Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
İnsanlığı bekleyen büyük tehlike! Bizi robotlar mı yönetecek?

Kahvaltı Sohbetleri’nin Aralık ayı toplantısında konuşan Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Buket Aksu, yapay zeka ve teknolojinin hızla geliştiği günümüz dünyasında kuşaklar arası iletişim üzerinde dururken,  milenyum kuşağının özelliklerini anlattı.
 
Haber ve fotoğraflar: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi
 
* Bu haber, Gıda Teknolojisi Dergisi'nin Kasım - Aralık sayısında yayımlanmıştır. 




Yapay zekaTÜBİTAK MAM AR-GE Direktörü ve Gıda Teknolojisi Dergisi Bilimsel Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Pala tarafından düzenlenen ve 2012 yılından bu yana birçok farklı sektörden değerli ismin konuşma yaptığı Kahvaltı Sohbetleri toplantısı, 5 Aralık Perşembe günü İstanbul Ataşehir’de bulunan Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (MAREV) Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Aynı zamanda 2024 yılının son Kahvaltı Sohbetleri olan etkinlikte, Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Buket Aksu, “Yapay zekanın geliştiği günümüzde kuşaklar arasında iletişim” konusunda ilgi çekici bir konuşma yaptı. 
 
Prof. Dr. Mehmet Pala: “Teknolojinin toplumsal ilişkilerimize yansımaları üzerine kafa yormalıyız”
Toplantının açılışında konuşan Prof. Dr. Mehmet Pala, günümüzde teknolojinin hızla ilerlediğini ve yapay zekanın kullanım alanının arttığını belirterek, “Bu süreç insan emeğini nasıl dönüştürecek, toplumsal ilişkilerimizi ve etik değerlerimizi nasıl etkileyecek? Bu sorular, üzerinde kafa yormamız gereken kritik konu başlıkları olarak karşımızda duruyor. Davetimizi kabul ederek bu sabah bizimle olan Sayın Prof. Dr. Buket Aksu bu dönüşüm sürecini ve yansımalarını kuşaklar arası iletişim perspektifinden anlatacak. Bu vesileyle kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.
 
Buket Aksu ve Mehmet PalaRobotlar insanlara hükmedebilir mi?
Günümüzde dünya genelinde ChatGBT olarak bilinen yapay zekaya dayalı sohbet robotunun kullanımının yaygınlaştığını açıklayan  Prof. Dr. Buket Aksu, aynı şekilde iş hayatında birçok sektörde insanın kullanılmadığı, insansız teknoloji çağı anlamına gelen Endüstri 5.0’ın etkisini yaygınlaştırdığını kaydetti. Burada büyük bir tehlikenin bulunduğuna dikkat çeken Aksu, bu tehlikenin belli bir aşamadan sonra robotların insanları yönetmesi riski olduğunu dile getirdi. Aksu, buna en iyi örneğin savaşlarda kullanılan robotlar olabileceğini söyledi.
 
“Ne kadar ‘süper akıllı’ insanlarız?”
Endüstri 5.0’a gelinen süreçte insanlık tarihinin çeşitli aşamalardan geçtiğine işaret eden Profesör Buket Aksu, “Bilindiği üzere ilk insanlar avcı topluluklardı. Usta – çırak ilişkisi şeklinde özetleyebileceğimiz, tek boyutlu ‘yakaladığını tut’ biçiminde bir eğitim vardı. Bireysel çalışma burada dikkat çeken bir unsurdu. Buhar makineleri ve değirmenlerin keşfedildiği Endüstri 2.0’da ise tarımın geliştiğini ve takım çalışmasının arttığını görüyoruz. Makineleşmenin yaygınlaştığı Endüstri 3.0’da sanayi toplumu öne çıkarken, bilgisayarların hayatımıza girmesiyle insanoğlu bilgi toplumu haline geldi. Endüstri 5.0’da ise bilgi toplumundan süper akıllı topluma geçiş yapmış bulunuyoruz. Peki ne kadar süper akıllı toplumuz? Maalesef yaşadığımız bu hızlı değişim insanlar arasında güven ilişkilerini zedelediği gibi; aşk, sevgi ve arkadaşlık gibi çok önemli insani değerleri de bireyselleştirmiş durumda. Bu sebeple şu an burada gerçekleştirdiğimiz toplantımızı çok kıymetli buluyorum ve sizlere çok teşekkür ediyorum ” ifadelerini kullandı.
 
“4-5 kuşak bir arada yaşıyoruz”
Şu anda yüryüzünde birkaç kuşağın bir arada yaşadığını kaydeden Prof. Dr. Buket Aksu, “1920-45 yılları arasında doğanlar televizyonunun icadını, ikinci dünya savaşını, savaş sonrası yokluğu ve soğuk savaş dönemini gördüler. Biz bunlara ‘sessiz kuşak’ diyoruz. Bu insanlar az da olsa hala iş hayatındalar. Bir sonraki kuşak benim de içinde bulunduğum ‘bebek patlaması’ kuşağı. Neden bu ismi vermişler bu kuşağa? Çünkü ikinci dünya savaşından sonra dünyanın dört bir tarafında hızlı nüfus artışı oluyor. Bu kuşağın en önemli özelliği işkolik olmaları, çalışmazlarsa duramazlar. Ancak bu insanlar yeni şeyler öğrenmeyi de seviyorlar. 1965-80 yılları arasında doğanlar ise X kuşağı olarak adlandırılıyor. Bu insanlar, hipilerin ortaya çıkması, petrol krizi, sinemanın yükselişi gibi dünyadaki çok önemli olayları ve süreçleri gördüler” dedi.
 
