Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Un ve unlu mamullerde ihracat Uzak Ülkeler Stratejisi’yle büyüyecek

Ticaret Bakanlığı tarafından başlatılan Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında Japonya, Tayland, Endonezya, Hindistan, Şili, Vietnam, Meksika gibi pazarlarda aktif olmayı hedeflediklerini anlatan Orta Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Uysallı, “Kaliteli ve standartları yüksek ürünlerimizle markalaşmak uzun vadeli hedeflerimiz arasındadır” diyor.
 
Röportaj: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi




Un görseliÜlkemizde un sektörünün genel yapısına ve üretim kapasitesine ilişkin detayları aktarak, Türkiye’nin un ve makarna ticaretinde dünyadaki konumundan söz edebilir misiniz?
Ülkemiz unda yıllık yaklaşık olarak 11-12 milyon tonluk iç piyasa talebini karşılarken, yaklaşık 3 milyon ton unu da ihraç etmektedir. Türkiye Un Sanayicileri Derneği’nin çalışmalarını veri alırsak, ülkemizde 69 ilde 598 adet un fabrikası bulunmaktadır ve bu işletmeler yılda 30 milyon ton üretim kapasitesine sahiptir. Bahse konu olan işletmelerde yaklaşık 15 bin kişi çalışmaktadır. Üretim miktarına ait resmi bir veri yok ancak yılda 15 milyon ton üretim yapıldığı tahmin edilmektedir. Geçen yıl toplam kapasite olan 30 milyon tonun yaklaşık yüzde 50'si kullanılmıştır.
 
Türkiye 2022 yılında da özellikle un ve makarna ihracatında dünya sıralamasında önemli bir konumda. 2022 yılının son çeyreğinin verileri henüz paylaşılmadı ancak Ocak-Eylül dönemine baktığımızda ülkemiz unda birinciliğini korurken, makarnada ise ilk üç ülke arasında yer alarak küresel oyuncu olma iddiasını devam ettirmiştir.
 
Özellikle Rusya – Ukrayna savaşının etkisiyle yükselen girdi ve ham madde maliyetleri ve de ülkemizde enflasyonist ortamda yükselen fiyatlar unlu mamullerin tüketimini ne yönde etkiledi? Bugün itibariyle sektörünüzü en çok zorlayan girdi maliyetleri hangileridir?
Unlu mamullerin üretiminde şartlar ne olursa olsun geleneksel bir tutum olduğunu gözlemliyoruz. Aynı durum tüketim için de geçerli. Ülkemizdeki unlu mamullerin tüketim alışkanlıkları koşullara rağmen değişmemektedir. Türkiye kişi başı tüketime baktığımızda dünyada en çok un ve unlu mamul tüketen ülkelerden biridir. Sektördeki en büyük girdi maliyetimiz buğday. Toprak Mahsulleri Ofisi son dönemde ekmek fiyatlarını sübvanse ediyor. Son bir yıldır dünyadaki buğday miktarı nedeniyle fiyatlar dengede seyrediyor. İşçilik ücretleri artmış durumda ancak enerji ve ham madde fiyatları söz konusu olduğunda bu dönemde stabil seyrettiğini söyleyebiliriz.
 
“UN VE MAKARNADA KENDİMİZE YETEBİLEN BİR ÜLKEYİZ”
Savaş ortamının etkisiyle ülkemizde gerek makarnalık gerekse de ekmeklik buğday tedariğinde bir sorun yaşandı/yaşanıyor mu, stoklar ne durumda? Bu konuda alınması gereken önlemler var mıdır?
Türkiye gerek un gerek makarna konusunda koşullar ne olursa olsun kendi kendine yetebilen, üretimiyle kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen bir ülkedir. Bu ürünlerde tedarik ve stok konusunda bir sorun yaşamıyoruz. Ancak pandemi ve savaş gibi zorlu koşullar insanların tüketim alışkanlıklarını değiştirebiliyor. Yeni şartlara uygun olarak tarım politikalarımızı revize ederek, üretim politikalarımızda bu gerçeği göz önüne alarak önlem alabiliriz.
 
Tablo un ihracatı“İHRACAT GELİRLERİMİZ ARTIYOR”
Geride bıraktığımız yıl Türkiye’nin un ve unlu mamuller ihracatı nasıl bir seyir izledi? Kaç ülkeye un ve unlu mamul satıyoruz? İhracatta başı çeken ürünler hangileri? İhracatta odaklandığınız pazarlar ve 2023 sonu hedeflerinizi paylaşabilir misiniz? 
Un ve unlu mamuller sektörü için önce değirmencilik ürünleri sektörü ihracatından bahsetmek isterim. Değirmencilik ürünleri sektörü ihracatı 2022 yılında bir önceki yıla kıyasla %30,7 oranında bir artışla 1,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu kategorinin en önemli kalemi olan buğday unu ihracatı söz konusu dönemde miktar bazında %1,5 artışla 3,1 milyon ton ve değer bazında ise %33,7 artışla 1,4 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. En fazla ihracat yaptığımız ülkelerin başında Irak, Suriye ve Yemen gelmektedir. Buğday ununda Irak’a yönelik ihracatta %27,9 artış, Suriye’ye yönelik ihracatta %46,5, Yemen’e yönelik ihracatta ise %33,1 artış olmuştur. 2022 yılında 149 ülkeye buğday unu ihracatı yapılmıştır.
 
