Uzmanlar uyarıyor: "Böyle giderse et fiyatları altınla yarışacak"
27/12/2022 - 18:35:00
Türkiye’de yüksek seyreden kırmızı et fiyatları tartışmaları ve belirsizlikleri de beraberinde getiriyor. Sektör temsilcileri ve uzmanların önemli bir bölümü hayvanların kesime gönderilmesi nedeniyle yakın zamanda et fiyatlarının aşırı yükseleceğini iddia ediyor.
Haber: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi
TÜİK verilerine göre Türkiye’de son 5 yılda kırmızı et üretimi %35,5 arttı. 2020 yılında 1 milyon 785 bin 952 ton olan kırmızı et üretimi, 2021 yılında %9,3 artarak 1 milyon 952 bin 38 ton olarak gerçekleşti. Üretilen kırmızı etin %75’ini sığır eti, %20’sini koyun eti, %5’ini ise keçi eti oluşturuyor. Dünyada yaşanan Covid-19 pandemisi ve ardından gelen küresel ekonomik daralma ve bu arada yaşanan Rusya – Ukrayna savaşı, tüm ülkeleri ve buna bağlı olarak tüm sektörleri etkiledi. Türkiye’de kırmızı et sektörü de tüm bu gelişmelerden olumsuz yönde etkilendi.
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği’nden (SETBİR) alınan verilere göre ülkemizde son bir yılda enerji fiyatları 4, hayvan yemi fiyatları 6, tarımsal ilaç fiyatları 1, gübre fiyatları %227 ve tarımsal girdi fiyat endeksi 2 arttı. Yaşanan bu artışlar, tarımsal üretim maliyetlerini önemli ölçüde artırdı. Tarımsal üretim maliyetlerindeki artış, gıda sanayi üretim maliyetlerine ve buna bağlı olarak tüketici fiyatlarına yansıyor.
23 kg kırmızı et tüketiyoruz
Türkiye’de kişi başı toplam et tüketimi 50 kg olup, bunun 23 kg’ını kırmızı et, yaklaşık 21 kg’ını kanatlı eti ve 5 – 6 kg’ını ise balık eti oluşturuyor. Dünya ortalamasına bakıldığında ise kişi başına düşen et tüketimi 45 kg olup, bunun yaklaşık 13 kg’ını büyükbaş ve küçükbaş eti, 14 kg’ını domuz eti ve 18 kg’ını ise kanatlı eti oluşturuyor. Avrupa Birliği’nde kişi başına ortalama sığır eti tüketimi 14,5 kg, kuzu eti tüketimi 1,6 kg, domuz eti tüketimi 42,2 kg, kanatlı eti tüketimi ise 27,3 kg seviyesinde seyrederken; ABD’de ise kişi başı sığır eti tüketimi 38,2 kg, kuzu eti tüketimi 0,6 kg, domuz eti tüketimi 29,3 kg, kanatlı eti tüketimi ise 58,9 kg civarında.
İsa Coşkun: “Alım gücü kırmızı et tüketimini olumsuz etkiliyor”
SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı İsa Coşkun, Türkiye’de kırmızı et tüketimini etkileyen en önemli faktörün alım gücü olduğunu belirterek, tüketicilerin tercihlerine göre de tüketilen etin türünün değiştiğini söyledi. TÜİK’in tüketici fiyatları endeksinde kapsanan maddelerin fiyatlarını Nisan ayından beri açıklamadığını ve ana gruplar baz alınarak açıklandığını anlatan Coşkun, “Ancak et ve et ürünlerine bakıldığında son iki yılda et ürünleri fiyatlarındaki artışınr (TÜFE madde fiyatları) %60 ile 0 aralığında olduğu söylenebilir. Ayrıca karkas etin maliyetindeki artışa bakacak olursak temel girdi maliyetlerindeki artışın oldukça altındadır” dedi.
Son iki yıl içerisinde dünyada yaşanan pandemi koşullarının getirdiği olumsuz ticari ve ekonomik etkilerin yanında ham madde, ambalaj, enerji ve nakliye maliyetleri orijin fiyatlardaki ve kur artışlarına bağlı olarak yükseldiğini açıklayan Coşkun, “Rusya-Ukrayna savaşıyla bu durum daha da fazla tetiklenmiş olup, tüm gıda ürünlerinin üretiminde maliyet artışlarına sebep olmuştur. Çiğ süt üretim maliyetlerinde yaşanan artışa karşılık, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği çiğ süt referans fiyatındaki artışın bir süre yetersiz kalması, inek kesimlerini artırmış, bu durum süt üretiminde düşüşe sebep olmuştur. Öte yandan besi maliyetlerindeki artışın, talebin az olması nedeniyle kırmızı et fiyatlarına yeterince yansıtılamadığı görülmektedir” diye konuştu.
