Ambalajda yıl sonu hedefi 8,5 milyar dolar ihracat
22/08/2024 - 17:52:00
Türkiye ambalaj sektörünün hem miktar hem de değer bazında 2023 yılında yüzde 8’lik kayıp yaşadığını belirten Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, “İhracatta ilk hedefimiz Avrupa. Türkiye ambalaj sektörü olarak, henüz ihtiyacının yüzde 10-15’ini karşıladığı Avrupa ülkelerine daha fazla ihracat yapmalıyız. Ayrıca ABD’nin de Türkiye ambalaj sektörümüz için büyük fırsatlar barındırdığını düşünüyoruz. 2024 yılı için ihracat hedefimiz 8 - 8,5 milyar dolara ulaşmak” diyor.
Röportaj: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi
* Bu röportaj Gıda Teknolojisi Dergisi'nin Temmuz - Ağustos 2024 sayısında yayımlanmıştır.
Sayın Sarıbekir, elinizdeki son veriler ışığında Türkiye ambalaj sektörünün genel durumu hakkında bilgi verebilir misiniz?
2023 yılı itibariyle küresel ambalaj endüstrisinin cirosu yaklaşık 1 trilyon ABD doları olarak tahmin edilmektedir. Bu miktarın 2024 yılında 1,05 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir. Bu büyüme, özellikle Asya, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa gibi bölgelerdeki artan ambalaj tüketimi ve sürdürülebilir ambalaj çözümlerine yönelik taleple desteklenmektedir. Söz konusu büyüme daha çok kâğıt/karton/oluklu mukavva ve sert (rijit) plastik ambalaj sektörlerinde yaşanırken, son verilere göre ABD'nin yıllık ambalaj tüketimi yaklaşık olarak 200 milyar doları aşmaktadır. İkinci sırada 100 milyar dolar ciroyla yer alan Çin'in büyüme oranı yüzde 10 ve kısa bir süre sonra ABD'yi geçerek, dünyadaki en büyük ambalaj tüketicisi olacağı tahmin ediliyor. Türkiye ambalaj sektörü 25 milyar dolar büyüklükle Avrupa ve Avrasya'da 6. sırada; dünyada ise 16. sırada yer alıyor. Sektör cirosu olarak bize yakın ülkeler ise nüfus avantajına sahip olan Hindistan, Brezilya ve Rusya Federasyonu.
“2023’TE AMBALAJ İHRACATINDA YÜZDE 8'LİK KAYIP YAŞADIK"
2023 yılında Türkiye kaç ülkeye ne kadarlık ambalaj ihracatı gerçekleştirdi? Etkili olduğumuz ve odaklandığımız pazarlar hakkında bilgi paylaşabilir misiniz? Yıl sonunda ihracatta hedefler neler?
180’in üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren ambalaj sektörümüzün 2023 yılı ihracatı 6 milyar 856 milyon 237 bin dolar olarak gerçekleşti. Miktar olarak bakıldığında 2023 yılında ambalaj ihracatımız 3 milyon 12 bin 142 ton oldu. Bu rakamları değerlendirdiğimizde sektörün hem miktar hem de değer bazında 2023 yılında 2022’ye göre yüzde 8’lik kayıp yaşadığını söyleyebiliriz. Ambalaj türüne göre genel toplamlara bakıldığında; plastik ambalajlar yüzde 63’lük payla ilk sırada, yüzde 23 ile kağıt/karton/oluklu mukavva ambalajlar ikinci sırada, yüzde 9’luk payla metal ambalajlar üçüncü sırada, yüzde 4’lük payla cam ambalajlar dördüncü sırada, yüzde 1’lik payla ahşap ambalajlar beşinci sırada yer aldı. 2023 yılındaki toplam ambalaj ihracatında ülke sıralamasında ise ilk sıra Birleşik Krallık’ın, ikinci sıra Almanya’nın, üçüncü sıra İtalya’nın, dördüncü sıra Irak’ın ve beşinci sıra ABD’nin oldu.