Bunun yanı sıra pastacılık ürünleri sektörü ihracatı 2022 yılında %21 oranında artış göstererek yaklaşık 2,6 milyar dolar olmuştur. En önemli kalemlerinden biri olan tatlı bisküvi ve gofret ihracatı söz konusu dönemde ,1 artarak 868 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir. En fazla ihracat yapılan ilk üç ülke Irak, Yemen ve İsrail olmuştur. Makarna söz konusu dönemde miktar bazında %1,7 azalışla 1,3 milyon ton, değer bazında ise %24 artışla 967 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. En fazla ihracat yapılan ilk üç ülke Venezuela, Somali ve Benin olmuştur. Değer ve miktar bazında geçtiğimiz yıla kıyasla makarna ihracatımızın en çok arttığı ülkeler ise Ukrayna, Senegal ve Irak olarak kaydedilmiştir.
 
Tablo makarna ihracatıHedef ülkeler konusunda Ticaret Bakanlığımız tarafından başlatılan Uzak Ülkeler Stratejisi’ni takip ediyoruz. Japonya, Tayland, Endonezya, Hindistan, Şili, Vietnam, Meksika gibi potansiyelimizin yüksek olduğu pazarlarda aktif olmayı hedefliyoruz. Yeni pazarlar bulmak, bulunduğumuz pazarlarda kalıcı olmak, yüksek verimlilikle daha çok üretmek, alt yapımızı ve küresel ticaretteki yerimizi sağlamlaştırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
 
Nihat Uysallı“GIDA GÜVENLİĞİNDE KÜRESEL KRİZLER YAŞANIYOR” 
Önce Covid-19 pandemisi hemen ardından başlayan Rusya-Ukrayna savaşı tarımın ülkeler için ne denli stratejik bir sektör olduğunu gözler önüne serdi. Hem sektörünüz özelinde hem de genel tarım politikaları nezdinde bu yaşananlar bize neler söylüyor? 
Gerek pandemi gerekse de uluslararası uyuşmazlıklar, gıda güvenliğinde hem üretim hem de tedarik zincirleri açısından küresel krizlere açık olunduğunu göstermiş, bu süreçlerin daha çok güvenceye alınması gerektiğini anlamamızı sağlamıştır. Her ne kadar ülkemiz tarımsal çıktılar anlamında verimli topraklara sahip ve gıda sanayinde rekabetçi olsa da gıda sektörünün küresel bir karşılıklı bağımlılık arz ediyor oluşu, üretim ve tedarik süreçlerinin güvenceye alınmasını tüm ülkeler için zaruri kılmaktadır. Gıda sanayinde otomatizasyon sistemlerinde artış sağlayarak ve insan emeğiyle teknolojiyi daha entegre hale getirerek gıda üretimini, insan emeğini üretim sürecinden kesen faktörlere rağmen devam ettirebiliriz.
 
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan gıda krizi riskinin ortadan kaldırılmasına yönelik oluşturulan Tahıl Koridoru’ndan Aralık 2022 sonuna kadar 15 milyon tondan fazla tahıl taşındı. Tahıl Koridoru’nun dünyaya ve ülkemize sağladığı kazanımları değerlendirebilir misiniz?
Türkiye ülke içindeki gıda ihtiyacını karşılayabildiği gibi diğer ülkelerin faydasını gözetecek adımlardan da geri durmamış; gıda krizinin bu denli ön planda olduğu bu dönemde dünyada tahıl ihracatının güvenli ve kolay transferinde arabulucu ve söz sahibi olmasıyla ne kadar önemli ve stratejik bir ülke olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
 
Kısa ve uzun vadeli olarak ülkemiz un ve unlu mamuller sektörünün hedeflerinden bahsedebilir misiniz? 
Dünyanın en büyük makarna ve un ihracatçılarından biri olmak ülkemizi avantajlı kılan bir durumdur. Yeni dönemde de bu konumumuzu koruyup geliştirerek devam ettirmeyi, aynı zamanda dünyanın değişen gıda algısına uyum sağlamayı hedefliyoruz. Yüksek üretimi sağlayacak tarım politikalarını benimsemek ve verimli çıktılar elde etmek, kaliteli, standartları yüksek ürünlerimizle markalaşmak uzun vadeli hedeflerimiz arasındadır.
 
“KÖYLÜ NÜFUSUN VE TARIM ARAZİLERİNİN AZALMASI BÜYÜK TEHDİT"
Covid-19 pandemisi ve uluslararası çatışmaların gıda ve tarım sektörlerinde bilinen yöntemleri boşa çıkardığına dikkat çeken Nihat Uysallı, “Gıda tedariğinde sürekliliğin ne kadar hayati olduğunu gözler önüne serdi. Ülkemiz verimli topraklara sahip olmasına rağmen köylerin terki ve ekim alanlarının giderek azalması sektör için potansiyel bir tehdit oluşturuyor. Tarım politikalarında bu yeni gerçeklikler göz önüne alınarak planlama ve üretim önlemleri alınmalı, yeni sürece hızlı şekilde adapte olunarak gıda tedariğinde güven sağlanmalıdır” diye konuştu.