“Yemde dışa bağımlılık artıyor”
Türkiye’de yem ham maddelerinde ithal ürünlerin oranının her geçen yıl arttığına dikkat çeken İsa Coşkun, “Karma yem üretimi son 20 yılda yaklaşık dört kat artarak 26 milyon tonu geçmiştir ancak bitkisel üretimimiz bu artışı karşılayabilecek seviyede artmamıştır. Bunun sonucunda yem sanayimiz üretimini %45 oranında ithal yem ham maddelerine dayalı olarak sürdürmektedir. İthal ürünlere bağımlılığımızın fazla olması, yem ham madde temini ve fiyatları konusunda sorunları beraberinde getirmektedir” ifadelerini kullandı.
Et fiyatlarının yüksek olması yıllardır tartışılan ithalat konusunu akıllara getiriyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı İsa Coşkun sözlerini şöyle sürdürdü: “Maliyet artışları nedeniyle, besi sektöründe üretim kapasiteleri düşmektedir. Dolar kuru artışı, besilik hayvan ithalatında daralmaya yol açmıştır. Döviz kurlarında yaşanan artışlardan dolayı hayvan ithalatı yapılması, besilik materyal alımı, çiftliklerin sürü yenilemesi ve yeni yatırım girişimleri de giderek zorlaşmaktadır. SETBİR olarak gerekli olduğu durumlarda ithalatın iç piyasadaki üreticilerimizi koruyacak şekilde sadece besilik olarak yapılması gerektiğini, karkas et veya kesimlik canlı hayvan getirilmesinin uygun olmadığını düşünüyoruz.”
Sencer Solakoğlu: “Yakında eti %30 - 40 daha pahalı yemeye başlayacağız”
Tüm Süt, Et ve Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu, gıda fiyatlarının maliyetler nedeniyle arttığına değinerek; “Gıda fiyatlarında devletin kontrol edebileceği iki ürün var. Bunlardan birisi et diğeri ise süt” dedi. Çalışmaların şu anda serbest piyasa ekonomisi esaslarına göre yapıldığını vurgulayan Solakoğlu, “Süt arzı çok düşük olduğu için fiyatlar afaki şekilde artmaya devam edecek. Çiftçi kalmadı. Et için de aynı şey yolda. Yakında eti %30 ve %40 daha pahalı yemeye başlayacağız" diye konuştu.
Cumhuriyet TV'de yayımlanan Ebru Birçak Edebali ile Günaydın programında üretici enflasyonunu değerlendiren Sencer Solakoğlu,“Şu anda çiftçiler maliyetinin altında hayvanlarını kestikleri halde et fiyatları burada” diyen Solakoğlu, “Şimdi Avrupa'daki et fiyatlarına ya da yakın coğrafyamızdaki et fiyatlarına baktığımız zaman bizim üzerimizde. Dolayısıyla, onlardan yapılan ithalatın sonucunda ete de yüzde 30 bir daha zam gelecek. Bizim düşüncemiz 100 lira olan kemikli et fiyatının (Çiftçiden çıkış olarak söylüyorum), yaklaşık 130-140 bantlarına çıkacağını öngörebiliyoruz. Ne zaman çıkacak? Asgari ücrete zam geldikten sonra çıkacak" açıklamasında bulundu.
