UBK Başkanı Abdullah Özdemir: "Bakliyat sektörü yeni inovasyonlarla büyüyor"
09/01/2023 - 17:35:00
Günümüz itibariyle dünya genelinde bir bitkisel protein akımının başladığını ve bu konuda AR-GE çalışmalarının artarak devam ettiğini anlatan Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, “Örneğin Amerika, Kanada ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde bakliyatın kendisinin tüketilme oranı düşüktür. Bu ülkeler bakliyatı daha çok konserve, humus, cips, bakliyat unundan ekmek, burger, köfte, nugget, snacks, kek, pasta vb. katma değer yaratan türev ürünler olarak tüketmektedirler. Ayrıca bakliyat bu ülkelerde bitki bazlı et üretiminde birçok gıdada katkı maddesi olarak kullanılmaktadır” diyor.
Haber: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi
Baklagillerin gen merkezi olan Türkiye sahip olduğu ekolojik şartlarıyla baklagil üretimine oldukça uygun. Bu nedenle ülkemizde geleneksel tarım ürünlerinden biri olan baklagiller, tarla bitkileri ekim alanları içinde tahıllardan sonra ikinci sırada geliyor. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde yetiştirilen yemeklik tane baklagiller Türk mutfağının ve özellikle dar gelirli ailelerin protein kaynağını oluşturuyor.
Baklagiller, istihdama olan katkıları, ihracat potansiyelleri, ekim nöbetine kolayca girebilmeleri, nadas alanlarının azaltılmasında etkili olmaları, besin değeri yönünden zengin olmaları nedeniyle üretim ve tüketimde önemli bir ürün grubu olarak kabul ediliyor. Baklagiler, dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam açısından oynadığı önemli rolle obezite, kalp rahatsızlıkları, diyabet, böbrek yetmezliği ve kanser gibi çağımızın yaygın hastalıklarıyla mücadelede uzmanlar tarafından tüketimi sıkça önerilen gıda ürünleridir.
En yüksek üretim artışı kırmızı mercimekte
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkemizin 2022 yılı bakliyat üretiminin bir önceki yıla kıyasla yüzde 24 artarak 1 milyon 308 bin ton olması öngörülüyor. Ürün bazında incelendiğinde nohut ilk sırada yer alırken, kırmızı mercimek ve kuru fasulye diğer önemli üretim kalemleri olarak sıralanıyor. Tahminlere göre bu yıl en önemli artış kırmızı mercimekte bekleniyor. 2021 yılında 228 bin ton olan üretim hacminin 2022’de yüzde 75 artışla 400 bin ton olması öngörülüyor. En önemli üretim kalemimiz olan nohutta ise yüzde 22’lik bir artış beklenirken rekoltenin 580 bin tona ulaşması tahmin ediliyor. Bakliyat ürün grubunda üretim açısından azalış beklenen tek ürün ise kuru fasulye olarak değerlendiriliyor. Geçen yıl 305 bin tona ulaşan üretim miktarının bu yıl yüzde 12 azalışla 270 bin tona gerilemesi beklentisi bulunuyor. Üretim hacmi diğer ürünlere göre çok daha sınırlı olan yeşil mercimekte ise rekoltenin yüzde 29 yükselişle 45 bin tona ulaşması bekleniyor.
TÜİK dış ticaret verilerine göre (özel ticaret sistemi) 2021 yılında ülkemiz 594 bin ton ihracat gerçekleştirdi. 222 bin tonla kırmızı mercimek en önemli ihraç kalemimiz. Kırmızı mercimeği 170 bin ton la nohut, 129 bin tonla kuru bezelye ve 64 bin tonla kuru fasulye takip ediyor. Diğer yandan ülkemiz 2021 yılında 727 bin ton ithalat gerçekleştirdi. Bunun 464 bin tonunu kırmızı mercimek, 174 bin tonunu kuru bezelye, 41 bin tonunu yeşil mercimek, 29 bin tonunu nohut ve 16 bin tonunu kuru fasulye oluşturdu. Veriler Türkiye’nin bakliyat dış ticaretinde net ithalatçı konumda bulunduğunu anlatıyor.
10 aylık ihracattan 579 milyon dolar gelir
Türkiye, Trademap verilerine göre 2021 yılında ihracatta miktar açısından dünya genelinde 6’ncı, değer açısından ise 5’inci sırada yer alıyor. TÜİK istatistiklerine göre 2022 yılının ilk 10 aylık bölümünde ülkemiz 647 bin ton düzeyinde ihracat gerçekleştirirken, bu ihracattan 579 milyon dolar gelir elde edildi. Ülkemizin bakliyat ihracatının yüzde 51’ini kırmızı mercimek, yüzde 39’unu kuru bezelye ve yüzde 8’ini nohut oluştururken, Irak, Sudan, Almanya ve İtalya bu dönemde en önemli ihraç pazarlarımız oldu. Diğer yandan 2022 yılının ilk 10 aylık bölümünde Türkiye 740 bin ton düzeyinde ithalat yapmarken, bu ithalat karşılığında 492 milyon dolar ödedi. Ülkemizin bakliyat ithalatının yüzde 52’sini kırmızı mercimek, yüzde 45’ini kuru bezelye oluşturuyor. Başta Kanada ve Rusya olmak üzere Ukrayna ve Kazakistan en önemli tedarikçilerimiz konumundalar.
