Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Meyve suyu ihracatı 400 milyon doları aştı

Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri İpek İşbitiren, Türkiye’nin meyve suyu ihracatının 2021 yılnda %20 büyüdüğünü belirterek 400 milyon doların üzerinde gelir elde edildiğini açıkladı. İşbitiren, sektörde yaşanan son gelişmeleri Gıda Teknolojisi’ne anlattı.
 
Röportaj: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi
 




Meyve suyu görseliİpek Hanım, Türkiye’nin meyvecilik ve meyve suyu üretimi ve ticareti anlamında dünyadaki yerinden bahsederek, ülkemizde meyve suyu sektörünün genel yapısı ve Türkiye tarımı açısından önemi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Türkiye, iklim özellikleri ve coğrafi konumuyla dünyanın çok şanslı ülkelerinden biri. Dünya meyve üretiminde 5. sırada yer alıyoruz. Ürün grubu bazında ise; kiraz, incir ve kayısı üretiminde dünyada 1., ayva üretiminde 2., domates üretiminde 4., turunçgiller üretiminde 8. sırada yer alıyoruz (FAO). Ülkemizde meyve üretimi 2021 yılında bir önceki yıla göre %5,4 oranında artış göstermiş ve 25 milyon tona dayanmıştır. Meyve suyu endüstrisinde işlenen meyveler özelinde bakarsak bu miktar 17 milyon tonu bulmaktadır. Bunun 1,3 milyon tonu yani yaklaşık ’u meyve suyu endüstrisi tarafından satın alınmaktadır ve alternatifi olmayan bir sanayi olarak Türk meyvesine 4 ila 7 kat arasında değer katarak iç ve dış piyasalara sunmaktadır. Armut, ayva, böğürtlen, çilek, domates, erik, greyfurt, incir, karadut, karpuz, limon, mandalina, pancar, sarı havuç işlenen diğer meyvelerdir. Meyve çeşitliliği ülkemizin en büyük yapısal avantajıdır ve endüstrimiz Türkiye’nin bu ayrıcalıklı ürün mozaiğine hak ettiği değeri verme azmindedir.
 
“SEKTÖRÜMÜZ 1 MİLYON ÇİFTÇİYE GELİR SAĞLIYOR”
Meyve suyu endüstrisi ülkemizin dört bir yanındaki 1 milyon çiftçi ve ailesine güvenli gelir kaynağı fırsatı sunarak kırsal kalkınmaya yarar sağlamaktadır. Yönetim ofisleri ve üretim tesisleriyle Türkiye’nin dört bir yanına yayılan endüstrimiz, 18 ilde 41 fabrikayla faaliyet sürdürmektedir. (Adana, Mersin, Isparta, Niğde, Çanakkale, İzmir, Aydın’ın yanı sıra Erzincan, Batman vb.) Dönemsel ihtiyaçlara da paralel olarak 60 ila 100 bin kişi arasında değişen bir istihdam hacmi ortaya koymaktadır. Sektörün tüm birimlerdeki eğitimli insan profili fark yaratmaktadır. Kadın istihdamında ön sıralarda yer almaktadır. Öte yandan, yıllık 5 milyon dolara varan düzeyde Ar-Ge yatırımları da endüstrimizin diğer bir katma değer alanı olarak öne çıkmaktadır. 
 
Endüstrimizin temel hedefi, tüketimin ve ihracatın artacağı ön görüsüyle halihazırda yüzde 10 düzeyine yaklaşmakta olan meyve işleme hacmini kademeli olarak yüzde 20’ler, hatta 30’lar seviyesine çıkarıp ihracat, istihdam ve yatırımda büyüyerek, ülkemiz ekonomisine ve ürünümüz olan meyve suyuyla toplum beslenmesine yararlarımızı daha da artırmaktır.
 
