Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Ambalaj ihracatında yıl sonu hedefi 7,5 milyar dolar

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sarıbekir, 2022 sonunda Türkiye’nin ambalaj ihracatının 7,5 milyar dolar olmasını öngördüklerini belirtiyor.
 
Röportaj: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi
 




Market alıÅ�veriÅ�iSayın Sarıbekir, elinizdeki son veriler ışığında Türkiye ambalaj sektörünün genel durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? 
Türkiye ambalaj sanayinin üretimi 2020’de yaklaşık 10,3 milyon ton olarak gerçekleşti. Sektörümüzün cirosu ise 25 milyar dolar oldu. Geçtiğimiz yıl bu değerde bir üretim aslında en az 440 milyar dolar civarındaki bir ekonomi anlamına geliyor. Malzeme gruplarına göre 2020 yılı üretim verileri incelendiğinde; plastik ambalaj %36 ile ilk sırada yer alırken, onu %28 ile oluklu mukavva, ile cam ambalaj, %7 ile karton ambalaj, %5 ile ahşap ambalaj, %5 ile metal ambalaj ve %1 ile kağıt ambalaj takip etti. Dünyada en büyük ambalaj tüketicisi 2018 yılı verilerine göre 140 milyar dolar ve %3’lük büyüme oranıyla ABD’dir. İkinci sırada 100 milyar dolar ciroyla yer alan Çin’in büyüme oranı ’dur. Çin, kısa bir süre sonra ABD’yi geçerek dünyadaki en büyük ambalaj tüketicisi olacaktır. Türkiye, 25 milyar dolar büyüklükle Avrupa’da 6. sırada, dünyada ise 16. sırada yer alıyor. Sektör cirosu olarak yakın ülkeler ise nüfus avantajına sahip olan Hindistan, Brezilya ve Rusya Federasyonu’dur. 
 
“2021 İHRACATIMIZ 6,5 MİLYAR DOLAR”
Türkiye kaç ülkeye ne kadarlık ambalaj ihracatı gerçekleştirdi? Etkili olduğumuz ve odaklandığımız pazarlar hakkında bilgi paylaşabilir misiniz? Yıl sonunda ihracatta hedefler neler?
2021 yılının Ocak-Haziran dönemine baktığımızda, Türkiye ambalaj sektörü 3 milyar 44 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek 1 milyar 222 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi ve bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar olarak yüzde 6, değer olarak ise yüzde 26 artış yakaladı. Yılı ise yüzde 26 değer artışıyla 6,5 milyar dolar ihracatla kapattı. En fazla ihracat yapılan ilk üç ülke sırasıyla Birleşik Krallık, Almanya ve Irak oldu. Bu ülkeleri ABD, İsrail, İtalya, Fransa, Hollanda, Mısır ve İran takip etti. Plastik ambalaj grubu 2021 ihracatının yüzde 66'sını oluşturdu. Kağıt/karton ambalajlar yüzde 23 pay sahibi olurken, metal ambalaj grubu yüzde 7, cam ambalaj yüzde 3, ahşap ambalaj yüzde 1 pay sahibi oldu. Daha çok ülkeye ambalaj satmayı, pazar sayımızı artırarak ürettiğimizin en az yarısını ihraç etmeyi hedefliyoruz. Ticaret Bakanlığımızın küresel ekonomideki ve siyasi konjonktürdeki gelişmeler çerçevesinde belirlediği ve desteklediği ülkeleri sektör olarak biz de önceliklendiriyoruz. Bu ülkeler arasında yer alan Güney Afrika Cumhuriyeti ile Kuzey ve Güney Amerika ülkeleriyle ticari ilişkilerimizi artırmaya odaklanıyoruz. 2022 yıl sonunda ihracat beklentimiz 7,5 milyar dolar. 
 
