlandı” dedi. Sözcü Gazetesi’ne konuşan Sarıbal, bu şartlarda sektörün ayakta kalmasının çok zor olduğunu vurguladı. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın hayvan sayısını artırmakla övündüğünü belirten Sarıbal, bu artışın ithalat ile sağlandığını ifade etti. 2003-2019 döneminde 5 milyon büyükbaş hayvan ithalatına 6.8 milyar dolar, 3 milyon 700 bin küçükbaş hayvan ithalatına ise 354 milyon dolar ödeme yapıldığını hatırlatan Sarıbal, şunları söyledi: “Aynı dönemde ithal edilen 297 bin ton et ithalatına ödenen 1.4 milyar dolar ile AKP döneminde canlı hayvan ve et ithalatına ödenen para 9.8 milyar doları buluyor. Oysa bunun 10'da 1'i ülke üreticisine verilse, et sorunumuz da süt sorununuz da kalmayacak” ifadelerini kullandı.
 
KANATLI ETİNDE DURUM NEDİR?
2015 yılından beri diğer et türleri arasında dünyada en fazla üretilen kanatlı etidir. Türkiye, piliç eti üretiminde dünyada 10. sırada yer alıyor. TÜİK verlerine göre, 2019 yılında 2 milyon 138 bin 451 ton piliç eti, 59 bin 640 ton hindi eti olmak üzere toplam 2 milyon 198 bin 90 ton kanatlı eti üretimi gerçekleştirildi. Ülkemizde, 15 bin adedin üzerinde broyler (etlik) piliç yetiştirme kümesi mevcuttur. Kümes sahipleri, sektörde uygulanan başarılı "sözleşmeli yetiştiricilik" modeliyle sürekli üretim yapabilmekte ve sürekli gelir elde edebilmektedir.
 
Türkiye, kanatlı eti sektöründe sahip olduğu potansiyel ile dünya oyuncusu olmaya aday bir ülke konumunda. Kanatlı et sektörü, yoğun istihdam gerçekleştiren ve tarımı destekleyen yapısıyla ülke ekonomisine önemli ölçüde katma değer sağlıyor. Ham madde üreticisi çiftçi, sektörle ilgili esnaf, yem, ilaç-aşı, yan sanayi, nakliye, pazarlama dalları dahil 3 milyon civarında kişi sektörden geçimini sağlarken. sektörün yıllık cirosu yaklaşık 5,5 milyar dolara erişiyor. Dünya ticaretinde 5. sırada yerini alan Türkiye 81 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. 2019 yılındaTürkiye 500 bin tonu geçen kanatlı eti ihracatı gerçekleştirerek, 636 milyon dolar gelir elde etti. Bu rakamlar dışında 100 milyon dolar civarında kuluçkalık broiler yumurta ve günlük broiler civciv ihracatı bulunuyor. Beyaz et ihracatının yarısından fazlası Irak’a yapılıyor. Ülkemizde kişi başı kanatlı eti tüketimi ise 21 kg/yıl değerine ulaşmış durumda. 
 
Dünya tavuk eti üretimi 2019 yılında 98,3 milyon tona ulaştı. Bu üretimin %40,8'ini Amerika kıtası sağlıyor, Asya kıtası %35,4 ile ikinci, Avrupa kıtası ise ,8 ile üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye tavuk eti üretiminde, AB devlet olarak düşünülürse dünyada 10. sırada yer alıyor.
 
 
Haber: Özgür Çilek
 
Gıda Teknolojisi Dergisi