“İKLİM KRİZİ VERİMLİLİKTE DÜŞÜŞ, MALİYETLERDE İSE ARTIŞ DEMEK"
Geçtiğimiz yıl ülkemizde yaşanan kuraklık tarım ürünlerinin üretiminde rekolte kayıplarının yaşanmasına neden oldu. Bu durum meyve üretimini nasıl etkiledi, üretilen meyve miktarı nedir, sektör açısından hammadde tedarikinde bir sıkıntı yaşandı mı? 
Küresel iklim değişikliği Türkiye’de de etkisini göstermeye başladı, aslında bu yeni bir durum değil. Ancak yaygın şekilde fark edilir hale geldi ve şiddetini gün geçtikçe artıracağı da yadsınamaz bir gerçektir. Meyve üretiminde yaşanan düşüşler meyve suyu endüstrisine etkisini verimlilikte düşüş ve maliyetlerde artış olarak göstermektedir. Meyvecilikte ekolojik faktörler çok önemlidir. Bir meyve ağacının verimli hale gelmesi beş seneyi geçebilmektedir. Meyvecilik doğası gereği sabır gerektiren, uzun vadeli planlama ve çok iyi tahmin gerektiren bir faaliyettir. Öte yandan, sadece Türkiye’nin değil dünya meyve üreticisi ülkelerin gidişatlarını da analiz etmek isabetli üretim için elzemdir. Dolayısıyla meyve suyu endüstrisi bu tahmin ve planlama çalışmalarını fabrika kapısından değil, meyvenin ekiminden itibaren yönetmektedir. Çiftçi ile her daim yakın temasta hareket etmektedir.
 
Geride bıraktığımız yıl sanayide ne kadar meyve işlendi, en çok işlenen meyveler ve miktarları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Meyve suyu endüstrisi yıllık ortalama 1,3 milyon ton meyve almakta, işlemekte ve yurt içi ile yurt dışından gelen talepleri karşılamaktadır. İhracat tarafı için elma ağırlıklı olmak üzere -ki toplamın yarısı diyebiliriz- nar, portakal, vişne, kiraz işlenmektedir. İç piyasa tarafında ise tüketicinin tercihine uygun olarak şeftali, kayısı ve vişne yoğun olarak işlenmektedir.
 
Ä°pek Ä°Å�bitiren“120’DEN FAZLA ÜLKEYE İHRACAT YAPIYORUZ”
2021 yılında Türkiye kaç ülkeye ne kadarlık meyve suyu ihracatı gerçekleştirdi? İhracatta etkili olunan pazarlar ve ürünlerden söz edebilir misiniz? Bu yılın sonunda meyve suyu ihracatında hedefler neler?
Dünya meyve suyu ihracatı Trademap verisine göre 2017’de 15,4 milyar dolar seviyesindeyken, 2020 yılında 14 milyar dolar olarak gerçekleşti, yani bir önceki seneye göre %9,4’lük düşüş yaşandı. Brezilya’da %24’lük ciddi bir düşüş görüldü. TÜİK ÖTS verilerine göre Türkiye meyve suyu ihracatında 2021 yılında bir önceki yıla göre %20 kadar büyüme başarısına ulaşıldı, yani 260 bin tonu ve 400 milyon doları geçti. Türkiye dünya sıralamasında 12. sırada yer almaktadır. Türk ihracatçısı 120’den fazla ülkeye erişim sağlamaktadır. İhracata giden ürünlerin çoğunluğu meyve suyu konsantresi / püresi olsa da Türk markalarının aynı iç pazarda olduğu gibi yabancı pazarlarda da tüketiciye yönelik pazarlama yatırımlarını artırması, oradaki tüketicinin trendlerini esas almasıyla markalı ürün ihracatı da her geçen gün artmaktadır. Tahmin edebileceğiniz üzere bunlar orta ve uzun vadeli vizyon, strateji ve finansman gücü gerektiren yatırımlardır. Ülkemizin de vizyonu doğrultusunda ihracatta katma değer yaratma hedefinde sektörün emin adımlarla ilerlediğini vurgulamak isteriz.
 