Kahvaltı Sohbetleri genelMilenyum kuşağının özellikleri
Bugünkü genç nüfusa milenyum kuşağı denildiğini anımsatan Buket Aksu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu gençlerin kendilerine ait bir dillleri var. ‘Bugünü yaşayalım anlar yaşanmalıdır’ şeklinde özetleyebileceğimiz bir yaşam anlayışları hakim. Ancak sanılanın aksine çok akıllılar ve sistemli çalışıyorlar. Özgürlüklerine çok düşkünler. Günün yaklaşık 15 saatini teknolojik araçlarla geçiriyorlar. Spor yapıyorlar, sağlığı önemsiyorlar ve sağlıklı gıda tüketme eğilimindeler. Özgüvenliler hatta zaman zaman bunda aşırıya kaçtıkları durumlar olabiliyor. Eğitim seviyeleri tartışılabilir ancak farklılığı seven ve farklılığa değer veren bir kuşaktan söz ediyoruz.”
 
Kuşaklar arası iletişim konusunu örneklerle açıklayan Prof. Dr. Buket Aksu, “Az önce bahsettiğim sessiz kuşak yüz yüze konuşmaktan hoşlanır. Çünkü bu insanlar iletişimini mektuplaşarak yapmıştır. Bebek patlaması kuşağı ise telefonla konuşmayı severler. Dolayısıyla onları telefondan her zaman arayabilirsiniz. Saat kavramları yoktur. Ancak X kuşağı kendilerinin sadece iş saatları içinde aranmasını istiyor. Milenyum kuşağı ise işe gitmek yerine işi internetten yapıp gönderme eğilimindeler” diye konuştu. 
 
Milenyum kuşağının çalışma hayatına dair değerlendirmelerde bulunan Buket Aksu, bu insanların çok sık iş değiştirdiğini ve iş – yaşam dengesini önemsediklerini söyledi. Genç bireylerin geri bildirime de çok büyük önem verdiğini anlatan Aksu, “Bizim kuşak çalışmak için yaşarken milenyum kuşağı yaşamak için çalışıyor. Bu çocuklar neden çok sık iş değiştiriyorlar? Çünkü ‘başarısız olmazsan yeniden denemeyi ve hırs yapmayı öğrenemezsin’ anlayışına sahipler” dedi.    
 
Genç bireylerin teknolojinin esiri olmaması amaçlanıyor  
Bugün başta Fasel gibi birçok yapay zeka tabanlı öğretim ve uygulama programlarının gençlere öz farkındalık, öz yönetim, sorumlu karar alma, iletişim ve sosyal farkındalık gibi başlıklarda önemli mesajlar verdiğini açıklayan Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Buket Aksu, “Bunun yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü, OECD ve pek çok kuruluş, ülkemizde de TÜSİAD’ın genç kuşakların eğitimi ve iş yaşamına adaptasyonu konularında raporları var. Burada takım oyuncusu olan, ayakta durabilen, empati duygusu gelişmiş, güvenilecek genç bireylerin keşfedilmesi üzerinde duruluyor. Asıl amaç, bu çocukların potansiyellerini ortaya çıkarırken, robotların ve teknolojinin esiri olmalarını önlemek” şeklinde konuştu. 
 
Buket AksuProf. Dr. Buket Aksu’yu tanıyalım
Buket Aksu, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olmuştur. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya üzerine Lisans Üstü yapmış olup, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı ve Bradford Üniversitesi – İngiltere’de tez konusu kalite tasarımı olan (Quality by Design/QbD) Doktora eğitimini tamamlamıştır. Sosyal Bilimlerde de Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalında Yüksek Lisans yapmıştır. 1982 yılında başladığı İlaç Sanayii’nde İlaç Ruhsatlandırma, İhracat, Pazarlama Bölümlerinde görev yapmış olup halen Santa Farma İlaç Sanayii’nde danışman olarak görevine devam etmektedir. Asıl kadrosu, Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak sürmektedir.
 
Türk Eczacılar Birliği Eğitmeni de olan Dr.Aksu aynı zamanda kıdemli uzman olarak Blanchard International Group Türkiye Temsilciliğinde eğitmenlik görevini sürdürmekte, eğitimcinin eğitimi, liderlik, sunum teknikleri, takım performansı, iletişim, koçluk eğitimlerini vermektedir. Uluslararası ve Ulusal düzeyde, Kalite Yönetimi ve Tasarımı, Proses Analitik Teknolojisi, İlaç Ruhsatlandırma konularında 150’nin üzerinde seminere katılmış, davetli konuşmacı olarak 150’den fazla konferans vermiş, çeşitli toplantılarda ve üniversitelerde panelist olarak yer almıştır. Ayrıca uzman olduğu Kalite Tasarımı konusunda Uluslararası kitap bölümü ve makaleleri mevcuttur.