Türkiye ne kadarlık ambalaj ithalatı gerçekleştiriyor? İthalatta öne çıkan ülkeler ve ürünlerden bahsedebilir misiniz?
Ambalaj ithalatı 2021 yılında bir önceki yıla göre göre miktar olarak %7, değer olarak %22 arttı. Ambalaj sektörü ithalat 2021 yılında miktar olarak 1,85 milyon ton, değer olarak ise 3,8 milyar dolar oldu. Ambalaj türüne göre genel toplamlara baktığımızda plastik ambalaj ithalatı değer olarak yüzde 54, kağıt/karton ambalaj ithalatı ise değer olarak yüzde 37 oldu. 2021 yılında değer bazında en çok ambalaj ithalatı yapılan ilk 5 ülkenin Almanya, Çin, İtalya, Güney Kore ve Fransa olduğu görüldü. Türkiye ambalaj sektörü 2021 yılında 2,7 milyar dolar dış ticaret fazlası vererek cari açığa pozitif katkı sunmaya devam ediyor.
 
Zeki Sarıbekir“PANDEMİDE AMBALAJLI ÜRÜNLERE YÖNELİM ARTTI”
Ülkemizde ambalajlı gıda ve içecek ürünleri tüketimi ne miktarda? Ambalajlı gıda tüketimi gelişmiş ülkelerde ne yönde? Ambalajlı gıda tüketimini etkileyen etmenlerden bahsedebilir misiniz?
Her zaman söylediğimiz gibi satın aldığınız ürünün ambalajı onun güvencesidir ve her ürün ambalaja girmeli. Ambalajın üzerindeki etikette içerdiği ürünün besin değeri, ürünün miktarı, son tüketim tarihi, üretici adres bilgileri; yani ürünün muhteviyatıyla nerede ve kim tarafından üretildiğini içeren tüm bilgiler bulunur. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre 2017 yılında 7,53 milyara ulaşan dünya nüfusu hesaplandığında, kişi başı ambalaj tüketimi ortalama 118 dolar oldu. Bu rakam Kuzey Amerika ve Kanada’da 440 dolar iken Batı Avrupa’da 365 dolar. Bu rakamın en yüksek olduğu ülke ise 516 dolarla Japonya’dır.
 
Türkiye’de 2020’de kişi başı ambalaj tüketimi 298 dolar. Bir önceki yıla göre 26 dolarlık bir artış var. 2020’de yıllık kişi başı plastik ambalaj tüketimi 170,5 dolar la ilk sırada yer alırken; oluklu mukavva 61,7, metal ambalaj 25,1, cam ambalaj 18,2, karton ambalaj 15,5, ahşap ambalaj 5,2 ve kağıt ambalaj 1,8 dolar oldu. Pandemi sürecinde ambalajsız ürünlerden ambalajlı ürünlere doğru büyük bir geçiş oldu. Halkımız artık ambalajlı ürün almaya yöneldi. İnsan sağlığını çevresel risklerden uzak tutan ve koruyan ambalajlı gıdaların önemi bu dönemde bir kez daha ortaya çıktı.
 
“ÜRETİMİMİZİN EN AZ YARISINI YURT DIŞINA SATMALIYIZ”
28 Şubat’ta başlayan Rusya – Ukrayna savaşının ülkemiz ambalaj sektörüne etkileri neler oldu? Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması’nın ambalaj sanayine yansımaları ne yönde olabilir? 
Savaş sektörümüze hammadde sıkıntısı olarak yansıyor. Sadece iç piyasaya üretim yapıp sıkıntı yaşayanlara hep 'ihracat, ihracat, ihracat' dedim. Şirketlerimiz ileriye gidecekse ihracatla gidebilir. Artık hammaddeye yatırım yapmamız gerekiyor. Üretimimizin en az yüzde 50’si ihracat olmalı. Yeni açılımlar ülkemizin lojistik konumundan gelen güçle bizim sektörümüze de olumlu yansıyacak. Önümüzdeki en büyük fırsat ise önce pandemi ve sonra savaş nedeniyle ülkemize doğru oluşan tedarik zincirlerinin sürdürülebilir kılınması.
 