Pazarlara bakarsak her birinin kendine göre özelliklerinin yanı sıra pandemi koşullarına karşı aldıkları tedbirler, navlun ve lojistikte yaşanan bölgesel sıkıntılar farklı sonuçlar getirdi. İhracatta ABD her zamanki gibi başı çekiyor. 2021’de %52’lik bir büyümeyle 131,5 milyon dolara ulaştık. Avrupa ülkelerinde Hollanda’da %32’lik büyümeyle 42,6 milyon dolara eriştik. Güney Kore ve İngiltere ise 2021’de daralma yaşanan pazarlar olmakla birlikte pandemi koşullarının negatif etkilerinin hafiflemesiyle geçmiş yılların büyüme seyrinin yeniden yakalanacağına inanıyoruz.
 
Ürün çeşitlerine gelirsek ihracatta başı çeken %55’lik payıyla elmadır. Geriye kalan kısımla Türkiye’nin meyve deseni zenginliğinin de avantajı sayesinde çok çeşit meyve çeşidini içeriyor. Bunların başında nar, vişne, kiraz, portakal gelmektedir. Armut, ayva, böğürtlen, çilek, domates, erik, greyfurt, incir, karadut, karpuz, limon, mandalina, pancar, sarı havuç, işlenen diğer meyvelerdir. Öte yandan vitamin ve mineral zengini siyah havuç da doğal renklendirici özelliğiyle gıda dışında tekstil, ilaç gibi farklı sanayilerde de talep görmektedir. Ereğli için coğrafi işareti de bulunan Türk siyah havucu botanik özellikleri bakımından dünyada benzeri olmayan bir özelliğe sahiptir. Ortalama %95’lerde seyreden dış ticaret fazlası da endüstrisinin ekonomiye yarar yönünün somut göstergesidir ve bu oranı koruyarak büyümeyi geçti.
 
Rusya ve Ukrayna savaşı ülkemiz meyve suyu ihracatını nasıl etkileyecek? 
Öncelikle ticaretin etkilenmesinden öte her iki ülke arasında böyle kabul edilemez bir gelişmenin yaşanmasından derin üzüntü duyuyor ve bir an önce barışa ulaşılmasını temenni ediyoruz. Rusya’ya ihracatımız 2019 yılında 2,7 milyon dolar iken bu rakam 2020’de 4,2 milyon dolar, 2021’de ise 3,4 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu sene Ocak ayında gerçekleşen ihracat 435 bin dolar iken geçen sene 191 bin dolarlık ihracat sağlandı. Ukrayna’da ise 1 milyon dolar ihracat hacmine henüz geçen sene ulaştık. Geçen sene Ocak atında 88 bin dolarlık ihracat bu senenin aynı ayında 109 bin dolar olarak gerçekleşti. Barışın bir an önce sağlanması sonrası ihracatın artış seyrinin yeniden yakalamasını ümit ediyoruz.
 
“ŞEKER TEDARİĞİNDE CİDDİ SORUNLAR VAR”
Geçtiğimiz aylarda sanayide yaşanan enerji kısıtlamaları ve şeker tedarikinde yaşanan sorunlar meyve suyu sanayini nasıl etkiledi? Firmalar bu dönemi nasıl atlattı? 
Enerji ve elektrikte yaşanan sorunlar elbette meyve suyu sanayi için de sıkıntılı oldu. Ancak sanayinin alternatif enerji yatırımları bulunması, yerel yönetimlere destek olmak adına iş birliği yapması, ihtiyacının ötesinde talepte bulunmaması, birbiriyle güç birliği içinde olması ve sıkıntıların yaşandığı dönemin nispeten sezon dışı olması sorunların bertaraf edilmesinde rol oynadı. Şeker tedariğindeki ciddi sorunlar maalesef meyve suyu endüstrisini de çok etkiliyor. Kısa zamanda çözülmesini temenni ediyoruz, aksi takdirde kısa dönemli çözümlerin de faydasının olamayacağı durumların yaşanabilmesi kaçınılmaz gözükmektedir.
 