Türkiye’nin bakliyatta 2022 yılının ilk 10 ayı itibariyle miktar olarak net ithalatçı, değer olarak net ihracatçı pozisyonda bulunduğunu anlatan Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, “Ancak ihracatın yüzde 90’ını oluşturan kırmızı mercimek ve kuru bezelyeyi kendi yerli ürünlerimizle değil, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında yurt dışından getirdiğimiz ürünlerle ihraç ediyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde hem yerli üretime ivme kazandırmalı ve aynı zamanda mevcut pazarlardaki konumumuzu güçlendirirken, diğer pazarlarda daha fazla yer almalıyız. Yeterlilik açısından analiz edildiğinde ise yüzde 122 ile sade nohutta kendi kendine yeten bir ülke durumundayız. Aynı oran kuru fasulyede yüzde 92, kırmızı mercimekte yüzde 71 ve yeşil mercimekte ise yüzde 59 düzeyinde seyrediyor” dedi.
Abdullah Özdemir: “Son 7 yılda bakliyat ekim alanları yüzde 32 arttı
30 yıl önce Türkiye’nin 19 milyon dekar büyüklüğünde kuru baklagil ekili alanı ve bu alandan elde edilen 1,8 milyon ton düzeyinde üretim hacmi bulunduğunu anımsatan Abdullah Özdemir, özellikle 1994 yılında sona eren Nadas Alanlarının Daraltılması Projesi ve aynı yıldan itibaren TMO'nun yemeklik tane baklagilleri alım kapsamından çıkarması nedeniyle başta mercimek ve nohut olmak üzere, kuru baklagillerin çiftçiler açısından cazip olmaktan çıktığını söyledi. Yaşanan bu sürecin sonucunda Türkiye’de bakliyat ekili alanların 2014 yılında 7,4 milyon dekara ve üretim hacminin ise 1 milyon tona kadar gerilediğini kaydeden Özdemir, “Buna karşın devletimizin 2014 yılından itibaren bakliyata verdiği önemin artırması ve bu yönde uyguladığı politikalar neticesinde son yedi yılda ekili alanlarda yüzde 32’lik bir artış oldu. Üretimde ise aynı dönemde yüzde 25’lik bir yükselme gerçekleşti” ifadelerini kullandı. (Excel tablo 3. sayfa)
“Dünya bakliyatta AR-GE’ye yatırım yapıyor”
Günümüz itibariyle dünya genelinde bir bitkisel protein akımının başladığını ve bu konuda AR-GE çalışmalarının artarak devam ettiğini anlatan Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, “Özellikle büyük firmalar bu alanda çok önemli yatırımlar yapıyorlar. Bu bağlamda et ile eşdeğer, ete alternatif, yüksek protein seviyesine sahip ve ete kıyasla daha ekonomik olan mercimek, nohut, kuru fasulye ve bezelye gibi bakliyat ürünleri de gelecekte bu trendin en değerli parçalarından biri olacaktır. Örneğin Amerika, Kanada ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde bakliyatın kendisinin tüketilme oranı düşüktür. Bu ülkeler bakliyatı daha çok konserve, humus, cips, bakliyat unundan ekmek, burger, köfte, nugget, snacks, kek, pasta vb. katma değer yaratan türev ürünler olarak tüketmektedirler. Ayrıca bakliyat bu ülkelerde bitki bazlı et üretiminde birçok gıdada katkı maddesi olarak kullanılmaktadır” şeklinde konuştu.
Bakliyatta değişen tüketim alışkanlıkları gerçeğinden hareketle, Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) tarafından yürütülmekte olan 2021 yılı Yenilik ve Verimlilik Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programı kapsamında, Mersin Ticaret Borsası olarak hazırladıkları Bakliyat Araştırma Merkezi projelerinin kabul edilerek laboratuvar kurulum çalışmalarının tamamlandığını ve merkezin faaliyetlerine başladığını açıklayan Abdullah Özdemir şunları söyledi: “Bu projeyle; inovatif, katma değeri yüksek, niş hedeflere yönelik bakliyat türev ürünleri geliştirilmesi, hâlihazırda yalnızca ayıklama ve paketlemeyi içeren bakliyat işleme prosesini AR-GE temelli olarak dönüştürüp gıda sektöründeki yeni trendlerle birlikte sektörün gelişiminin ve katma değer yaratma kapasitesinin artırılması, sektörün yüksek katma değerli ürünler ihraç etmesinin sağlanması, bakliyat ürünlerine yönelik dünya genelinde yapılan AR-GE çalışmaları sonucunda oluşan bilgi birikiminin ülkemize kazandırılması ve sektörün kullanımına sunulması, nihai tüketici tercihlerine cevap verecek şekilde tüketime hazır, lezzetli, sağlıklı ve ekonomik ürünler geliştirilmesi ve bu ürünlerin ticarileştirilerek yaygınlaşmasının sağlanması, sektörde çalışabilecek yeterlilikte AR-GE personelinin yetiştirilmesi amaçlanmaktadır.”
UBK’den bakliyat sektörü için çözüm reçetesi
Abdullah Özdemir, bakliyat sektörünün yeniden eski günlerine dönebilmeai için Konsey olarak ajandalarında yer alan çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
· Nadas ve atıl alanlar üretime kazandırılmalı
· Havza bazlı destekleme modeli yeniden ele alınmalı
· Sertifikalı tohum üretimi ve kullanımı yaygınlaştırılmalı
· Baklagiller münavebeli ekim şartına göre zorunlu hale getirilmeli
· Bakliyat sektöründe AR-GE çalışmaları ve sanayi iş birliği güçlendirilmeli