İhracatta ilk hedefimiz Avrupa. Türkiye ambalaj sektörü olarak, henüz ihtiyacının yüzde 10-15’ini karşıladığı Avrupa ülkelerine daha fazla ihracat yapmalıyız. Bunun için ‘daha hızlı’ olmak gerekiyor. Avrupa’da oluşturulacak lojistik merkezlerine demir yolu, nehir yolu ve deniz yoluyla ulaşıp, ürünlerimizi bu merkezlerden Avrupa’ya dağıtabiliriz. Eğer bunu başarırsak ihracatımıza etkisini çok hızlı bir şekilde görebiliriz. Çünkü artık sadece fiyat avantajı konuşulmuyor. Kaliteli ürün talebi olan Avrupa, en hızlı şekilde ambalaja ulaşmak istiyor. Ayrıca ABD’nin de Türkiye ambalaj sektörümüz için büyük fırsatlar barındırdığını düşünüyoruz. Bu sebeple odaklandığımız pazarlardan biri de ABD. 2024 yılı için ihracat hedefimiz ise 8 - 8,5 milyar dolara ulaşmak.
“İTHALAT DA DÜŞÜŞTE”
Türkiye ne kadarlık ambalaj ithalatı gerçekleştiriyor? İthalatta öne çıkan ülkeler ve ürünlerden bahsedebilir misiniz?
Sektörümüzün ithalatı 2023 yılında 4 milyar 598 milyon 564 dolara geriledi. İthalatta miktar bazında da düşüş yaşandı. 2022’de 2 milyon 117 bin 56 ton olan ithalat, 2023’te 1 milyon 994 bin 206 ton oldu. Böylece 2023 yılında ambalaj sektörümüzün toplam ithalatı 2022’ye göre miktar olarak yüzde 6, değer olarak yüzde 5 azaldı. Söz konusu dönemde ambalaj sektörümüzün 2 milyar 257 milyon 672 bin dolarlık dış ticaret fazlası verdiğini vurgulayabiliriz. Ambalaj türüne göre genel toplamlara baktığımızda plastik ambalaj ithalatı oranının değer olarak yüzde 55, kağıt/karton ambalaj ithalatı oranının ise değer olarak yüzde 36 olduğunu söyleyebiliriz. 2023 yılında değer bazında en çok ambalaj ithalatı yapılan ülkelere baktığımızda ise ilk 5 ülkenin sırasıyla Almanya, Çin, İtalya, Güney Kore ve Fransa olduğunu görmekteyiz.
Türkiye’de ve de dünyada üretilen ambalajın ne kadarlık bölümü gıda ve içecek endüstrisinde kullanılmaktadır?
WPO-Dünya Ambalaj Örgütü tarafından ele alınan değerlere göre; ambalaj üretiminin yaklaşık yüzde 50'sinin günlük ihtiyaç maddeleri arasında büyük ağırlıkta da gıda ve içecek ürünleri olduğu ve yüzde 20-30'unun diğer gıda dışı tüketim malları ve keza yüzde 20-30'unun ise endüstriyel ambalajlar olduğunu söyleyebiliriz.
“İNSAN SAĞLIĞI İÇİN AMBALAJLI GIDA OLMAZSA OLMAZ"
Özellikle Covid-19 pandemisinden bu yana gıda ürünlerinde ambalajın önemi ve ambalaja olan algıda ne türden değişiklikler yaşandı/yaşanıyor?
Her şeyden önce dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisiyle ambalajın ne kadar önemli ve gerekli olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu. Satın alınan ürünün ambalajı, onun güvencesidir. Ambalajın üzerindeki etikette içerdiği ürünün besin değeri, ürünün miktarı, son tüketim tarihi, üretici adres bilgileri yani ürünün muhteviyatı, nerede ve kim tarafından nasıl üretildiği, ambalajın geri dönüştürülebilirliğini ve sürdürülebilirliğini içeren tüm bilgiler bulunur. Dünyada insan sağlığı için ambalajlı gıda olmazsa olmaz niteliğinde. Tüketicilerin bilinçlenmesi sonucunda sağlık, güvenlik ve besleyici özelliklerin ürün etiketi üzerinde yer alan gıdalarla markalı ve kalitenin vurgulandığı ürünlerin tüketimine yönelik talebin arttığını görüyoruz.
E-ticaret dünya genelinde ve ülkemizde her yıl büyük bir hızla artıyor. Bu durum ambalaj endüstrisini ne yönde etkiliyor?
Dijitalleşmeyle başlayan ve pandemiyle hızlanan e-ticaretin artışı devam ediyor. Bu da daha çok ambalaja ihtiyaç duyulacağını gösteriyor. Çünkü e-ticarette ürün iyi bir şekilde ambalajlanmalı ve güvenli bir şekilde tüketiciye gitmeli. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda perakende sektörleri için ambalajın öneminin daha da artacağına inanıyoruz.
