Frigo Mekanik, pandemiye rağmen yurt dışı projelerde hız kesmedi
22/02/2021 - 17:12:00
Endüstriyel soğutma alanında Türkiye’nin önde gelen üreticilerinden biri olan Frigo Mekanik A.Ş., zorlu Covid-19 pandemisi koşullarına rağmen Libya, Kenya, Zambiya, Türkmenistan gibi birçok ülkede endüstriyel soğutma projeleri gerçekleştirdi. Firmanın Yönetim Kurulu Üyesi Levent Aydın, pandemi sürecinde yaptıkları çalışmaları, gündemlerinde yer alan projeleri ve geleceğe dönük hedeflerini Gıda Teknolojisi Dergisi’ne anlattı.
Frigo Mekanik A.Ş.’nin bugün itibariyle pazardaki yeri ve çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz? Üretim tesisi/tesisleriniz ve ürün gruplarınızdan söz ederek, gıda endüstrisine sunduğunuz çözümleri anlatır mısınız? Ürünleriniz gıda sanayinde hangi alt sektörlerde kullanılabiliyor?
Frigo Mekanik A.Ş. endüstriyel soğutma alanında ülkemizin lider firmaları arasındadır. Ülkemiz dışında da Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Kenya gibi birçok ülkede pazarın önemli oyuncuları arasında yer almaktadır. Firmamız, Tekirdağ’daki üretim ve İstanbul’daki AR-GE birimleri ile endüstriyel soğutma ihtiyaçlarına çözümler sunuyor. Ürünlerimizin büyük bölümü gıda sektöründe kullanılmaktadır. Kuru gıda ürünleri dışındaki tüm gıda ürünleri soğuk zincir koşullarında tüketiciye ulaşır. Gıda sektöründeki soğuk zinciri; üretim, dağıtım, soğuk depolama ve soğuk teşhir olarak 4 ana gruba ayırabiliriz. Biz, üretim esnasında ihtiyaç olan soğutma çözümleri ve soğuk depolama çözümlerinde hizmet vermekteyiz.
“PANDEMININ OLUMSUZLUKLARINI ÇABUK ATLATTIK”
Covid-19 pandemisi dünyada ve Türkiye’de ne yazık ki insan hayatı başta olmak üzere birçok şeyi olumsuz etkiledi/etkiliyor? Bu dönem firmanızın çalışmalarını nasıl etkiledi, nasıl bir strateji izlediniz?
Şüphesiz ki birinci derecede önemi oluşturan çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığıdır. Ancak diğer taraftan da işlerimize devam etmek zorundayız. Bu iki noktayı mümkün oldukça aksatmadan çalışmaya gayret ettik. Üretim ve ofis alanlarında bir dizi düzenlemeler yaptık. Bazı birimleri home ofis çalışmaya yönlendirdik. Doğal olarak hem çalışma hızımız hem de yerinde servis ve montaj hızımız etkilendi. Özellikle yurt dışındaki çalışmalarımız olumsuz etkilendi. Ancak bu olumsuzlukların üstesinden gelerek kısa süre içinde eski hızımıza kavuştuk.
“TÜRKIYE SOĞUK ZINCIRDE BAŞARILI OLDU”
Covid-19 süreci gıda güvenliği, hijyen, soğuk zincir konularının önemini bir kez daha hatırlattı. Bu konuda bir değerlendirme yapar mısınız? Ülkemizde bu alanda tespit ettiğiniz olumlu ve olumsuz hususlar nelerdir?
Pandemi süreci aslında bize sağlığın ne kadar önemli olduğunu hatırlattı ve hijyenin anlamını pekiştirdi. Tedarik zincirinin yaşam için vazgeçilmez bir unsur olduğunu gösterdi. Bildiğiniz gibi konu gıda olunca tedarik zincirinin önemli bir kısmı soğuk zincirden oluşmaktadır. Ben, Türkiye’nin pandemi döneminde soğuk zincir konusunda büyük bir sınavı çok büyük bir başarıyla geçtiğini söyleyebilirim. Bu başarıda sektörün tüm oyuncularının payı vardır ve Türkiye’de soğuk zincir birçok gelişmiş ülkeyi aratmayacak şekilde işlemektedir.