MEYED’İN SEKTÖRE YÖNELİK REÇETESİ
Türkiye’de meyve suyu sektöründe yaşanan başlıca sorunları ve çözüm önerilerinizi kısaca maddeler halinde aktarabilir misiniz?
 
· Endüstri özelinde bakarsak sanayide kullanılan ham maddenin neredeyse 0’ünün Türk meyvesi olması, tarıma dayalı sanayi kimliğinden ötürü tarımın yapısal sorunlarının giderilmesi ve sanayiye yönelik ham madde üretiminin hayata geçirilmesi sürdürülebilir tarım ve üretim için elzemdir. 
 
· 2018’den bu yana uygulanan ’luk ÖTV’nin fiyat hassasiyeti olan tüketici tarafındaki olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi adına kaldırılması iç pazarın yarıdan fazlasını oluşturan meyve nektarı tüketimini direkt olarak olumlu etkileyeceğinden ham madde alımlarına pozitif etki sağlayacak, tüketicinin beslenme yararı olan ürüne erişimi kolaylaşacaktır. Yine vergilendirme tarafında devreden KDV yükünün optimum seviyeye çekilebilmesi finansman gücüne olumlu yansıyacaktır.
 
· Lisanslı depoculuğun meyve suyu endüstrisi için de tanımlı hale getirilmesi finansman avantajı sağlayacağından endüstriye yatırımın devamına büyük katkı verecektir.
 
· Meyve suyu endüstrisinin finansman gücüne verilecek her türlü destek sanayici tarafından meyvecilik ve fabrika yatırımlarıyla sürdürülebilir kırsal kalkınmaya ve çiftçiye geri dönmesi üzerine kurgulanmaktadır.
 
· Tarımsal üretimin genel yapısal sorunlarının çözülmesi, girdi maliyetlerinde bir istikrar sağlanması ve en önemlisi tüm tarımsal üretim ve ticaret sisteminin veriye dayalı olarak öngörülebilirliğinin artırılması ekosistemin tüm paydaşlarının sürdürülebilir başarısı için kritiktir. İklim krizi, iklim değişikliği ne dersek diyelim bu gerçeğin yansımaları ve uzantısı niteliğinde Yeşil Mutabakat tüm dünyayı belli bir sisteme ve disipline tabi olmayı gün be gün mecbur kılmaktadır. Bunlar ancak ve ancak kamu, özel sektör, akademi, STK ve hatta tüketicinin katkısıyla gerçekleştirilebilecektir. Meyve suyu endüstrisi de bu alanda sorumluluğunu bilmekte ve tüm paydaşları ile iş birliklerini şirketlerin yanı sıra MEYED çatısı altında bu yönde yürütmektedir.
 
 
"PANDEMİ MEYVE SUYUNUN TRENDİNİ YÜKSELTTİ"
Dünyayı 2 yıldır etkileyen Covid-19 pandemisinin beslenmeye verilen önemi her şeyin önüne geçirdiğini anlatan İpek İşbitiren, gelir düzeyi ne olursa olsun insanların sağlıklarını korumak adına tüketim ve satın alma tercihlerini gözden geçirdiklerine dikkat çekti. Meyve suyunun, meyvenin yararına en yakın içecek olması özelliğinin bu dönemde çok daha iyi idrak edildiğini ve tercih sebebi olduğunu belirten İşbitiren, “Vitamin, lif, antioksidan, mineral özellikleri meyve suyunun yeterli ve dengeli beslenmedeki yerini kuvvetlendirdi. Diğer yandan tüketicinin güvenli gıda arayışında izlenebilirliğe verdiği önemle paralel olarak ambalajlı gıdanın önemi pekişmiş oldu. Türk meyve suyu endüstrisinin izlenebilirlikte sağladığı sistem dünya çapında ihracatını yaygınlaştırmasında çok etkili olmaktadır” diye konuştu.