“HAZIR YEMEK AMBALAJLARI YÜKSELEN DEĞER"
Ambalajın satın alma davranışları üzerinde ne türden etkileri bulunuyor? Özellikle gıda ve içeceklerin satın alınmasında ambalajın etkileri ile ilgili yapılan araştırmalardan örnekler paylaşabilir misiniz?
Ambalaj marka kimliğini yansıtırken estetik yanlarıyla rakiplerden farklılaşma sağlar. Bu bakımdan ambalaj üzerindeki grafik tasarımının maksimum görsellik ve bilgi içeriyor olması önemlidir. Ama ambalaj aynı zamanda işlevsel ve stratejik bir unsur olarak da görülmelidir. Temizlik ve hijyen bu dönemde daha fazla ön plana çıkıyor. Bu sebeple insan sağlığını çevresel risklerden uzak tutan ve koruyan ambalajlı gıdalar ve içecekler tercih ediliyor. Diğer yandan özellikle kolay açılabilir-kapanabilir ambalaj tasarımlarının bu özellikleriyle tüketicide olumlu etki yarattığını söyleyebiliriz. Ayrıca, ürünün kolay taşınabilmesi, ambalajın içindeki ürünün görünürlüğü (şeffaf / pencereli ambalajlar), kullanım kolaylığı ve ergonominin satın alma eğilimlerini artıran etmenler arasında ilk sıralarda yer aldığını vurgulayabiliriz. Bazı ürünlerde tekrar kullanma/doldurma da öne çıkmaktadır. Raf ömrünü uzatan yapılar; hazır yemek ambalajları tüm dünyada ve ülkemizde çok tercih edilmeye başlandı.
Bir yandan da tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen unsurların artık farklılaştığını da görüyoruz. Artık şirketler için sadece kâr maksimizasyonunun hedeflendiği günler geride kaldı. Yeni dünya düzeninde şirketlerin kâr elde etmesi toplumsal çıkarları gözetmesiyle paralel ilerlemeye başladı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında en önemli konulardan biri de 'Sorumlu Üretim ve Tüketim'. Bu sebeple ambalaj sektörü olarak geri dönüşüm ve sürdürülebilirliğe, teknolojiye, kaliteye ve ürün çeşitliliğine önem veren bir bilinçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
GIDA AMBALAJINDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
Gıda ambalajlarından söz edilirken ilk olarak raftaki ambalaj tasarımları akla geliyor. Ancak gıda tedarik zinciri çok boyutlu bir zincir ve burada gıda güvenliğinin korunması esas. Tedarik zincirinde ambalajın nasıl bir fonksiyona sahip?
Ambalajların; gıdaların raf ömrünü uzatacak, uygun koşullarda depolanmasına imkan verecek ve gıdaların tüketiciye ulaşıncaya dek diğer bulaşanlardan koruyabilecek ve hijyen sağlayacak şekilde olması gerekir. Özellikle gıda ambalajlarında üretildiği andan itibaren tüketiciye ulaşana kadar dağıtım ve satış aşamasında ürünün beklerken bozulmaması, tat kaybının yaşanmaması en önemli hususlardandır. Dağıtım aşamasında yaşanabilecek hasarları göz önünde bulundurarak üretilen ambalajlar, yırtılma ve delinme ihtimaline karşı dayanıklı olup yiyeceklerin zarar görmesini engellemelidir.
Ambalajlar sağladığı koruma yöntemleriyle ürünleri ilk günkü tazeliğinde tüketiciye ulaştırır. Taze ve tüketilebilir bir halde olmasını sağlayarak, raf ömrü süresine sadık bir ürün sunar. Aynı zamanda tat kaybı, nemle temas, mikrobik bozulma vb. etkenlerden korur. Büyük partiler halinde sevkiyata hazırlanan ambalajlar, sağladıkları pratik imkanlarla ekonomik tasarruf da sağlar. Ürünü korurken aynı zamanda taşıma masraflarını da minimum seviyeye düşürerek hem ekonomik tasarruf ve hem de çevreye duyarlı bir koruma yöntemi sunar.
Bir gıda ambalajı;
· Ürünü temiz tutmalı ve kontaminantların (kirletici maddelerin) gıdaya buluşmasına engel olmalıdır.