Yakın zamanda gıda sektörünün kullanımına sunduğunuz ya da lanse etmeye hazırlandığınız yeni taknolojileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Endüstriyel soğutma açısından yeni teknolojilere baktığımızda birkaç konu kuvvetli bir biçimde öne çıkıyor. Bunların içinde; enerji verimliliği, çevreye saygı, insan sağlığına oluşacak risk ve gıda güvenliği açısından oluşacak riskleri sayabiliriz. Soğutma sistemlerinde bu amaçlara hizmet etmek için amonyak, karbondioksit, propan gibi doğal akışkanlara geçiş hızlandı. Biz de bu temel prensipleri içeren çözümlerimiz ile yeni teknolojileri yatırımcılara sunmaktayız.
“COVID-19 AŞISI İÇİN GEREKLİ OLAN DOLAPLARI ÜRETTİK"
Covid-19 pandemisinin sona erdirilmesi noktasında kritik bir önem taşıyan aşıların taşınması ve saklanması konusunda firma olarak çalışmalarınız var. Bu konuyla ilgili kısa bilgi verebilirseniz çok sevinirim.
Az önce anlatmaya çalıştığım olumsuzlukların yanında, pandemi süreci bizi farklı bir noktada çalışmaya sürükledi. Covid 19 sürecinde biliyorsunuz farklı firmalar tarafından aşı çalışmaları başlatıldı. Bunlardan biri de Biontech/Pfizer firmalarının ürettiği aşıydı. Bu aşının dolaşımı ve depolanması da -78 °C sıcaklık gerektiriyordu. Biz 2017 yılında Türkiye’nin aşı merkezi durumunda olan Ankara Halk Sağlığı Merkezi’nin soğuk depolarını yapmıştık. Bu tesis içinde de -80 °C sıcaklıkta 2 adet plazma deposu bulunuyordu. Bildiğimiz kadarıyla bu depolar Türkiye’deki bu şarttaki tek uygulamaydı. Bu tecrübemizi de kullanarak hızla AR-GE merkezimizde -78 °C depolar kurduk ve basına tanıttık. -78 °C sıcaklıktaki depolarımızı geçtiğimiz hafta iki farklı televizyon kanalında haberlere taşıdık. Bu çalışmamızın 2 farklı amacı var. Bunlardan birincisi, bu aşının Türkiye’ye gelmesi durumunda alt yapıyı hazır tutmaktı. Bunu aynı zamanda topluma karşı sorumluluğumuz olarak kabul ettik. Diğer taraftan da bu çalışmamızı dünyadaki diğer ülkelere taşımak ve sektör ihracatımızı arttırmayı planlıyoruz.
“ÜRETIM ALANIMIZI BÜYÜTÜYORUZ”
Önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz yeni yatırımlar, projeler ve hedeflerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Pandemi sürecinde dünyanın gelişmiş ülkelerindeki rakiplerimize karşı daha aktif olabildiğimizi fark ettik. Bir taraftan tedarik zorlukları, sınır önlemleri, seyahat zorlukları yaşarken, bu zorluklarla baş ederek Libya, Kenya, Zambiya, Türkmenistan gibi birçok ülkede endüstriyel soğutma projeleri gerçekleştirdik. Başarılarımız bizi daha çok ümitlendirdi. Şu anda üretim alanımızı büyütüyoruz. Önümüzdeki dönemde üretim ve teknoloji yatırımları ile hem ülkemizde hem de varlık gösterdiğimiz global pazarlarda konumuzda lider oyuncu olma çabalarımız devam edecektir.
Röportaj: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi