Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Ömer Fethi Gürer: Yemde sorun çözülmeden hayvancılıkta sıkıntılar bitmez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yem fiyatlarındaki önlenemeyen artışın hayvancılık sektörünü büyük ölçüde olumsuz yönde etkilediğini belirterek, maliyet artışlarının bu şekilde devam etmesi halinde kesime giden hayvanlarla ithalatın süreceğini söyledi. Geçen yıl tonu 1650 TL olan süt yemi fiyatlarının bu yıl 2 bin 330 TL’ye, 1550 TL olan besi yeminin ise 2 bin 200 TL’ye çıktığını belirten Gürer, “Aynı süre içinde besicinin sattığı et ve süt kontrol altında tutulurken  sadece yem fiyatlarına yüzde 65’e varan oranda zam geldi. Maliyet artışı gelirini karşılamayan yetiştiricinin dayanacak gücü kalmadı” dedi. 
 




Ã�mer Fethi GürerCumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaptığı açıklamada hayvancılık sektörünü  sorunlu kılan başta yem fiyatları olmak üzere sürekli artan maliyetlerin üreticiler açısından yarattığı mağduriyete dikkat çekti. 
 
"YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞ DURDURULAMIYOR" 
Yem fiyatlarında son 1 yıl içinde yüzde 65’e yakın oranlarda zam geldiğine dikkat çeken Gürer, “ 2020 yılının Haziran ayında fabrika çıkış fiyatı 1650 TL olan süt yemi fiyatı, bu yılın Ocak ayında 2240 TL’ye, Mart ayında ise 2 bin 330 TL’ye çıktı. Aynı şekilde geçen yılın Haziran ayında 1550 TL olan besi yeminin fabrika çıkış fiyatı bu yılın Ocak ayında 2 bin 50 TL’ye Mart ayında ise 2 bin 200 TL’ye yükseldi” dedi. 
 
"ÜRETİCİ YEMDEN ŞİKÂYETÇİ"
Yem fiyatlarındaki fiyat artışının besici ve süt üreticisini ciddi manada sıkıntıya soktuğunu ifade eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Besici etin kilosunu karkas olarak 38 liradan satıyor. Çiğ süt referans fiyatı 13 ay aradan sonra bu yılın Ocak ayından itibaren 2 lira 30 kuruştan, 2 lira 80 kuruşa çıktı ama toptan süt alıcıları 2 lira 60 kuruştan fazla ödeme yapmıyor. Yani 1.5 yılda çiğ sütün litre fiyatı 30 kuruş arttı. Sütteki fiyat artışı yüzde 15’e bile denk gelmezken, süt yeminin fiyatı yüzde 65 arttı. Pandemi sürecinin de getirdiği olumsuzluklar, süt üreticisini  sorunlu kıldı. Maliyet arttıkça besici,  hayvanına gerekli yem ve bakımı sağlayabilme kısmında zorlanıyor. Fransa’daki süt ineği sayısı bizim ülkemizin neredeyse yarısı kadar ancak bizim ürettiğimizden daha çok süt elde ediyorlar. Besi hayvanında da 300 kg et alınabilecek hayvandan 180-200 kg et alınabiliyor. Beslenme koşulları yem  fiyatı artıkça düşüyor.12 ay kapalı alanda beslenen hayvan yeterli ve doğru beslenmemesi verim kaybına da neden oluyor. Yem fiyatı artıkça besici yol ve yöntem arıyor. Bu dönemde patates de hayvan yemi oldu. Besicilik yapan ve yem için çare üretemeyenler, hayvanlarını kesime erken gönderiyor. Bu durumda hayvan açığı oluşuyor” diye konuştu.
 
"TÜKETİCİ NEDEN PAHALI ÜRÜN ALIYOR"
Süt inekçiliği ve besicilikte üreticilerin yem fiyatları ile  kazanamadığı, tüketicilerin ise yüksek fiyatla ürün almak zorunda kaldığı bir sistemin oluşturulduğuna da dikkat çeken Gürer, “Besici karkas etin kilogramını 38 liradan satıyor ama marketlerde et fiyatları  sürekli artıyor. Süt üreticisi 2 lira 60 kuruşa süt satarken, işlenmiş süt  elde edilen ürünlerin fiyatları aldı başını gidiyor. Üretici kazanamıyor, tüketici pahalıya ürün alıyor. Bu durumdan kim rant sağlıyor? ” ifadelerini kullandı. 
 
"PANCAR KÜSPESİ 220 TL’DEN SATILIYOR" 
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şeker fabrikalarının özelleştirilmeden önce fabrikaya ürün veren  üreticilere ücretsiz olarak dağıtılan pancar küspesinin tonunu bugün 220 TL’den satıyor olduğuna da dikkat çekerek, “Eskiden üretici şeker fabrikasına pancar verdiği zaman hayvan yemi olarak kullanılan küspeyi ücretsiz alabiliyordu. Özelleştirildikten sonra bir dönem 70 liradan satılmaya başlanan küspe bugün 220 liraya kadar çıktı. Saman, yonca, arpa fiyatları da sanayi yemi gibi sürekli artıyor. Ülkemizde karma yem üretiminde ithal hammadde oranı yıllara göre değişse de yüzde 45 aralığında oluyor.  Vitaminler, mineraller, enzimler gibi yem katkı maddeleri konusunda önemli ölçüde ithalata mecburuz. Yemlerde; buğday, arpa, mısır gibi hububatlar, soya ve küspesi, ayçiçek tohumu küspesi, pamuk tohumu küspesi   gibi yağlı tohumlar ithal ettiğimiz başlıca yem içerikleridir. Kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olsak bu ithalata da gerek kalmayacak ama ne yazık ki ithal yem ile hayvan besliyoruz. Çayır ve meralarımızın ıslah edilmesi de bu bağlamda çok önemlidir. Kaba yem üretimimizi artırılmalıyız. Karma ve kaba yemde  ithalat fiyatları doğrudan etkiliyor. Döviz artışı ile yem fiyatı artıyor ama döviz düşse bile yem fiyatı gerilemiyor. İthal yem ile oluşan fiyatlar besiciyi ödeme güçlüğü içine sokunca, çareyi hayvanını zamanından önce keserek borcunu ödemek zorunda bırakmaktadır. Bu döngü de hayvan ithalatını zorunlu kılmaktadır. Bu döngü de hayvan ithalatını zorunlu kılmaktadır. Besici ve tüketiciyi aynı anda korumanın yolu girdi fiyatlarını düşürmekten, aracılığı düzenlemekten, sorunları planlı biçimde çözmekten geçmektedir” diye konuştu.