· Besin kayıplarını en aza indirgemelidir.
· Ürünün taşınması, dağıtımı ve rafta tutulması sırasında koruyucu olmalıdır.
· İçerdiği ürünü kimyasal ve fiziksel tehlikelere karşı korumalıdır.
· Üzerinde gıdanın içeriği, en uygun kullanım ve saklama koşullarını belirten etiket bulunmalıdır.
· Albeniyi artırıcı biçimde, ürünü en iyi şekilde tanıtacak biçimde tasarlanmalıdır.
· Kolay kullanılabilmelidir.
“TÜRKİYE PETROKİMYA GİRİŞİM GRUBU KURULMALI"
Sektörünüzde yaşanan sorunları ve çözüm önerilerinizi maddeler halinde sıralayabilir misiniz?
Sektörümüzde plastik başta olmak üzere ambalaj malzemelerinin ham maddeleri ağırlıklı olarak yurt dışından temin ediliyor. Bu sebeple öncelikli yapılması gereken, ham madde üretimi için ülkemizde büyük yatırımlara destek verilmesi. Ham madde üretimine ağırlık verecek bu tür yatırımların üreticilerin maliyetlerini de uzun vadede indireceğini ve ihracat hızını artıracağını düşünüyoruz. Bunun için “Türkiye Petrokimya Girişim Grubu” kurulmalı. Bu sayede yüksek katma değerli ürünler üretip uluslararası arenada daha rekabetçi bir yapıya sahip olabiliriz.
Ambalaj sektöründe karşılaştığımız en büyük sorunlardan biri de ara eleman ve teknik personel sıkıntısı. Bu kapsamda mesleki eğitimin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Devletimizin planlamalarının yanı sıra İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “Meslek Lisesi memleket meselesi” diyerek konuya dikkat çektiği üzere, yetişmiş eleman sorunumuzu çözebilmek için sektör içerisinde yer alan her işletmemiz elini taşın altına koyarak hareket etmeli. Kalifiye ara eleman sorununun çözümü mesleki eğitimlerin kalitesinin artırılmasında yatıyor.
Ar-Ge ve inovasyona sürekli yatırım yapmak, en hızlı ve ekonomik şekilde üretim gerçekleştirmek ve rekabetin yoğun olduğu dünya pazarlarından aldığımız payı artırmak zorundayız. Ambalaj sektörümüz bu günlere teknolojik gelişmeleri takip ederek geldi. Şimdi de otomasyon ve Endüstri 4.0’ın sektörümüzde daha çok yer alması için yatırıma devam etmeliyiz. Ambalaj sektörü olarak verimliliği artırıp düşük maliyetle üretim yapmak, bunun için kendimizi yenilemek ve geliştirmek için teknolojiyi daha çok takip etmek zorunda olduğumuzun bilinciyle hareket etmeyi sürdürmeliyiz.
“YEŞİL OSB’Yİ DESTEKLİYORUZ”
Atık malzemelerin geri dönüşüme kazandırılmasının çok büyük bir önem taşıdığını açıklayan Zeki Sarıbekir, Çin’in yaptığı gibi Türkiye’nin de kendi atığını kullanmasının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Çin’in geri dönüşüm sanayisini geliştirmek için dünyanın plastik atığını satın alıp sanayisini geliştirip yavaşça sıfıra getirdiğini kaydeden Sarıbekir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için biz de ülkemizdeki toplamayı ve geri dönüşümü geliştirecek sistemlerle uğraşmalıyız. Bu noktada Yeşil OSB konusunu destekliyoruz. Buralarda üretilen ürünlerin de önü açık olacak. ISO 9000 ilk çıktığında ISO 9000 belgesi olmayanlar ihracat yapamıyordu. Gelecekte aynı şekilde karbon karnesi kötü olan ihracatçılar ihracat yapamayacak hale gelecek. İhracatın artmasıyla bu durum birinci derecede paralel ilerliyor. Sanayi OSB’lere toplanıp şehirlerden çıkartılabilir. Bunları her zaman destekliyoruz. ASD olarak da bunun gündemde tutulması gerektiğine inanıyoruz. Sürdürülebilirlik, çevreci üretim Türkiye’nin geleceği. Çevresel sürdürülebilirliği önceliğe aldığımız zaman hem lojistik hem üretim kalitesi hem de rekabet gücümüz gelişecek.”