Türkiye’de yüksek seyreden döviz kuru özellikle ambalaj üretimi için gerekli olan ham maddelerin tedariğinde üreticileri zorluyor. Hangi ham maddelerin tedariğinde sorun yaşanıyor? Bu durum ambalaj sanayinin üretimini nasıl etkiliyor? 
Sektörümüzde plastik başta olmak üzere ambalaj malzemelerinin hammaddeleri ağırlıklı olarak yurtdışından temin ediliyor. Hammadde fiyatları tüm dünyada olduğu gibi bize de yansıyor ve sanayicimiz eninde sonunda yaşanan artışı hem yurt içi hem de yurt dışı piyasaya yansıtmak zorunda kalıyor. En önemli hammadde kaynaklarımızdan biri de geri dönüştürülebilir atıklar. Ülkemiz ekonomisine ve çevreye katkıda bulunmak için ambalajın geri dönüşümü oldukça önemli. Sürdürülebilirlik çerçevesinde dünya sıfır atık yönetimine odaklanmış durumda. Döngüsel ekonomiye katkı ve kaliteli geri dönüşüm “sıfır atık yönetim sistemi” ile geliştirilmek isteniyor. Bu sistem 2019’dan beri gündemimizdedir. Yerel ve mahalli idareler “sıfır atık yönetim sistemi” çerçevesinde tüm binalarda az ikili ayırma sistemiyle atıkların kaynağında ayrılmasından sorumlu. Ambalaj atıkları gibi tehlikesiz nitelikteki geri kazanılabilir kağıt, cam, metal, plastik atıklar diğer atıklardan farklı biriktirme ekipmanında biriktirilip, ayrı olarak toplanacaktır. Bizim sektörümüzü doğrudan ilgilendiren bir konudur. 
 
Atıklar kaynağında ayrı biriktirilerek ve yerel yönetimler tarafından ayrı ayrı toplanarak kaliteli geri dönüşüm sağlanabilir. Biz de ASD olarak bilinçlendirme çalışmalarımızı farklı projelerle sürdürüyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki yerel yönetimlerle birlikte ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması ve geri dönüşümü konusuna özel projeler gerçekleştiriyoruz.
 
2022’in sonu ve sonraki yıllara ilişkin olarak Türkiye ambalaj sektörünün hedeflerini bizimle paylaşabilir misiniz? 
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılında Türkiye ambalaj sektörünün pazar büyüklüğünü 25 milyar dolardan 30 milyar dolara; kişi başı tüketimi 298 dolardan 380 dolara; ihracatını ise 8 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. 2030 sektör büyüklüğümüz için hedefimizi 50 milyar dolar; ihracat hedefimizi ise 20 milyar dolar olarak belirledik.
 
“TÜRKİYE PETROKİMYA GİRİŞİM GRUBU KURULMALI”
Ambalaj sektöründe yaşanan sorunların çözümüne yönelik hammadde üretimi için büyük yatırımlara destek verilmesi gerektiğine dikkat çeken Zeki Sarıbekir, “Hammadde üretimine ağırlık verecek bu tür yatırımların üreticilerin maliyetlerini de uzun vadede indireceğini ve ihracat hızını artıracağını düşünüyoruz. Bunun için Türkiye Petrokimya Girişim Grubu kurulmalı. Bu sayede yüksek katma değerli ürünler üretip uluslararası arenada daha rekabetçi bir yapıya sahip olabiliriz. Ambalaj sektöründe karşılaştığımız en büyük sorunlardan biri de ara eleman ve teknik personel sıkıntısı. Bu kapsamda mesleki eğitimin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Devletimizin planlamalarının yanı sıra İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “Meslek Lisesi memleket meselesi” diyerek konuya dikkat çektiği üzere, kalifiye ara eleman sorununun çözümü mesleki eğitimlerin kalitesinin artırılmasında yatıyor. Ayrıca, yetişmiş eleman sorunumuzu çözebilmek için sektör içerisinde yer alan her işletmemiz elini taşın altına koyarak hareket etmeli” diyor.