Okan Gaytancıoğlu: “Peynir fiyatları et fiyatlarıyla yarışmaya başladı”
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ise, süt ineklerinin kesime gönderilmesi nedeniyle yakın zamanda et fiyatlarının altın fiyatlarıyla yarışacağını savundu. Gaytancıoğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, daha önce ekmek, ayçiçeği, nohut, mercimek ve süt başta olmak üzere, birçok gıda ürününde fiyatların artacağı yönünde yaptığı uyarılar konusunda maalesef haklı çıktığını söyledi. Hayvanların kesime gönderilmesi nedeniyle yakın zamanda et fiyatlarının da aşırı yükseleceğini iddia eden Gaytancıoğlu, şunları kaydetti: "Şimdi de 'böyle giderse et fiyatları altınla yarışacak' uyarısı yapıyorum. Çünkü ilk sinyaller gelmeye başladı. Peynir fiyatları et fiyatlarıyla yarışmaya başladı. Çünkü süt inekleri süratle kesilmeye başlandı. İnek kesimleri nasılsa bitecek, o zaman ne olacak? Et fiyatları altınla yarışacak. Bugün 1 gram altınla aşağı yukarı 5 kilogram et alabilirsiniz ama iddia ediyorum öyle bir gün gelecek ki 1 gram altınla ancak 2,5 kilogram kıyma veya et alabileceğiz."
BEYAZ ET SÖKTÜRÜNDE GÜNDEM YEM VE GİRDİ MALİYETLERİ
Beyaz et dünya nüfusunun hızla arttığı günümüzde kırmızı etin en önemli alternatifi konumunda. Bugün itibariyle beyaz et yüksek protein kaynağı olması sebebiyle birçok ülkede ilk sıralarda tercih edilen bir besin kaynağı olup tüketimi de her geçen yıl artıyor. Bu durum rakamlara da yansıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve OECD verilerine göre dünyada son 20 yılda kanatlı eti üretimi 2 kat artarak 132 milyon tona ulaştı. Veriler dünya genelinde tavuk etinin ilk sırada tüketilen et türü olduğunu ve bu trendin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği yönünde. Ancak 2020 yılında, Covid-19 pandemisi nedeniyle restoran gibi toplu gıda hizmeti veren yerlerin kapanması, belirli üretim prosedürlerinin uygulamaya konması ve kuş gribi salgını, beklenenden daha düşük bir büyüme gerçekleşmesine neden oldu.
Türkiye’de 2000’li yılların başında 9-10 kg olan beyaz et tüketimi günümüz itibariyle 21 kg civarına kadar yükseldi. Kanatlı sektöründe yem ve girdi maliyetleri üreticileri zorlayan en önemli sorunlar olarak öne çıkıyor. Sektörde kullanılan yemlerin ana girdisini soya ve mısır oluşturuyor. Özellikle Türkiye’de yeterli üretimi yapılamayan soyanın yurt dışından ithal edilmesi sektörün küresel risklere ve fiyat artışlarına karşı kırılganlığını artırıyor. Hayvan sağlığında yaşanan sorunlar da sektörün hassas noktalarından biri olarak önem teşkil ediyor.
Naci Kaplan: “İlk 10 ayda 577,3 bin ton beyaz et ihracatı yapıldı”
İstanbul Ticaret Borsası ve Güvenilir Ürün Platformu’nun 15 Aralık Perşembe günü online olarak gerçekleştirdikleri “Beyaz Et Sektörü” konulu toplantıda konuşan BESD BİR Yönetim Kurulu Başkanı Naci Kaplan, Türkiye’de beyaz et sektörünün yıllık cirosunun 5,5 milyar dolara ulaştığını, sektörde doğrudan ve dolaylı olarak 3 milyon kişinin çalıştığıını açıkladı. Türkiye’nin beyaz et üretiminde dünyada 10. sırada bulunduğunu belirten Kaplan, “Ülkemiz 2021 yılında bir önceki yıla göre %5 artışla 2,3 milyon ton beyaz et üretimi gerçekleştirdi. Bu üretimin %98’ini piliç eti, %2’lik kısmını ise hindi eti oluşturmaktadır. Beyaz et sektörümüzün 2021 yılındaki ihracatı 632 bin tonu bularak, bir önceki yıla göre yüzde 17,3 artış gösterdi. İhracat, 2020'de 539 bin ton, 2019'da 503 bin ton, 2018'de 506 bin ton ve 2017'de 441 bin ton olarak gerçekleşmişti. Beyaz et sektöründe geçen yıl 93 ülkeye ihracat yapılarak, 894 milyon dolar döviz getirisi sağlandı. TÜİK verilerine 2022 yılının 10 aylık döneminde 2 milyon 61 bin 422 ton beyaz et üretilirken; Ege İhracatçı Birlikleri istatistiklerine göre yine ilk 10 ayda 577 bin 300 ton ihracat yapılmıştır” diye konuştu.